Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir....

durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2- Sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyetinin uyuşturucu kullanma suçundan verilen denetimli serbestlik tedbirinden ibaret olup tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    nun 50/5 maddesi uyarınca "uygulamada asıl mahkumiyetin bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbir" olduğu gözetilmeden yazılı şekilde "2 ay süreyle belli yerlere gitmekten yasaklanması" seçenek tedbirinden ibaret mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınması, 2-6352 sayılı Kanunun 100.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 324/4.maddesi gereğince terkin tutarı altında kalan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53.maddesindeki bazı ibarelereni iptal edilmesi nedeni ile 5237 sayılı TCK'nin 53.maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali-alacak davasında, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, aynı maddedin 1/f bendinde de geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin kararın temyiz edilemeyen kararlardan olduğu açıktır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince, '' 1- Davacının davasının KISMEN KABULKISMEN REDDİ ile, Davalının % 31,05 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı isteyebileceği alacağının 9.895,60 TL ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı isteyebileceği alacağının 46,42 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 50,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 46,42 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Tedavi masraflarından kaynaklı fazlaya ilişkin istemin reddine,'' şeklinde karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı süresinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince, '' 1- Davacının davasının KISMEN KABULKISMEN REDDİ ile, Davalının % 31,05 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı isteyebileceği alacağının 9.895,60 TL ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı isteyebileceği alacağının 46,42 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 50,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 46,42 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Tedavi masraflarından kaynaklı fazlaya ilişkin istemin reddine,'' şeklinde karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı süresinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        Şubat 1983) Yargıtay ise içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğunu belirterek, ihtiyati haczi bir icra takip işlemi olarak görmemektedir (Yargıtay HGK 16.02.2000 tarih 2000/12- 49 Esas 2000/94 Karar ve Yargıtay HGK 23.01.2008 tarih 2008/12- 25 Esas 2008/3 Karar). İhtiyati hacizde alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır....

        (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir. Yaklaşık ispatın varlığı yeterlidir alacak ile ilgili tam bir ispat aranmaz. İİK'nın 259. maddesine göre ihtiyati hacizlerde teminat yatırılması mecburidir. Sadece alacak bir ilama ya da ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenit ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Parada sahtecilik HÜKÜM : Hükümlülük ve müsadere Gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, denetimli serbestlik tedbirinden yararlanmak istediğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün (ONANMASINA), 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız eyleme dayalı maddi tazminat isteğini içerdiğinden bir miktar para alacağına yönelik olup; geçici hukuki koruma tedbiri de ihtiyati haciz olup, ilk derece mahkemesince bu yönde değerlendirme yapılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

            UYAP Entegrasyonu