"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması-İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava aile konutu şerhi konulması ve üzerine eşin rızası alınmadan konulan ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir (TMK.md. 194/1). Mahkemece ipoteğin kaldırılması davası yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, dava konusu ... , 7058 ada 14 nolu parselde kayıtlı 1. kat 2 nolu bağımsız bölüm üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş,hüküm davalı banka tarafından taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması yönünden temyiz edilmiştir. Münhasıran tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada davalı bankaya husumet yöneltilemez....
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin tasarruflarını diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. Amaç, aile konutunu ve bu konutla ilgili hakları koruma altına almaktır. Açık rıza alınmadan hak sahibi olan eşin tasarrufu veya konut üzerindeki hakları sınırlandırıcı işlemi, rızası gereken eş bakımından bağlayıcı değildir. Kanun “açık rızadan” sözettiğine göre, örtülü (zımni) rıza veya işleme onay verildiği delalet eden bir takım davranışlardan çıkartılan rıza işleme geçerlilik kazandırmaz. Dava konusu taşınmaz 163 m2 olup, tapuda “ev ve arsa” vasfıyla kayıtlıdır. “aile konutu” olarak özgülendiği hususu tartışmasızdır. Hak sahibi olan koca, bu taşınmaz üzerine, eşinin açık rızası alınmaksızın, dava dışı Samur Tekstil Ltd. Şti.'nin ve Nazmi Samur'un kredi borcunun teminatı olmak üzere diğer davalı banka lehine 20.5.2005 tarihinde ipotek tesis ettirmiştir....
Dava konusu taşınmazın tapuda "İki katlı kargir ev ve arsası " vasfıyla kayıtlı olduğu, dosya içindeki beyanlara ve keşif raporuna göre taşınmaz üzerinde iki katlı bir bina, her katında birer daire olmak üzere iki daire bulunduğu, taşınmazın zemin katında davacı ve davalı ... tarafından aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölümün bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfı da dikkate alınarak, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına şeklinde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Bankasına ipotek ettirdiğini bu nedenle aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ipotek konulurken taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olmadığını, iyi niyetli üçüncü kişi olduklarını, eşin rızasının alındığını, ipotek hakkının da ... ve ...'e devredildiğini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Dahili davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerine ipotek şerhi konulduktan sonra aile konutu şerhi konulduğunu, önceki ipotek alacaklısı bankanın iyi niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. III....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2019 NUMARASI : 2018/702 ESAS, 2019/665 KARAR DAVA KONUSU : İPOTEĞİN KALDIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Ayla Kılıç'ın müvekkilinin eşi olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, davalı Ayla'nın Vakıfbanktan kullanmış olduğu kredi borcuna teminat olarak tarafların aile konutu olarak kullandıkları taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirdiğini, kredi borcu ödenmeyince davalı aleyhine takip başlatıldığını, Düzce İcra Müdürlüğünün 2016/6172 nolu dosya ile satış işlemlerinin yürütüldüğünü, davalı bankanın ipotek tesisi sırasında taşınmazın aile...
CEVAP 1.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ipotek tesis edilen taşınmazın aile konutu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, aile konutu olsa bile dava tarihi itibariyle taşınmazın aile konutu vasfını yitirdiğini, evliliğin ölüm ile sona erdiğini, davacının taşınmaz üzerinde ipotek tesisinden haberdar olduğunu, taşınmaz kaydı üzerinde herhangi bir şerh de bulunmadığını, müteveffa ... tarafından taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin herhangi bir bilginin müvekkiline ulaştırılmadığını, müteveffa ...'...
Davacı kadın tarafından aile konutu şerhi ve ipoteğin kaldırılması davası açılmış, mahkemece aile konutu şerhi konulmasına yönelik isteğin kısmen kabulüne karar verilmiş, ipoteğin kaldırılmasına yönelik istek hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Hüküm, davacı ve davalılardan banka tarafından temyiz edilmiş, banka tarafından aile konutu şerhi, yargılama giderleri ve vekalet ücretine dair itirazlarda bulunulmuş, Dairemizin 16.06.2015 tarih, 2015/10500 esas, 12789 karar sayılı ilamı ile hüküm ipoteğin kaldırılması talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği yönünde bozulmuş, aile konutu şerhine yönelik tesis edilen hükmün onanmasına karar verilmiş, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, davalı banka karar düzeltme talebinde bulunmuştur....
Bu madde hükmü ile "aile konutu şerhi konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu nedenle, aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukukî işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır....
nın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat teslim edilemediğinin bildirildiği, kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, sunulan belgelerden kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte davalı banka tarafından taşınmazın aile konutu olduğunun bilindiği ve kefil ...'nın eşinin yazılı muvafakatinin istendiği "Kefilin Eşinin Onayı" ve "İpotek Eş Muvafakatnamesi" başlıklı belgelerden anlaşıldığı, ayrıca kolluk tarafından da sözleşme tarihinden önce taşınmazın aile konutu olduğu hususunun tespit edildiği, davacının açık rızasının bulunduğunun tespit edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hükmü temyiz eden davacı taraf 22.03.2010 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden davacı tarafın temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2011 (Per.)...