Türk Medeni Kanunun 193. hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına" bir hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir....
Ancak, aile konutunun Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca sağ kalan eşe mülkiyetin özgülenmesi davasında ise görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi, davayı tefrik ederek aile konutunun tespiti hususundaki dava ile ilgili olarak görevsizlik kararı vermiştir. Bu durumda konutun aile konutu olup – olmadığının tespiti görevi aile mahkemesine ait olduğundan uyuşmazlığın, aile mahkemesi sıfatıyla, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.04.2015 gününde verilen dilekçe ile aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; görevsizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine dair verilen 17.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, aile konutunun miras payına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. Davacı, davalılar aleyhine açtığı davada, davalılar ile birlikte muris ....'nın mirasçısı olduklarını, ... İli, .... İlçesi, .... Mahallesi 8076 ada 13 nolu parselde 6 numaralı dairenin aile konutu olduğunu, Türk Medeni Kanunun 652. maddesi gereğince miras hissesine mahsuben tapunun iptal edilerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
KARŞI OY YAZISI Aile konutunun maliki olmayan eş açısından, evliliğin, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi ile malik eşin ölümü sebebiyle sona ermesinin hukuki sonuçları farklıdır. Çünkü, aile konutunun maliki olan eşin ölümü halinde, sağ kalan eşin miras hakları devam etmekte, ayrıca, Türk Medeni Kanunu'nun 240 ve 652. maddesinde aile konutuyla ilgili kendisine tanınan hakları bulunmaktadır.Taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, taşınmazın maliki olan eşin ölümünden sonra da devam etmektedir. Yasanın amacı, sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, Türk Medeni Kanunu'nun 194, 240 ve 652. maddelerindeki açık düzenlemelere göre, malik eşin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi durumunda, sağ kalan eş açısından aile konutuna sağlanan korumanın, sona erdiğinden veya bu haklarla ilgili açılmış bir davanın konusuz kaldığından söz edilemez....
Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına" bir hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifedesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık" olması gerekir (Mustafa Alper GÜMÜŞ, Türk medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler; Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, Birinci Basından İkinci Tıpkı Bası, s. 41-42)....
AİLE KONUTU ŞERHİTAPU İPTALİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 652 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 194 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 240 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 254 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş, yeni kanunda 194, 240, 254, 279 ve 652. maddelerde "aile konutu" adı altında yeni bir hukuki kavram getirmiştir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi "eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez; aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandıramayacağını hükme bağlamıştır....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine dayanan, aile konutunun devrine ilişkin işlemin iptali ve tescil istemine ilişkin olup. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş....
AİLE BİREYLERİNE KÖTÜ DAVRANMAAİLE KONUTU 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 169 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 185 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 194 ] 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 232 ] "İçtihat Metni" Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 4721 sayılı Türk Medenî Yasası'nın 185/3. maddesine göre "birlikte yaşamak ... zorunda" bulunan eşler, aynı Yasa'nın 186/1. maddesi gereği "oturacakları konutu birlikte seçerler"....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi ve Satışın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş, yeni kanunun 194, 240, 254, 279 ve 652. maddelerinde "Aile Konutu" adı altında yeni bir hukuki kavram getirilmiştir.Türk Medeni Kanunun 194/1. maddesi "eşlerden biri diğer eşin açıkça rızası bulunmadıkça , aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez; Aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü içermektedir.Bu düzenleme ile tapu sicilinde konutun maliki olarak görülen eşin, hukuki işlem özgürlüğü, diğer eşin katılmasına ve onamına bağlanmıştır.Amaç, aile konutunun ve bu konutla ilgili kanuni hakların koruma altına alınmasıdır.Bu koruma, evlilk birliği devam ettiğine göre 4721 Sayılı...
Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık” olması gerekir....