Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalılardan 6 numaralı daireyi 18.08.2008 tarihli adi yazılı satış sözleşmesiyle satın almış, satış sözleşmesinde davalılar ana sözleşme, teknik şartname ve yapımcı firma ile yapılan sözleşmedeki hak ve alacakların da alıcıya devredildiği ve satılan dairenin elektrik ve suyu bağlanmış ve oturma raporu alınmış vaziyette en geç 30.12.2008 tarihinde alıcıya teslim edileceği, eksiksiz teslim edilmemesi halinde tüm eksiklerden sorumlu olunacağı ve bu tarihten teslim tarihine kadar geçecek her ay için 2.000,00 TL kira bedeli ödemeyi kabul ettiklerine dair taahhütte bulunmuş, bilahare 18.09.2008 tarihinde davalı şirket tarafından taşınmaz tapuda alıcı adına devredilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesi ile anılan sözleşmeden kaynaklı kira bedeli, eksik iş bedeli, tespit ve noter masraflarını talep etmiştir....

    Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin davacı tarafça tek taraflı olarak feshedilmesi üzerine, davacının ödediği bedelin iade edilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

      Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olduğu ve davalıya ödenen bedelin iadesinin istendiği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

        Dosyada yer alan adi yazılı tarihsiz sözleşmeden davalının da paydaşı olduğu 2622 ada 4 parselde kayıtlı arsa üzerine yapılacak binadan kendisine isabet edecek bir bağımsız bölümü davacıya sattığı, satış bedeli 25.000 Alman Markını davacıdan aldığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, davalı arsa maliki olarak hareket ederek tapuda adına kayıtlı taşınmazdan bir bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payını davacıya satmıştır. Bu tür bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, Tapu Kanununun 26. maddeleri uyarınca resmi biçimde yapılması gerekir. Borçlar Kanununun 11/2 maddesi hükmüne göre şekle uyulmaksızın (sözlü veya adi yazılı olarak) yapılan taşınmaz satış sözleşmeleri geçersizdir. Burada mahkemenin kabul ettiğinin aksine 30.09.1988 tarihli ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı uygulanmaz....

          DELİLLER : Tapu kaydı, satış sözleşmeleri, cari hesap ekstreleri, faturalar, senetler, vs. delil DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan takyidatlardan ari olarak tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....

          yazılı şekilde----- Taksitli Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin kurulduğu, sözleşmede davaya konu ------numaralı bağımsız bölümün davacı tarafından davalıya devredileceğinin kararlaştırıldığı, adi yazılı şekilde düzenlenmiş “Konut Teslim Tutanağı”ndan anlaşıldığı üzere davalıya, davaya konu edilen------ numaralı bağımsız bölümün teslim edildiği, ancak ------- gelen yazının ekinde bulunan tapu kaydından görüldüğü üzere davaya konu edilen------ numaralı bağımsız bölümün davacı şirket adına tescilli olduğu, her ne kadar taraflar arasında adi yazılı şekilde kurulan ------ Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede davaya konu---- numaralı bağımsız bölümün davacı tarafından davalıya devredileceği kararlaştırılmışsa da taşınmazın mülkiyetinin devrini içeren bu sözleşmenin, taşınmaz satış sözleşmesi olarak TBK m. 237/1, Tapu Kanunu m. 26 hükmünce tapu müdürlüğünde resmi şekilde yapılması gerektiği, taşınmaz satış vaadi olarak kararlaştırılmış olarak kabul edilecekse de TBK m. 237/1l, Noterlik...

            yazılı şekilde----- Taksitli Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin kurulduğu, sözleşmede davaya konu ------numaralı bağımsız bölümün davacı tarafından davalıya devredileceğinin kararlaştırıldığı, adi yazılı şekilde düzenlenmiş “Konut Teslim Tutanağı”ndan anlaşıldığı üzere davalıya, davaya konu edilen------ numaralı bağımsız bölümün teslim edildiği, ancak ------- gelen yazının ekinde bulunan tapu kaydından görüldüğü üzere davaya konu edilen------ numaralı bağımsız bölümün davacı şirket adına tescilli olduğu, her ne kadar taraflar arasında adi yazılı şekilde kurulan ------ Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede davaya konu---- numaralı bağımsız bölümün davacı tarafından davalıya devredileceği kararlaştırılmışsa da taşınmazın mülkiyetinin devrini içeren bu sözleşmenin, taşınmaz satış sözleşmesi olarak TBK m. 237/1, Tapu Kanunu m. 26 hükmünce tapu müdürlüğünde resmi şekilde yapılması gerektiği, taşınmaz satış vaadi olarak kararlaştırılmış olarak kabul edilecekse de TBK m. 237/1l, Noterlik...

              Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

                Hukuk Dairesi 18/10/2019 tarihli görevsizlik kararında; davanın düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı müteahhit ile davacı arasında yapılan iş ortaklığından kaynaklandığından dosyanın 27. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 27. Hukuk Dairesi ise davanın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığından istinaf incelemesinin 24. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden görevsizlik kararı verilerek dosya 24. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. İddia, savunma, dosya içerisine alınan deliller ve protokoller birlikte değerlendirildiğinde; davanın taraflar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesi gereği davacıya bırakılan bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkin olduğu, HSK'nın 21/06/2019 tarih 678 sayılı kararının 24....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T4 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi gereğince İDM kararına konu uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, husumet yaygınlaştırılmadan taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, müvekkili banka Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza...

                UYAP Entegrasyonu