Bu belirleme ışığında kısaca, bir bankanın, alıcının talimatı üzerine ve belirlenen koşulların tam olarak gerçekleşmesi üzerine, satıcıya belirli bir miktar para ödemeyi taahhüt etmesi şeklinde de tanımlanabilen akreditif işleminin, genel anlamda, dönülebilir-dönülemez ve teyitli-teyitsiz türleri bulunduğu gibi, devredilebilir akreditif, karşılıklı akreditif, garantili akreditif, kırmızı şartlı akreditif, yeşil şartlı akreditif ve rotatif akreditif gibi özel türleri de vardır. Garantili akreditif dışındaki diğer akreditif türlerinde; bir edimin, bir işin yapılması karşılığında akreditif açılmakta ve koşullara uygun evrak ibraz edildiğinde ödeme yapılmakta iken, "Standby" da denilen teminat (garanti) akreditifinde, belirli bir edimin yerine getirildiğini kanıtlayan belgenin bankaya ibrazı ile ödeme yapılmaktadır....
KARŞI OY 1- Dava, akreditif ilişkisinde davalı muhabir bankanın akreditif koşullarının değiştirildiğini davacı akreditif alacaklısına bildirmemesinden doğan zararın tazmini istemine ilişkindir. 2- Somut olayda, davacının yine yurtdışından temin edeceği araçları dava dışı Yunan şirketine ihraç etme konusunda anlaştıkları, Yunan uyruklu Delper Ltd. şirketinin, belirli bir vadeye kadar sözleşmeye konu malların Yunanistan’a getirilip kendilerine teslimi halinde, mal bedeline mukabil dava dışı ...’ta akreditif hesabı açtırdığı, bu bankanın (amir banka) da davalı ......
Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.02.2016 tarihli ve 2015/332 Esas, 2016/95 Karar sayılı kararı ile; teslim edilen mallardaki ayıbın açık ayıp olmayıp, gizli ayıp niteliğinde olduğundan davacıya sözleşmeden dönme veya satılanın yenisi ile değiştirilmesini talep etme yetkisi verecek derecede önemli bir ayıp niteliğinde olduğu, davacı alıcı ile davalı satıcı firma arasında yapılan satım sözleşmesinin bedelinin akreditif ile ödenmesi kararlaştırılmış olup, davalı ... tarafından her bir fatura için ayrı akreditif sözleşmesi imzalandığı, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilerek akreditif ödemesinin tedbiren önlendiği, davacı ile davalı satıcı firma arasındaki sözleşmenin feshi ve menfi tespite karar verildiğinden akreditiflerin de hükümsüz hâle geleceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı şirketin davalı ... Industry Co....
Davalı ... vekili,müvekkil tarafından akreditifin tam olarak davacı firmanın talebine uygun açıldığını,açılan akreditif metninin diğer davalıya iletidiğini, davalı ... firması tarafından değişiklik istenmesi üzerine bu değişikliğin davacı tarafından onaylandığını,akreditif koşullarında belirlenen belgelerin ibrazı üzerine belgelerin şeklen usülüne uygun olması durumunda müvekkilin akreditif bedelini satıcıya ödeme yükümlülüğü ve zorunluluğu bulunduğunu,davacı/alıcının malla ilgili ileri sürdüğü itirazlara rağmen ödemenin engelenemeyeceğini,mallarla belgeler arasında hiçbir ilişki kurulamayacağını, 500 sayılı Yeknesak kuralları ve Uluslararası uygulamalar gereği müvekkilin sadece belgelere dayanarak ödemede bulunacağı savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili; davacı şirketin talimatıyla ithalat bedeli olarak ödeme yapıldığını, akreditif açma teklif mektubunda ''%30 akreditif öncesi peşin ödenmiştir'' ibaresinin yazılı olduğunu, davacı firmanın %70'lik kısım için akreditif kredisi açtırdıklarını ancak karşı firmanın anlaşmayı bozması üzerine kredinin iptalini istediğini, dava konusu miktarın akreditif kapsamında olmadığını, depozito olduğunu savunarak, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Mahkemece; talep, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, davacı ile davalının akreditif sözleşmesi akdettiği, sözleşmeye uygun olarak davacının talebi ile davalının dava konusu bedeli karşı tarafa aktardığı, tarafların tacir olduğu, davacının basiretli bir tacir gibi verdiği talimatın ne anlama geldiğini bilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
nin malın nakli ve teslim edilmesi konusunda anlaştığı ... şirketinin davalı şirketin asıl muhatabı olduğunu, akreditif hususunda kusurlu olan tarafların davacı ile davalı ... şirketi olduğunu, müvekkilinin en ufak bir kusurunun olmadığını, ... A.Ş.'...
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, muhabir banka ile yapılan anlaşma neticesinde davalı bankanın Ulus şubesinde akreditif açıldığını ancak davalı bankanın talimata rağmen akreditif tutarını ödemediği, davalı bankanın kusuru nedeniyle zarara uğradığından bahisle eldeki davayı açmış olduğu anlaşılmaktadır. Akreditif bir banka taahhüdü veya şartlı havale olup, akreditif amiri; akreditif işlemini başlatan ihracatçı, amir banka; akreditif amirinden aldığı talimatlara göre akreditifi açan banka, lehdar; lehine akreditif açılan ihracatçı, ihbar bankası; amir bankadan aldığı akreditif metninde kendisine verilen görev gereği akreditifi satıcıya yani lehtara veya onun bankasına ihbar eden konumunda olup, ödeme konusunda herhangi bir sorumluluk üstlenmeyen taraftır. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 08.06.2010 gün, 2010/6158-7046 sayılı, 11.Hukuk Dairesinin 21.05.2010 gün 2010/6950-5685 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava akreditif kredisine dayalı olarak banka teminat mektubunun iadesi ve depo edilmesi istemini konu alan bankacılık işleminden kaynaklanan alacak davası niteliğindedir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 11.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 11.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi...
. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı İtalya' da yerleşik...S.P. adlı şirketten mal alımı için davalı bankaya akreditif açılması talimatını verdiklerini ve akreditifin açıldığını, satıcı firmanın davalı bankaya sunduğu vesaiklerin akreditif metnine uygun olmaması nedeniyle davalı bankanın 02.02.2001 tarihinde akreditife rezerv koyarak durum kendilerine bildirdiğini ve rezerve onay vererek ödemenin durdurulmasını istediklerini, ancak davalı bankanın rezerv konusu ihtilafları çözmeden akreditif üzerindeki rezervi kaldırarak satıcıya ödemede bulunduğunu, malların gümrükten çekilmediğini ve almadıkları mal için ödeme yapmak zorunda kaldıklarını iddia ederek fazlaya dair haklar saklı kalarak 83.000.000.000.000 TL' nin tahsilini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık 8. maddeye göre sözleşmede satışı kararlaştırılan tüm miktar ve olası miktar varyasyonlarını karşılayacak şekilde akreditif açmayan davalının mı? Yoksa teslim tarihleri belli olan kömürün teslime hazır olduğunu davalıya bildirmeyen davacının mı? Temerrüde düştüğü noktasında toplanmaktadır. Davalının, sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen nitelikte akreditif açmamasını sadece ilk partide teslim edilen kömür için akreditif açmasına rağmen davacının buna ses çıkarmayarak ilk parti malı teslim etmesi, tarafların sözleşmenin 8. maddesi hükmünü zımnen değiştirdikleri anlamına gelir. Davacı satıcının davalı tarafta yarattığı bu güvene rağmen daha sonra sözleşmede belirtilen nitelikte akreditif açılmaması sebebiyle mal tesliminden kaçınması hakkın kötüye kullanılması sayılır....