Somut olayda; taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı sabit olup davacı kadının 2016 tarihinde Tapu Müdürlüğü'ne başvurarak taşınmazın aile konutu niteliğini kaybettiğini beyan ederek aile konutu şerhini terkin ettirdiği, aynı gün, kaldırılması istenen ipoteğin tesis edildiği, ipotek tesisinden sonra yeniden aile konutu şerhi tesis edildiği, bu durumun mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı kadının ipoteğe rızasının olduğunu gösterdiği, aksinin kabulünün TMK'nın 2. maddesine aykırılık oluşturacağı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur. Açıklanan sebeplerle, karar usul ve yasaya uygun bulunmakla davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm aile konutu şerhinin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
No: 33 / 7 Keşap adresindeki konuta aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 17.10.2012 tarihinde evlendikleri, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine 01.08.2019 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, tarafların evlilik birliğinin fiilen devam ettiği süre içerisinde birlikte bu taşınmazda ikamet ettikleri, taşınmazın evlilik birliği içinde fiilen aile konutu olarak kullanıldığı, taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleştiği, evlilik birliğinin hukuken sona erdiği, davacının aile konutu şerhinin terkini talebinin Erdemli Tapu Müdürlüğü'nün 11.04.2022 tarihli kararı ile reddine karar verildiği davacının karara itiraz ettiği, Hatay 12....
TMK’nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....
a davaya konu taşınmazın muvazaalı olarak satıldığı, taşınmazın aslında aile konutu olduğu davacı eş tarafından iddia edilmektedir. İstek, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaza tapu kaydında aile konutu şerhinin konulması, malik olan eş tarafından muvazaalı olarak gerçekleştirildiği iddia edilen satışın iptali ile eski malik adına tapuya tesciline ilişkindir. Davalının açtığı boşanma davası, Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesi'nin 15.09.2006 tarih, 2005/629 Esas, 2006/517 Karar sayılı kararıyla reddedilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davanın çözümünde öncelikle taraflar arasında evlilik birliği devam etmekle TMK'nun 194. maddesi hükmü tartışılacağından uyuşmazlığın, Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile ve ... 15. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. ... 10. Aile Mahkemesi, "...Davanın muvazaa sebebiyle tapu iptali tescil ve taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulması isteklerine ilişkin olduğu, taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın aile mahkemesinde, tapu iptali ve tescil davasının ise genel mahkemede görülmesi gerektiğinden taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın tefrikine, muvazaya dayalı tapu iptali ve tescil davasına bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik ve tefrik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Davacı ve davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi ve İpoteğin Fekki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının ipoteğin kaldırılması davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, mülkiyeti davalı eşine ait olan 1516 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan 3 nolu daire için tapu kaydı üzerine aile konutu şerhinin verilmesini istemiştir. İstek Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesine dayalıdır. Yapılan keşifle, tapu kaydında "arsa" vasfında kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde binanın mevcut olduğu ve tarafların 3 nolu dairede halen yaşadıkları, yirmi yıldır bu dairenin aile konutu olarak kullanıldığı belirlenmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 2017/726 Esas 2018/1506 Karar sayılı kararı ile boşandığı, hükmün henüz kesinleşmediği, dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğu, davacı erkeğin 6284 sayılı yasa uyarınca evden uzaklaştırıldığı, bunun üzerine tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, 18/11/2020 tarihli kolluk araştırması ile dava konusu aile konutunda halihazırda davalı kadın ile tarafların müşterek çocuklarının yaşadığının tespit edildiği, tarafların uzun süredir ayrı yaşıyor olmasının aile konutu şerhinin kaldırılmasını gerektirmeyeceği, evlilik birliğinin hukuken devam ettiği düşünüldüğünde dava konusu taşınmazın aile konutu olma vasfını yitirmediği, davacının aile konutu şerhinin kaldırılmasını haklı kılan bir delil de sunmadığı" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 2017/726 Esas 2018/1506 Karar sayılı kararı ile boşandığı, hükmün henüz kesinleşmediği, dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğu, davacı erkeğin 6284 sayılı yasa uyarınca evden uzaklaştırıldığı, bunun üzerine tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, 18/11/2020 tarihli kolluk araştırması ile dava konusu aile konutunda halihazırda davalı kadın ile tarafların müşterek çocuklarının yaşadığının tespit edildiği, tarafların uzun süredir ayrı yaşıyor olmasının aile konutu şerhinin kaldırılmasını gerektirmeyeceği, evlilik birliğinin hukuken devam ettiği düşünüldüğünde dava konusu taşınmazın aile konutu olma vasfını yitirmediği, davacının aile konutu şerhinin kaldırılmasını haklı kılan bir delil de sunmadığı" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....