Mahkemece, orman niteliğindeki taşınmazlar üzerindeki muhdesatın özel mülkiyet şeklinde aidiyet kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mülkiyetin tesbiti niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan ve 14.09.2007 – 15.10.2007 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkarılıp kesinleşen orman sınırlandırılması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi Dava, sigortalılık süresinin tespiti ve aidiyet istemine ilişkindir İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi kararının davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Davalı Dedaş; delil tespiti sırasında alınan bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, davaya konu olay nedeniyle bir kusurunun bulunmadığını, zira sorumluluğun arıza, bakım ve onarım faaliyetlerini yapmakla görevli olan dava dışı yüklenici firmaya ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Dahili davalı ...; aidiyet yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dahili davalı ...; idarenin aidiyet davası ile ilgisinin tespit edilemediğini savunarak, davanın husumetten reddini dilemiştir....
a ait olduğunun tespiti ile davacının 01.07.1996 tarihinden itibaren tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II....
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkin olup, bu tür davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir....
Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine aidiyet olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3 maddesi hükmüne göre de, kesinleşmiş kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce resen dikkate alınması gerekir. Aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen muhtesatın kim tarafından, kime ait olmak üzere, bir başka deyişle kimin adına ve hesabına yaptırıldığının duraksamasız belirlenmesi zorunludur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, aidiyet tespiti istemine ilişkin istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk MADDE 331- (1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. (2) Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder. (3) Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir." düzenlemesi mevcuttur. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki ......
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 11 - 2011/382707 MAHKEMESİ : Ergani Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 20/09/2011 NUMARASI : 2010/192 (E) ve 2011/217 (K) SUÇ : Resmi belgede sahtecilik 1-Ruhsata bağlanması için İlçe Jandarma Komutanlığına getirilen suça konu av tüfeği üzerindeki “S 5366” ibareli seri numarasını, orijinal numarasının üzerine sanığın sonradan sahte olarak yazmak suretiyle yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi ve suç vasfının tespiti bakımından, tüfekler üzerine vurulan seri numaralarının hangi amaçla yazıldığının, yazılacak seri numaralarının bir kurum tarafından belirlenip belirlenmediği veya üreten firma tarafından aidiyet belirleme amacıyla yazılıp yazılmadığının ve hukuki bir değer ifade edip etmediğinin araştırılması, hukuki bir değer ifade ettiğinin anlaşılması halinde ise tüfek üzerinde gözlem yapılmak suretiyle bu işten anlayan bir bilirkişinin de yardımı...
Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadadır. O hâlde, Nüfus Müdürlüğünden Türkiye genelinde 2000/2. dönem bordrosunda ad ve soyadı bulunan ... isimli kişinin olup olmadığı araştırılmalı, tespiti hâlinde davanın bu kişinin hak alanını ilgilendirmesi nedeniyle davaya dahil edilerek delilleri sorularak toplanmalı, böylelikle maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereği yerine getirilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu yön üzerinde durulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 09.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....