Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın yazlık niteliğinde olduğu, tarafların aile konutu olarak kullandıkları taşınmazın Bafra ilçesinde bulunduğu, muris Sadık Çakır ile davacı eşinin müşterek yaşamlarını devam ettirdikleri, aile konutu olarak kullandıkları yerin İshaklı Mahallesi Gençlik Caddesi Güner Apartmanı No:61 Kat:5 adresinde bulunduğu, davaya konu edilen taşınmazın yazlık konut niteliğine haiz olup aile konutu kriterlerini karşılamadığı, davaya konu edilen taşınmazda yaşamsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için gerekli olan su, elektrik, telefon gibi abonelik işlemleri kaydının bulunmadığı, Bafra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin miras hakkına mahsuben aile konutununu özgülenmesi konulu 2019/1803 Esas sayılı dosyasında; Bafra Sulh Hukuk mahkemesine muris Sadık Çakır adına İshaklı Mahallesi Gençlik Caddesi Güner Apartmanı No:61 Kat:5 Bafra adresine kayıtlı elektrik, su, telefon abonelik kayıtlarının olup olmadığının tespiti açısından ilgili kurumlara müzekkere...

Ancak, boşanma halinde mahkemece velayet kendisine verilen ana veya babanın ölmesi halinde velayet sağ kalan eşe kendiliğinden geçmez. Velayetin Aile Mahkemesince düzenlenmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Aksaray 2.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Miras, miras bırakanın ölümüyle açılır. (TMK m. 575) Mirasçı olabilmek için miras bırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. (TMK m. 580) Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak kanun gereğince kazanırlar. (TMK m. 599) Miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar (TMK m. 495). Sağ kalan eş, miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri eşe kalır (TMK m. 499). Halkbankası .... şubesinde bulunan hesap ... ve ... adına açılmış ortak hesaptır. Müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Zira para müşterek hesaba yatırıldığına ve pay bakımdan bir anlaşma bulunmadığına göre mülkiyetin yarı yarıya olmak üzere hak sahiplerine ait olması gerekir....

      ın velayet düzenlemesi yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla, yararına hükmedilen manevi tazminatın miktarı, reddedilen iştirak nafakası talepleri, istinaf aşamasında talep edilen aile konutunun ortak çocuklar ile kendisine özgülenmesi ve tedbir nafakası talepleriyle ilgili karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80'er TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.02.11.2020 (Pzt.)...

        Aile Mahkemesinin 2012/83 Esas 2012/1020 Karar 14.05.2014 kesinleşme tarihli ilamı ile mirasbırakan ... ile davalı sağ kalan eş ... (...)’ın evliliklerinin mutlak butlan nedeni ile iptaline karar verilmiş ise de Türk Medeni Kanununun 159. maddesi gereğince sağ kalan eşin evlenme akdi sırasında iyiniyetli olup olmadığına ilişkin bir tespit yapılmamıştır. Davacı, noterin düzenlediği mirasçılık belgesine itiraz etmiş ve yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesini istemiştir. Davacının her iki talebi açısından da 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 71/C maddesi ve Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemenin görevi kapsamında, mirasçıları ve miras paylarını düzenleyebilmesi için sağ kalan eşin mirasçılığını tespit etmesi dolayısıyla sağ kalan eşin evlenme sırasında iyiniyetli olup olmadığı hususunu çözüme kavuşturması gerekmektedir....

          Davacı sağ eşin Türk Medeni Kanununun md. 652. hükmüne göre intifa hakkı tanınması isteminde bulunduğu görülmektedir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde miras hakkına mahsuben haklı sebeplerin varlığı halinde mülkiyet yerine intifa hakkı tanınmasını isteyebilir. (TMK. m. 652) Bu tür işlerde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.(Y2 HD. 30.10.2006 , 6814-14469). Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.Bu açıklamalar karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/04/2021 NUMARASI : 2019/1642 ESAS - 2021/661 KARAR DAVA KONUSU : Aile Konutu KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, davalı T6 tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların murisi T6 08/05/2019 tarihinde vefat ettiğini, Ankara İli Yenimahalle İlçesi Uğur Mumcu Mahallesi 14890 Ada 5 Parsel 5 No'lu bağımsız bölüm sayılı (Uğur Mumcu Mahallesi 1682 Sokak No:2/5 Yenimahalle/Ankara adresinde bulunan) taşınmazın tam 33 yıldır davacı ve muris tarafından aile konutu olarak kullanıldığını, davacının halen bu aile konutunda oturduğunu, aile konutu olan taşınmazın sağ kalan eşe özgülenmesi için Ankara 3....

            DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Müteveffa Ali Demirel ile Naime Demirel (Ezer) Hatay Aile Mahkemesinin 04/03/2020 kesinleşme tarihli 2010/118 Esas ve 2010/261 Karar sayılı ilamı ile boşanmış ve küçük T1 velayeti babası Ali Demirel'e verildiği, velayet sahibi olan baba Ali Demirel de 11/06/2021 tarihinde vefat ettiğini, evlilik mevcut iken velayeti ana ve baba beraber kullanacağı, boşanma halinde ise hakim velayeti ana veya babadan birine vereceği, müşterek hayat devam ederken ana veya babadan birisinin ölmesi halinde velayetin sağ kalan tarafa geçeceği öngörülmüş ise de, boşanma sonrası velayet kendisine tevdi edilen eşin ölümü halinde ise velayet kendiliğinden sağ kalan eşe geçmeyeceği, boşlukta kalacağı, velayetin sağ kalan tarafa geçebilmesi için bunun ayrıca talep edilmesi gerektiğini, Ali Demirel'in vefatı sonrasında küçüğün velayeti hususunda sağ kalan annesi tarafından bir talep de mevcut olmadığını, dolayısıyla küçük T1 velayeti boşlukta olup açılan davanın...

            İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu ve ev eşyası" başlıklı 240. maddesinde aynen; " Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir....

              Yürürlük K. md. 10/1) Edinilmiş mallara katılma rejiminde; sağ eş, ölen eşine ait birlikte yaşadıkları konut üzerinde katılma alacağına mahsup edilmek üzere intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir. (TMK. md. 240) Katılma alacağı da, bu rejimin devamı süresince ölene ait edinilmiş mallar varsa söz konusu olur. Katılma alacağını doğuran böyle bir malın varlığı iddia ve ispat edilmediğine göre davacı Türk Medeni Kanunun 240. maddesi çerçevesinde bir talepte bulunamaz. Aynı yasanın 255. maddesi gereğince sağ eşe böyle bir hakkın tanınması için, her şeyden evvel eşler arasında “paylaşmalı mal ayrılığı” rejiminin geçerli ve birlikte yaşanılan konutun da paylaşma konusu mallardan olması, davacının da miras ve paylaşmadan doğan bir hakkının bulunması gerekir. Oysa, dava konusu taşınmaz, paylaşma konusu mal olmayıp, ölen eşin “kişisel malı”dır....

                UYAP Entegrasyonu