Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/03/2013 NUMARASI : 2011/144-2013/90 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.09.2011 gününde verilen dilekçe ile aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğuna dair verilen 12.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras payına mahsuben aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davaya bakmakta görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Medeni Kanunumuz bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları eşyalar ile ilgili olarak sağ kalan eşe mal rejimi hükümleri dışında mirastan ayrı bir takım haklar tanımıştır. Buna göre, sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilir. Özgüleme, ister mülkiyet hakkı, isterse bunun yerine intifa veya oturma hakkı tanınması şeklinde olsun, karşılıksız olmayıp "miras hakkına mahsuben" olacaktır. Bu şekilde özgüleme o malla ilgili paylaşmanın hukuki sonuçlarını doğurur ve paylaşma hükmündedir. Başka bir ifade ile özgülemeye karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesiyle o mal üzerindeki birlikte mülkiyet hali sona erer....
Türk Medeni Kanunu' nun 194. madesinde , malik eş sağ iken malik olmayan eş yararına, aile konutu ile ilgili olarak koruma getirilmiştir. Malik eşin ölümünden sonra ise yasal mal rejimi (TMK m.240) ve seçimlik mal rejimlerinin (TMK m.255, 279) tasfiyesine ilişkin düzenlemeler ile miras hukukuna ilişkin düzenlemeler(TMK m. 652) içerisinde, sağ kalan eş yararına, aile konutu ile ilgili korumalar (öncelikli haklar) getirilmiş durumdadır. Burada özellikle, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi (TMK m. 240) ve miras hukukuyla (TMK m. 652) ilgili düzenlemeler konumuzu yakından ilgilendirdiğinden, bu düzenlemelerin üzerinde ayrıntılı olarak durmak gerekecektir. "Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır....
Maddesine Dayalı Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi KARAR : Perşembe Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 23/12/2021 tarih, 2021/410 esas 2021/854 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Murisin eşi müteveffa Süreyya TUNCAY ile uzun yıllarını geçirdiğini, güzel anılarını barındıran ve bu nedenle de hayli yüksek olan evin ve ev eşyasının mülkiyetinin miras payına mahsuben müvekkili adına tescilini, Ordu İli, Perşembe İlçesi, Kacalı Mahallesi 338 ada 1 parsel, F Blok 15. bağımsız bölümüne kayıtlı bulunan aile konutu ve ev eşyası üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir....
"; Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir. Somut olayda; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, TMK'nın 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır....
Medeni Kanunumuz bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları bu eşyalar ile ilgili olarak sağ kalan eşe mal rejimi hükümleri dışında mirastan bir takım haklar tanımıştır. Mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşe tereke malları arasında bulunan aile konutu ve ev eşyaları üzerinde yasal miras payına mahsuben mülkiyet hakkı, eğer haklı nedenler varsa mülkiyet yerine oturma veya intifa hakkını isteme olanağı getirmiştir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir. Eğer eşin mirastan payına düşen miktar aile konutunun değerini karşılamıyorsa, eş miras payı dışında kalan aile konutunun değerini ödeyerek onun mülkiyet hakkını talep edebilecek, bakiye değeri ödeyecek gücü yok ise aile konutu üzerinde intifa veya oturma hakkı talep edebilecektir. Bu madde gereğince, eşin miras hakkına mahsuben aile konutunun kendisine özgülenmesini talep etmesinde, öncelikle mülkiyet hakkı talebinin değerlendirilmesi gereklidir....
Birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu ve ev eşyası" başlıklı 240. maddesinde aynen; "Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir. Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz..." hükmüne yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mülkiyet hakkı yerine oturma hakkı tanınması Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nun 652. maddesine göre açılan miras payına mahsuben sağ eşe aile konutu üzerinde oturma hakkı tanınması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık tereke malları arasında bulunan 3 no'lu bölümün aile konutu olduğundan bahisle miras hakkına mahsuben Medeni Kanunun 652. maddesine göre sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınarak davacı adına tescili isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevinde olmayıp Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin görevi dahilindedir. Ne var ki adı geçen daire başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Birinci Başkanlığa gönderilmesine, 03.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....