Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder. Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.” hükmü yer almaktadır. İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbirin geçici hukuki koruma tedbirleri olduğu madde gerekçelerinde de açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre ihtiyatı haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır. Somut olayda, davacı tarafından sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve diğer zararlarının tazminine yönelik alacak davası açılmıştır. Davacı tarafından gönderilen noter ihtarnamesi içeriği ve sunulan ödeme belgeleri dikkate alındığında mevcut delillerle yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu bu haliyle ihtiyati haciz verilebilmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır....

Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder.Bu açıklamalara göre ihtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır. Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir....

Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257.vd maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389.vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. Eldeki davada istem, maddi manevi tazminat isteğine (para alacağına) yönelik olduğuna göre, davacının geçici hukuki koruma tedbirine yönelik isteğinin de ihtiyati haciz olarak kabul edilip değerlendirilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince hem ihtiyati tedbir, hem de ihtiyati haciz olarak değerlendirme yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş ise de; sonuçta ihtiyati haciz isteği istinaf başvurusuna konu edildiğinden bu husus yalnızca eleştirilmekle yetinilmiştir....

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi kararında özetle; 1-Davacının davasının kabulü ile davalının % 70 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı isteyebileceği alacağının 104.376,65 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı isteyebileceği alacağının 38.894,86 TL ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı isteyebileceği alacağının 3.307,78 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 2.000,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 900,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 100,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 07/10/2020 NUMARASI: 2020/13Esas 2020/402 Karar DAVA: Alacak (Taşınmaz Satımı Kaynaklı) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023 Davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan taşınmaz satın almak için USD para birimi üzerinden bono düzenleyerek davalıya verdiğini, bedeli ödenmiş olan davaya konu 300.000-USD bedelli bononun dava dışı ... Bankası A.Ş.'ye tahsil cirosuyla devredildiğini, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğin geçici 8. maddesine göre tahsil cirosunun dolaşıma girme anlamına gelmeyeceğini ileri sürerek, Tebliğ kapsamında yapılan dönüşüm neticesinde davalıya fazla ödenmiş 254.274-TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK'nın 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nın 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebilecektir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Davacı talebi taraflar arasındaki simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacağına ilişkin olup üzerine tedbir uygulanabilecek herhangi bir menkul veya gayrimenkul malın uyuşmazlık konusu olmaması sebebi ile davalı tarafa ait taşınmaz üzerine tedbir uygulanması mümkün olmadığından davacı tarafın tedbir talebinin HMK 389 vd. maddeleri hükümleri uyarınca yerinde olmadığına ilişkin kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesinde ise; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir....

        davalıdan ödeme talebinde bulunduğunu, isten çıkış sebebi gerekçe gösterilerek müvekkiline ödeme yapılmadığını, davalının ödeme yapmama gerekçesinin hukuki olmadığını ileri sürerek 9.000,00 TL sigorta poliçesinden kaynaklı alacağın işten çıkarılma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Somut olayda; davacının talebi tümüyle ihtiyati hacze ilişkin geçici hukuki koruma talebini içermesine rağmen talebin ikiye bölünerek bir yandan uyuşmazlığın konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, öte yandan ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....

            DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Açılan davanın maddi gerçeklere aykırı olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini, eksik ve hatalı işler yaptığını, eksik imalatların tamamlanarak işverence geçici kabul onayının yapıldığını gösterir belgeler sunulmadığı gibi yapılan iş miktarını gösterir ve hak ediş tutarına konu hak ediş raporları da sunulmadığını, dolayısıyla davacının bakiye alacağının hak edişini kanıtlayamadığını, müvekkili aleyhine ceza uygulandığını ve hak edişinden kesinti yapıldığını, davacının alacak talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARI: 1- HMK ve İİK’da düzenlenen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kurumlarının her ikisi de geçici hukuki koruma sağlama amacına yönelik olsa da farklı hukuki kurumlardır....

              İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın "İhtiyati tedbirin şartları" başlıklı 389....

              UYAP Entegrasyonu