ın davalılara ait işyerinde 01.03.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu malul kaldığı, gerçekleşen iş kazası dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı, geçici iş göremezlik döneminde ödemede bulunulduğu ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, kazanın meydana gelmesinde davalıların % 70 kusurlu olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, davalıların % 70 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalılardan bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 33.670,61 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı isteyebileceği alacağının 6.480,37 TL, yapılan tedavi masraflardan kaynaklı isteyebileceği alacağının 3.084,55 TL olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak; hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 50,00 TL'nin gelirin onay tarihi olan 30.01.2012 tarihinden itibaren, hak sahibine ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 25,00 TL'nin ödeme tarihi olan 07.09.2011 tarihinden itibaren...
ödenen geçici iş göremezlik ödemesinin ve yapılan tedavi giderlerinin kusur karşılığı olmak üzere davacı kurumun davalıdan sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak miktarının 642.673,03 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak miktarının 10.665,00 TL ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak miktarının 33.613,76 TL olduğu anlaşılmakla talep ile bağlı kalınarak sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1.500,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 500,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren, kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 500,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
Dava; iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Talep; derdest dosyada davalılar aleyhine geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Gerek ihtiyati tedbir gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK'nın 389. maddesinde '' Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır....
den farklı tarihlerde Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçeleri ("Poliçeler") satın aldığını, müteveffanın 13.06.2016 tarihli Katılım Sertifikası ile 22432811 numaralı Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesine ve 20.11.2017 tarihli Katılım Sertifikası ile de 23014283 numaralı Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesine dahil edildiğini, müteveffa ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesince; "1- Davacının davasının KABULÜ ile, Davalının % 100 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan hak sahibi Hatice Yeşildağ a bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 255.626,41 TL, hak sahibi Berkay Yeşildağ a bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 43.550,55 TL,hak sahibi Kardelen Yeşildağ a bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 43.063,93 TL ve yapılan cenaze masraflardan kaynaklı isteyebileceği alacağının 531,00 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1,990,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan cenaze masraflardan kaynaklı alacak olarak 10,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmiştir. " karar verilmiştir....
- TL hafta sonu, 100,00- TL amirlik statüsünden kaynaklı fark ücret alacağı, 100,00- TL TİS'den kaynaklı fark ücret alacağı ve 100,00- TL servis ücreti alacağının faizleri ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, Davalı T3 vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının Kepez Belediyesi'nin kadrolu işçisi olduğunu davalı kuruma geçici görevlendirme ile geldiğini bu sebeple davanın Kepez Belediye'sine yöneltilmesi gerektiğini, husumet itirazında bulunduklarını, davacının kadrosunun Kepez Belediye'sinde olmasına rağmen 28.08.2009 tarihli dilekçesi ile Büyükşehir Belediye'sinde çalışmak istediğim beyan ettiğini, 29.09.2009 tarihinde de Koruma ve Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde başladığını daha sonra bekçi olarak görevlendirildiğini, ancak kadrolu çalışan olmadığını, maaş ve özlük haklarının Kepez Belediye'sinde kalmak üzere görevlendirildiğini bu sebeple davacının taleplerini Kepez Belediye'sine yöneltmesi gerektiğini, davacıya...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ:Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/17 Esas sayılı dava dosyasında; "2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesinde "rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu" denmek suretiyle, bir para alacağının koruma altına alınması için ihtiyati haciz söz konusu olmaktadır. Dava konusunun para borcu olmaması nedeniyle ihtiyati hacze karar verilmesi mümkün değildir. Yine Hukuk Mahkemeleri Kanunun 26. maddesinde düzenlenen "Taleple Bağlılık İlkesi" nazara alındığında, talep edilen geçici hukuki koruma tedbirinin koşulları bulunmaması halinde, diğer geçici hukuki koruma tedbirlerinin koşulları tartışılmadan talebin reddi gerektiğinden; -Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, " karar verilmiştir....
Suç tarihinden önce yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun “Geçici Koruma” başlıklı 91 inci maddesinde; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” hükmüne yer verilirken, bu maddeye dayanılarak hazırlanan ve 22/10/2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliğinde, “geçici koruma”; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma” şeklinde tanımlanmıştır....
Suç tarihinden önce yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun “Geçici Koruma” başlıklı 91 inci maddesinde; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” hükmüne yer verilirken, bu maddeye dayanılarak hazırlanan ve 22/10/2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliğinde, “geçici koruma”; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma” şeklinde tanımlanmıştır....
Suç tarihinden önce yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun “Geçici Koruma” başlıklı 91. maddesinde; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” hükmüne yer verilirken, bu maddeye dayanılarak hazırlanan ve 22/10/2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliğinde, “geçici koruma”; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma” şeklinde tanımlanmıştır....