İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın "İhtiyati tedbirin şartları" başlıklı 389....
Geçici hukuki koruma, henüz nihai hukuki koruma gerçekleşmeden, yargılamanın sonucunun tehlikeye girmesine engel olmak için başvurulan hukuki korumadır. HMK’da düzenlenen geçici hukukî korumalar ihtiyati tedbir (m. 389- 399), delil tespiti (m. 400- 405), diğer geçici hukukî korumalardır. HMK'nın 389/1. maddesi uyarınca, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir."...
TL ve tedavi masraflarından kaynaklı alacak miktarının 648,68 TL olduğu anlaşılmakla talep ile bağlı kalınarak hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1.000,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, hak sahibine ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 100,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren, kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 10,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/73 ESAS SAYILI DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : Samsun 4....
İhtiyati haciz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para borcu alacaklarıyla muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran yada kaçan, hileye başvuran borçluların vadesi gelmemiş para borcundan doğan alacakları temin bakımından alacaklıya talep hakkı tanıyan ve şartların varlığı halinde borçlunun yedinde yada üçüncü kişide bulunan malları ve hakları üzerine ihtiyati hacize karar verilebilir. 6098 sayılı TBK'nın 76. maddesine göre zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hakim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir mahiyetindeki geçici ödeme talebi esasen geçici bir hukuki koruma olup, geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür....
Mahkemece; Kurum sigortalısı Serkan Akça'nın 05.06.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle davacı Kurum tarafından peşin değerli gelir bağlanıp iş göremezlik ödemesi ve masraf yapıldığı ve davacının kusuru oranında davalıya rücu hakkı bulunmakla davalının % 50 kusuru nedeniyle davacının bağlanan gelir yönünden talep edebileceği alacak miktarı 17,076,05TL, iş göremezlik ödemesinden dolayı talep edebileceği alacak miktarı 3.404,87TL, masraf yönünden talep edebileceği alacak miktarı 2.028,27TL olmakla birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 5,00TL gelirden kaynaklı alacağın onay tarihi olan 17.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2,00TL masraftan kaynaklı alacağın ödeme tarihi olan 05.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3,00TL iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacağın ise ödeme tarihi olan 09.08.2010 itibaren işleyecek yasal faizi ile...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Hükümlü, Mahkemenin 19.09.2007 tarih ve 2006/1546 esas; 2007/990 karar sayılı ilamı ile TCK'nın 191/1-2 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinden dolayı memnu haklarının iadesi talebinde bulunmuş ise de; Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5.fıkrası ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından söz konusu hüküm hakkında uyarlama yapılması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle hükümlünün bu suçu herhangi bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması mümkün olmadığından; bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanun'un...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Hükümlü, Mahkemenin 29.12.2005 tarih ve 2005/464 esas; 2005/1233 karar sayılı ilamı ile TCK'nın 191/1-2 ve 62. 50/1-a 52/2 maddeleri uyarınca verilen 6000 TL adli para cezası ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinden dolayı memnu haklarının iadesi talebinde bulunmuş ise de; Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5.fıkrası ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından söz konusu hüküm hakkında uyarlama yapılması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle hükümlünün bu suçu herhangi bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması mümkün olmadığından; bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesi ve aynı...
G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, silahla adam öldürmekten kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin kabulünden kaynaklanmaktadır. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, geçici hukuki koruma isteminin ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmesi suretiyle kabulüne, bu karara davalı tarafından yapılan itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı vekilinin süresinde istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir....
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Yaklaşık ispat ölçüsünde haklılığının bulunması halinde muacel bir para alacağının yönünden ihtiyati haciz, uyuşmazlık konusu hakkında da HMK 389 maddesi uyarınca İhtiyati tedbir kararı verilebilecektir....