Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

III hükmüne göre aile konutunun mülkiyeti eşlerden birine ait ise aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan diğer eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Görüldüğü üzere aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesinin istenebilmesi için aile konutunun mülkiyetinin eşlerden birine ait olması gereklidir. Üçüncü kişinin tapu kaydına ise aile konutu şerhi konulamaz. (Emsal karar: GENÇCAN-Mal Rejimleri Hukuku, Ankara-2007, s. 228) Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

    Taraflar arasındaki evlilik birliği boşanma kararı ile sonlandığından dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini kendiliğinden yitirmiştir. Malik olan eski eş mahkeme kararına gerek kalmadan Tapu Sicil Müdürlüğüne sadece boşanma kararını ibraz ederek aile konutu şerhini terkin ettirebilir....

      ın vefatına kadar ... yıllar aile konutu olarak kullandıkları, başkaca oturmaya uygun veya oturdukları konut bulunmadığı, bu hali ile davaya konu yerin davacı ile mirasbırakan ...'ın ait aile konutu olduğu; dava ve cevap dilekçeleri, tanık anlatımları, tapu kaydı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, taşınmazın hisseli olmasının aile konutu şerhi işlenmesine engel olmadığı ancak şerhin sadece murisin hissesi üzerine bırakılması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile murisin 1/2 hissesi üzerine aile konutu şerhi konulmasına, davalıların kira bedelinin davalılara hisseleri arasında ödenmesi talebinin ise reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        ın vefatına kadar ... yıllar aile konutu olarak kullandıkları, başkaca oturmaya uygun veya oturdukları konut bulunmadığı, bu hali ile davaya konu yerin davacı ile mirasbırakan ...'ın ait aile konutu olduğu; dava ve cevap dilekçeleri, tanık anlatımları, tapu kaydı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, taşınmazın hisseli olmasının aile konutu şerhi işlenmesine engel olmadığı ancak şerhin sadece murisin hissesi üzerine bırakılması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile murisin 1/2 hissesi üzerine aile konutu şerhi konulmasına, davalıların kira bedelinin davalılara hisseleri arasında ödenmesi talebinin ise reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

          CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kesinleşmiş bir boşanma kararı bulunmadığını, boşanma davası sürerken mahkeme tarafından aile konutu şerhi konulması talep edilebilen bir kurum olduğu nazara alındığında boşanma davasının açılmış olması aile konutu niteliğini sona erdiren bir durum olmadığını, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin dava yolu ile konulmadığından tapu müdürlüğünce kaldırılmasının mümkün olacağını, yüksek mahkeme kararlarında dava şartı olan hukuki yararın bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddinin gerektiğini, tüm bunların yanında müvekkilinin ikametgah adresi üzerinde aile konutu şerhi bulunan konut olup, halen konutta kişisel malı olan mobilyaların ve bir takım özel eşyalarının bulunduğunu, müvekkilinin tek geçim kaynağının tedbir nafakası olduğunu, nafaka miktarının azlığı sebebiyle boşanma kararı kesinleşinceye kadar aile konutunda yaşama hakkının baki olduğu değerlendirildiğinde aile konutunun kendisine tahsisi talebinde bulunmasının...

            Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 13/04/2017 tarih ve 2016/157 Esas, 2017/182 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ve davacının tapu iptali ve tescil, tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması ve tazminat davalarının reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin üçüncü fıkrasının 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı kanunla değiştirildiğini, yapılan değişiklikle aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiğini bu sebeple davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına dair dava 18.05.2012 tarihinde açılmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, dava dilekçesinde özetle dava konusu taşınmazın 15 yıldır aile konutu olduğunu, eşinin 23.11.2011 tarihinde vefat ettiğini, geride mirasçı olarak önceki evliliğinden olan çocuklarını bıraktığını, eşinin ölümünden sonra da halen bu taşınmazda oturduğunu, eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarının bu taşınmazla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını belirterek dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması istemiyle eldeki bu davayı açmıştır....

                  Bu nedenle karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Aile konutuna ilişkin karar düzeltme istemine gelince; Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince aile konutu olan taşınmazın tapu kaydına, aile konutu ile ilgili şerhin verilebilmesi için, o konutun eşlerden birine ait olması zorunludur. Mülkiyeti üçüncü kişiye ait bir taşınmaz eşlerce aile konutu olarak kullanılıyor olsa bile, hak sahibi olan üçüncü kişinin bu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını sınırlayıcı şekilde, tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilemez. Aile konutu şerhi konulması istenilen 10 nolu bağımsız bölümün 1999 yılından bu yana üçüncü kişi durumdaki S… … A… …'e ait olduğu ve bu kişi adına tapuda kayıtlı bulunduğu davanın ise 26.9.2005 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....

                    Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfıda dikkate alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu