"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin davada Şişyi 5. Asliye Hukuk ile Şişli 3. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ölen eşten kalan aile konutu niteliğindeki evin sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamandın, davacının T.M.Y.'nın 652/1. maddesi uyarınca miras haklarına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını istediği aile konutunun tespitine ilişkin bir talebi bulunmadığı anlaşılmakla, aynı Yasanın 658. maddesi uyarınca uyuşmazlığa aile mahkemesinde bakılamaz. O halde; davaya bakmakla görevli mahkeme Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Şişli 5....
Sulh Hukuk Mahkemesi) ise istemin, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti istemini de içerdiği gerekçesiyle tespit istemini 16/02/2012 tarihli celsede tefrik ederek, mahkemenin yukarıdaki esasına kaydettikten sonra, taşınmazın aile konutu olup olmadığının tespiti konusunda karar verilmesi gerektiği, bu konuda görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir (HUMK.md.76). Evlilik ölümle sona ermiş olup davacı, dava konusu taşınmazın "aile konutu" olduğunu iddia etmiş ve taşınmazda lehine oturma hakkı tanınmasını istemiştir. Dava, öncelikle taşınmazın "aile konutu olduğunun tespiti " (TMK.md.194) daha sonra ise bu taşınmazın sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben özgülenmesine (TMK.md.652) ilişkindir. Nitekim ...Sulh Hukuk Mahkemesi, aile konutuna ilişkin istemi tefrik ederek yeni esasına kaydetmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davaya konu taşınmazın her ne kadar aile konutu olsa da davacının eşinin vefatı ile taşınmazın aile konutu olma özelliğini yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK m. 194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK m. 240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK m. 240/3)....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması, mümkün görülmediği takdirde katılma ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu ve ev eşyası" başlıklı 240. Maddesin de aynen; " Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen görevsizliğe dair olan hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, eşinin öldüğünü, açılacak olan intifa, mülkiyet ve oturma hakkı sağlanması davasına esas olmak üzere dava konusu taşınmazın, aile konutu olduğunun tespitine ve tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, “davanın miras payına mahsuben aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir....
TMK 240. maddesi uyarınca sağ kalan eş; eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup, birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise, bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkının tanınmasını isteyebilir. Davacı eş yararına aile konutu üzerinde intifa hakkının tanınabilmesi için maddede yazılı diğer koşulların yanında sağ kalan eşin katılma alacağının bulunması ve aile konutunun 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiş olması gerekmektedir. Zira intifa hakkı ancak katılma alacağı hakkına mahsuben talep edilebilir. Ne var ki; uyuşmazlık konusu taşınmaz 06.05.1980 tarihinde eşler arasında 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu tarihte edinilmiştir. Davacı eşin, bu dönem bakımından katılma alacağından söz etmek mümkün değildir....
Maddesinin düzenlendiğini, bu kapsamda evlilik birliğinin taraflarından birisinin ölümü üzerine, ölmeden önce aile konutu olarak kullanılan taşınmaz varsa, sağ kalan eşin, bu taşınmazın mülkiyetinin tereke alacağına mahsuben kendisine özgülenmesini talep edebileceğini, HMK'nun 382. Maddesinin aile konutu tespitini ve özgülenmesini çekişmesiz yargı işi olarak görüldüğünü, Aynı kanunun 384. Maddesi gereği kanunda aksine hüküm bulunmadıkça çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu, yasada açıkça oturduğu yer olarak düzenleme yapıldığını, yasanın lafzını daraltarak resmi kayıtlarda bulunan adres olarak yorumlamanın yasaya aykırı olduğunu, MK'nun 194....
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiştir. 2-Davacı, taşınmazın tapu kütüğüne "aile konutu şerhi" konulması isteği yanında, bu konut üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet, bunun kabul edilmemesi halinde intifa veya oturma hakkı tanınmasını da talep etmiştir. Bu talep Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde yeralan, tereke malları arasında bulunan eşlerin birlikte yaşadığı konutun veya ev eşyasının sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben özgülenmesi, paylaştırma niteliğinde olup, o mal üzerindeki mirasçıların "elbirliği" şeklindeki ortaklığının izalesi sonucunu hasıl eder. O nedenle Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmelidir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştınlmasına karar verilmesini Sulh Mahkemesinden isteyebilir....
M.652 uyarınca Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesini, gerekirce TMK. M.240/1 uyarınca da miras payına mahsuben de intifa veya oturma hakkı tesisi istediğini, Yıldız Yılmaz tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasının halen İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görüldüğünü belirterek, Aile Konutunun Tespitinin yapılmasını ve aile konutunda ölene kadar intifa veya oturma hakkının verilmesini talep ve dava ettiği, İzmir 5. Aile Mahkemesi'nin 24.11.2017 tarih ve 2017/860 Esas sayılı dosyasından Miras Payına Mahsuben Aile Konutunda Ölene Kadar İntifa veya Oturmu Hakkı talebine ilişkin davanın Aile Konutu Şerhi davasından ayrılarak, ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmekle işbu mahkemeye tevzi edilmiştir....
Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir....