Yargılamanın devamı sırasında davalı erkek eş 31.05.2012 tarihinde ölmüş, mirasçıları davaya dahil edilmiş, yargılama sonunda, ipoteğin kaldırılmasına, davalı eşin ölümü sebebiyle aile konutu şerhi konulması davası konusuz kaldığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup; karar davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. İpotek tesis edildiği sırada, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu tartışmasızdır. “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK.m.194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK.m.240/1)....
Mahkemece, TMK'nın 178. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma alacağının bir yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle reddine, 39 nolu ba-ğımsız bölümde murise ait 1/2 pay üzerinde mülkiyet hakkının tanınması ve davacıya özgülenmesi isteği; TMK'nın 652. maddesi kapsamında kalan aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesine yönelik olup, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu gerekçelerine katılma olanağı bulunmamaktadır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir (TMK m. 222/son). Herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (TMK m. 6, 222/1)....
Eşlerden birinin ölümü halinde dahi, sağ kalan eş ve varsa çocuklar için aile konutunun bu değeri ortadan kalkmaz, aksine yaşanmış ortak anılardan dolayı özellikle manevi değeri daha da artar. Aile konutunun öneminden dolayı, kanun koyucu Türk Medeni Kanunu' nda, aile konutu ile ilgili önemli düzenlemelere yer vermiştir. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (TMK m.194/1). Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....
TMK'nın 652. maddesine göre, eşlerden birisinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya murisin diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Murisin bir meslek veya sanat icra ettiği ve alt soyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır ve aynı kanunun 658. maddesi ile; mirasçılar özgülenme değerinde uyuşamazlarsa bu değer sulh hâkimi tarafından belirlenir hükümleri düzenlenmiştir. TMK'nın 652. maddesi uyarınca sağ kalan eş miras payı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAHİLİ DAVALI : ... DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerinde Sağ Kalan Eşe Mülkiyet, Olmadığı Takdirde İntifa Hakkı Tanınması, Olmadığı Takdirde Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.06.2008 gününde verilen dilekçe ile ölen eşten kalan evin aile konutu olması nedeniyle miras hakkına mahsuben sağ eşe özgülenmesinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. (6100 Sayılı HMK'nın 33.maddesi) Dava, TMK'nun 240. maddesine dayalı mal rejiminin ölüm sebebiyle tasfiyesi gereği katılma alacağına mahsuben, katılma alacağının yeterli olmaması halinde davacının miras payının ve bunun da yeterli olmaması durumunda bedel eklenmesi isteklerinin de gözönünde bulundurularak dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile mülkiyet hakkının tanınması, olmadığı takdirde katılma alacağına mahsup edilmek, eksik gelmesi durumunda bedel eklenmek suretiyle davacı lehine intifa hakkı isteğine ilişkindir. TMK'nun 240. Maddesinde "Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mal rejiminin tasfiyesi ve aile konutu üzerinde katılma alacağına mahsuben intifa hakkı tanınması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2014 (Pzt.) .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Sağ Kalan Eşe Aile Konutu Üzerinde İntifa veya Oturma Hakkı Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Dava konusu taşınmazın tapu kaydında "aile konutu" şerhi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalardır. Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallar ile haklarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu halde, aile konutunun özgülenmesi davası sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğini içerdiğinden iki taraflı bir dava olduğu söylenemez. Miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınması isteğini içeren aile konutunun özgülenmesi davasında görevli mahkeme taşınmazın değerine göre belirlenir. Bu dava müstakil olarak açılabildiği gibi açılmış olan bir ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde de açılabilir....