"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yersiz ödendiği ileri sürülen 1.521,47 TL. tutarındaki ölüm aylıklarının 1.645,00 TL. yasal faizi ile birlikte geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Yine aynı kanunun 662. maddesinde; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleri ile zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Zamanaşımını kesen dava ibaresinden, takibin devamına ve alacağın tespitine yönelik davaların anlaşılması gerekir. Ortaklığın giderilmesi davası zamanaşımını kesen dava niteliğinde olmayıp, anılan davanın devamı süresince zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak ortaklığın giderilmesi davasının açılması için İİK'nun 121. maddesi uyarınca yetki alınması konusunda icra mahkemesine başvurulması, alacaklının takibin devamına yönelik iradesini gösteren bir icra takip işlemi olup, anılan işlem zamanaşımını keser....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, davalı tarafından sehven fazla ödenen, daha sonra kendisinden tahsil edilen emekli aylığının geri alınması mümkün bulunmadığından 1.240.870.934 TL alacağın tahsil tarihinden itibaren faiziyle tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlık, vakıftan yararlanan ile vakıf arasındadır. Davalı vakıf 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasası uyarınca kurulmuş bulunan bir sosyal güvenlik vakfıdır....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıya satıp, teslim ettiği malların bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, müvekkili şirkete teslim edilen malların ayıplı olduğunu, geri alınması konusunda davacı tarafa yapılan uyarıların sonuçsuz kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 18.999.18 YTL alacaklı olduğu alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 2.270 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı ... yönünden dava atiye bırakıldığından davadan vazgeçilmiş sayılmasına, davalı ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davalı ...'na gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair belgeye dosya içinde rastlanmamıştır. Adı geçen davalıya gerekçeli karar tebliğ edilmişse belgenin dosya içine alınması yoksa gerekçeli karar tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Söz konusu Kanunun geçici maddelerinde, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğine işaret eden herhangi bir kural da bulunmadığından, sonuç olarak 96’ncı madde düzenlemesinin, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacaklarına ilişkin süregelen uyuşmazlıklara uygulanması zorunlu olduğu gibi, bu konuda 818 sayılı Borçlar Kanununun, geri verilmesi gereken tutarın belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan 63’üncü maddesinin de gözetilmesi gerekmektedir. Anılan maddeye göre; haksız olarak (nedensiz) bir edinimde bulunan kimse, onun geri alınması zamanında elinden çıkmış olduğunu kanıtladığı tutar oranında ret ve geri vermekle yükümlü değil ise de, haksız edinimde bulunan, o şeyi kötü niyetle elden çıkarmış veya onu elden çıkarırken sonradan ret ve geri vermeye zorunlu tutulacağını biliyor ise ret ve geri vermekle yükümlüdür....
Yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin ... tarihinde sunmuş olduğu dilekçe ile davadan vazgeçtiklerini beyan ettiği, aynı tarihli davalı vekilinin sunmuş olduğu dilekçe ile vazgeçmeye muvafakat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiş olup; davacı vekilinin davadan vazgeçmesi 6100 Sayılı m.123 anlamında davanın geri alınması mahiyetinde olup, davalı tarafın da davanın geri alınmasına açıkça muvafakat ettiği gözönüne alınarak yargılama giderleri taraflar üzerinde bırakılarak ve lehe vekalet ücreti takdir olunmayarak esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir....
Geri çevirme kararının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Murisin vefat tarihi 29.09.2011, dava tarihi 27.03.2012 olup, dava tarihi itibariyle dain mürtehin hakkı sahibi olan TEB ... yazı yazılarak sigortalı muris Mehmet Uslu'nun kredi borcunun vefat tarihi olan 29.09.2011 tarihi itibariyle kaç TL olduğu, kredi borcunun tamamının ödenip ödenmediği, ölümden sonra ne kadarının kim tarafından ödendiği, ödenmeyen taksitler var ise hangi aylara ilişkin ve ne kadar olduğunun sorulup belgelendirilmesi istenerek verilecek cevabi yazının dosya içerisine alınması, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE 17/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
BK.nun 62.maddesi (TBK.78) gereğince; borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. O halde dava konusu alacağın BK.nun 62. maddesindeki koşullara göre geri istenebileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; uzman bilirkişi aracılığı ile saptanan ve davacının almaya hak kazandığı alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece; "hatalı terfi ve intibak nedeniyle fazla yapılan ödemelerin davalının hilesi ve gerçek dışı beyanı ile yolluk ve mutlak butlan ile malül olmadığı için geri istenemeyeceğine yönelik Y.İ.B. Büyük Genel Kurulunun 27.1.1973 tarih, 72/6 E., 73/2 K sayılı kararına" dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dairemizin 11.10.2016 tarih ve 2015/13095 E. – 2016/7997 K. sayılı bozma ilamında, davacının alacağın faize ilişkin kısmı davalının açık muvafakati ile geri aldığından söz edilerek bu durum nazara alınarak geri alınan kısım yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve buna göre vekalet ücretine hüküm olunması gerektiği halde bu kısım yönünden de davanın reddine ve alacağın tamamı üzerinden vekalet ücretine hüküm olunmasının doğru olmadığına vurgu yapılmıştır. Dairemizin 21.09.2010 tarih ve 2008/13382 E. – 2010/8995 K. sayılı ilamında da açıkça ifade olunduğu üzere, davanın geri alınması (davayı takipten sarfı nazar) kavramı davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle işlemden kaldırılması kavramından farklı bir karardır. Davanın geri alınması halinde mahkemece “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekir....