ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/1028 Esas KARAR NO : 2022/278 DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 26/11/2021 KARAR TARİHİ : 14/03/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/04/2022 Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından ......... plakalı araç, ..........’nolu genişletilmiş artı kasko poliçesi kapsamında 23.07.2020-23.07.2021 tarihleri arası dönem için sigortalanmış olduğunu, müvekkilinin şirket sigortalısı araç ......... Mahallesi ........ Bulvarı No:8 Esenyurt/İstanbul adresinde park halindeyken davalı .......... Grup’a ait şantiye alanında dış cephe imalatı yapan davalı ............
Esasen taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan faturada belirtilen 14 Nisan 2004 ila 15 Mayıs 2004 tarihleri arasında Abdi İpekçi Spor Salonunun temizlik işlerinin davacı tarafından yerine getirildiği, dosyada mevcut olan günlük imza çizelgeleri gereğince sabit olmakla birlikte, davalı söz konusu ... bedelinin davacı tarafından sunulan 12.4.2004 tarihli teklif mektubunda belirtildiği ve kendilerince de kabul edildiği üzere 9.000.000.000 TL artı KDV olduğunu savunmaktadır. Yapılan ... bedelinin bu miktarda olduğunun kabulü halinde yapılan ödemeler dikkate alındığında davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı bilirkişi raporundaki hesaplamalardan anlaşılmaktadır. Davacı, Eurovizyon finalleri sırasındaki temizlik işlerinin 25.5.2004 tarihli fatura içeriğinde belirtildiği gibi 35.500.000.000 TL artı 6.390.000.000 TL KDV olmak üzere toplam 41.890.000.000 TL bedelle yapılacağına dair taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğunu kanıtlayamamıştır....
A.Ş.’ye ait davanın tefrik edildiği, müşterek borçlu ve müteselsil kefil ... ve ...’nın davalı asıl borçlu şirketin 20.05.2005 tarihli ve 500.000,00 TL limitli kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attıkları, ticari artı para kredi sözleşmesi ve bu sözleşmenin ferileri ile kullandırılan çekler nedeniyle diğer davalılar ile birlikte sorumlu oldukları, diğer davalıların ise itiraz ettikleri işlemiş faiz ve BSMV bakımından kendi temerrütleri esas alınarak sorumluluklarının tayin edildiği, temerrüt faizi oranı belirtilmediğinden, kredi türlerine göre faiz oranlarının belirlendiği, BSMV ile ilgili sorumluluk sözleşme ile davalılara yüklendiğinden sorumlu olacaklarının kabul edildiği, alacak likit olduğundan, inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hukuki değerlendirmede hata yaptığı, tesiste işçilerin çalıştırıldığı, ürünlerin eleme kırmaya tabi tutulduğu, tesisin bulunduğu bölgeye artı değer kattığının tartışmasız olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Kararın yargılama gideri yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: Temyize konu kararın esasına yönelik değerlendirme; Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür....
Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulü ile, davacının hissedar malik bulunduğu.... mahallesi, 50025 ada 20 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde bulunan zemin artı üç katlı binada davalılardan ...'nün 2.kat 2 numaralı daireyi mesken olarak kullanmak suretiyle, davalılardan ... ile ...'ın 3.kat 3 numaralı daireyi mesken olarak kullanmak suretiyle oluşan müdahalelerinin önlenmesine, davacının ecrimisil talebine ilişkin davasının reddine karar verildiği, bu karara ilişkin davacı vekili ve davalı ... vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, açılan davanın kısmen kabulü ile, 20 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde bulunan zemin artı üç katlı binada davalılardan ...'nün 2. kat 2 numaralı daireyi mesken olarak kullanmak suretiyle, davalılardan ... ile ...'...
Somut olayda; davacının dayandığı 11.01.1994 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi “ada:110, parsel:18 de kayıtlı 1.374 m² mesahalı gayrimenkul üzerinde mevcut zemin artı 2 katlı binanın 1/2 hissesini mutabık kaldığımız yalnız: 250.000.000 TL yalnız: iki yüz elli milyon lira bedel mukabilinde alıcısı ...'a satmayı vaad ve taahhüt ediyorum” şeklinde düzenlenmiştir. Görülüyor ki davalı satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazın tamamının 1/2 hissesini değil, taşınmazda kendisine ait 3/8 hissenin 1/2 hissesinin satışını vaadetmiştir. Mahkemece davalıya ait 3/8 hissenin tamamı satış vaadine konu imiş gibi davalının payının tamamının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ın ise hem 19.07.2005 tarihli 50.000 TL limitli hem de 15.02.2011 tarihli 150.000 TL limitli genel kredi taahhütnamesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, bu nedenle dava konusu ticari artı para ve taksitli ticari kredi hesaplarından kullandırılan krediden sorumlu oldukları, ancak davalıların imzasını taşıyan kurumsal kredi kartı üyelik sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle davalıların kurumsal kredi kartı borcundan sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 12.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - KARAR - Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında 05.08.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi aktedildiğini, 12.02.2007 tarihli tadil sözleşmesi ile zemin kat ile müvekkiline düşecek dairelerden birisinin takas edildiğini, 29.02.2007 tarihli adi sözleşmeyle zemin katın dükkan artı daire olarak yapılmasının kararlaştırıldığını, 22.09.2008 tarihli ek sözleşme ile teslim tarihinin 22.09.2010 tarihi olarak belirlenmesine rağmen hukukî teslim yapılmadığı gerekçesiyle kira tazminatı ve son sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, tüm bölümlerin hukukî teslimi için takas sonucu davacıya verilmesi kararlaştırılan zemin katın dükkan+daire olarak tadil edilmesine tüm maliklerin rıza göstermesi gerektiğini, bu hususun yerine getirilmesinde davacı tarafın kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
de Artı Bir isimli özel dershanede öğretmen olarak görevli olduğunu, buna dair tanık dinletebileceğini beyan etmesi karşısında; sanığın suç tarihinde beyan ettiği dershanede görevli olup olmadığının ve bu tarihte fiilen derse girip girmediğinin ......
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının kredi kartında 13.611,24 TL artı bakiye var iken 03/05/2014 - 11/05/2014 tarihleri arasında 64.710,00 TL'yi ATM cihazı aracılığı ile kredi kartı hesabına yatırdığı, davacının bankaya gönderdiği ihtarnamede hesap ekstresindeki ödeme yaptığı tarihler arasındaki harcamaları kendisinin yapmadığını bildirdiği, davanın konusunun bu hesap ekstresindeki harcamalar olduğu, kredi kartının limitinin 1.400,00 TL olduğu nazara alındığında kart limiti yetmediğinden davacının bu harcamaları yapmak için ATM cihazından kredi kartına para yatırdığı, ayrıca her ödeme yapıldığında bakiye durumunu da öğrendiği, kredi kartından harcama yapıldığını davacının farkına varmamasının mümkün görülmediği, davalı bankanın yapılan ödemelerde kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....