Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Blok, 10/1, Kat 1, 4 Nolu bağımsız bölümde mesken niteliğindeki taşınmazın davacı ve muris tarafından aile konutu olarak kullandığını, davacının ikamet edebileceği başka bir konutu olmadığı gibi kira ödeyecek maddi durumunun da bulunmadığını , ev hanımı olduğunu, yıllarca bu taşınmazda hayatını sürdürdüğü, eşi ile anıları olduğundan davacı ve müteveffa Ahmet'in aile konutu olarak kullandığı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mülkiyet hakkının davacıya tanınarak taşınmazın tamamının TMK.m.240 gereğince davacı adına tapuda tescil edilmesine, bu hususta öncelikle davacının katılma alacağı miktarının mahsup edilmesine ,yetersiz olması halinde miras hissesinin mahsubu bu miktarın da yetersiz olması halinde belirlenecek ilave bedelin mahkeme veznesine depo edilmesi suretiyle mülkiyet hakkı tanınmasına karar verilmesi talep edilmiştir. SAVUNMA : Davalılar vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, genel mahkemede açılan TMK'nın 194.maddesine göre aile konutu olduğu ve davalı eş tarafından muvazaalı şekilde davacının rızası alınmadan devredildiği iddia edilen dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile eski hali ile davalı eş adına tapuya tescili ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin iken, alie konutu şerhi ile ilgili istek tefrik edildiğine, eldeki dava muvazaa hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil niteliğinde bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi...

    Tapu Sicil Genel Müdürlüğünün 11.06.2014 tarih ve 1756(2014/4)genelge numaralı genelgesinin 6. maddesinin e bendinde, aile konutu şerhinin terkinine ilişkin mahkeme kararının ibrazı ile, f bendinde ise kesinleşmiş boşanma veya evliliğin iptali ilamının ibrazı halinde (kararda aile konutu şerhinin devam etmesine yönelik herhangi bir hükmün bulunmaması koşuluyla) malik olan eşin tek taraflı talebiyle, aile konutu şerhinin terkininin mümkün olduğu açıklanmıştır. İstanbul Anadolu 13....

    Mahkemece, davacının dava dilekçesi ile bildirdiği tanıkları dinlenilmeden ve dava konusu taşınmazla ilgili her hangi bir araştırma yapılmadan, davalı erkek eşin kredi kartı borçları sebebiyle davalı bankanın icra takibi başlatmasından sonra taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu ve davacı kadının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....

      Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğindeki bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyi niyetli olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

        TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı 22/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; Aşık Paşa Mahallesi 1556 ada 15 numaralı parselde kayıtlı bulunan taşınmazın eski eşi davalı T3 ile ortak tasarruf sonucunda satın alındığını, söz konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, kendisi ilgili taşınmaza aile konutu şerhini işletmek üzere Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurduğunda, davalı T3'nın söz konusu bağımsız meskeni 15/12/2015 tarihinde annesi davalı T5 devrettiğini öğrendiğini belirterek Aşık Paşa Mahallesi 1556 ada 15 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın davalı Kadriye Çavuşoğlu adına olan tapu kaydının iptali ile hissesi oranında kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Nitekim aile konutu şerhi kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. Aksi düşünce ile tasarruf yetkisine ilişkin sınırlamanın şerh ile başlayacağı kabul edilmiş olur. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....

        Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava; aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalılardan banka yararına ipotek verildiğinden bahisle ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Aile konutu” başlığı altında düzenlenen 194.maddesi; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir....

        Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması talebinin reddi ve aile konutu şerhi için vekalet ücreti verilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemlerine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı banka, davacı kadının ipotek konulmasına muvafakati olduğunu, ayrıca, dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

          rızasının alınmadığını, taşınmazın devrinin müvekkilin rızası dışında gerçekleştiğini, davalı T4 tarafından sırf müvekkilden mal kaçırma maksadıyla muvazaalı dava konusu taşınmazı babası olan davalı Mehmet Çelik'e devrettiğini, taşınmazın malikinin oğlu olması göz önüne alındığında taşınmazın evlilik birliği içerisinde alınmış olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek taşınmazın aile konutu olması sebebiyle müvekkilin açık rızasının bulunmaması, mahkemem aksi kanaatte ise devir işleminin muvazaalı olması sebebiyle tapu iptali ve davalı T4 adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu