Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan talep yerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, ilgili Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmakta olduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmemekte olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Garanti Koza A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla, beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

Yasalarda şerh edilebilecek kişisel haklar sınırlı sayıda gösterilmiş, kira sözleşmesinden kaynaklanan ve kişisel hak niteliğinde olan kiracılık hakkı da tapuya şerh edilebilecek haklardan olup gerek Borçlar Kanunu da gerekse Türk Medeni Kanununun da düzenleme yeri bulmuştur. Borçlar Kanununun 255 ve bunun paralelinde olan 277. maddesi (bir taşınmazın kiralanmasında sözleşmenin tapu siciline şerh verilmesini iki taraf sözleşebilirler. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi düzenlemesi ile de tapu kütüğüne şerh edilebilecek kişisel haklar arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan kiracılık hakkı da sayılmıştır....

    ALICl'nın başvurusu üzerine, Bağımsız Bölüm teslim tarihinden önce ve sonra, Sözleşmedeki Bağımsız Bölüm satış bedelinin ve ALICI’nın Satış Vaad Eden 'e iş bu sözleşmede taahhüt etmiş bulunduğu diğer mali yükümlülüklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmiş olması; yani alıcı nın Satış Bedeli ile iş bu satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tüm borçlarını Satış vaad edene tamamen ödenmesi ve Sözleşme tarihinden sonra yapılan yasal değişikliklerden ötürü mükellefi malik veya yararlanan olarak tespit edilmiş olan her türlü vergi, resim, harçların, Sözleşmeye dayalı tüm mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi, borcu olmadığına dair site yönetiminden alınmış belgenin ibrazı halinde bu eksikliklerin tamamlanması ile tapu ... Yapı tarafından ... Properties Gayrimenkul Geliştirme A.Ş.'...

      Vaad alacaklısı olan kişi aleyhine icra takibine girişilmiş, adi yazılı sözleşmede verildiği bildirilen 1.150.000.000 Tl. lik senedin icra yoluyla tahsili talep edilmiştir. Davada öncelikle, satışa ilişkin taraf iradelerinin, başka bir anlatımla, 8.9.1995 günlü sözleşmedeki satış iradesinin fesada uğrayıp uğramadığı yönü üzerinde durulması gerekecektir. 8.9.1995 günlü noterde resen düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde, taraf iradelerinin taşınmaz mal satışında birleştiği kuşkusuzdur. Bundan sonra da sözleşmenin iptalini gerektiren bir neden ileri sürülmediğinden, tarafların satış iradelerini korudukları kabul edilmelidir. Taraflarca her ne kadar noterde düzenlenen sözleşmeden sonra, adi yazılı sözleşme ile bedelin 3.150.000.000 Tl. olduğu kabul edilmiş ise de, bu durum sözleşmedeki satış iradesini etkilemeyen ilk akdi ortadan kaldırmayan sözleşmenin mütemmim şartlarındandır....

        Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706.maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237.maddesi ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26.maddesi ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 89.maddesi uyarınca tapuya kayıtlı bir taşınmazın devrinin geçerli olması için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi zorunludur. Tapulu taşınmazın devrini amaçlayan sözleşme haricen düzenlenmiş ise, resmi şekil şartına uygun olmadığından mülkiyetin nakli sonucunu doğurmaz. Somut olayın incelenmesinde; her ne kadar taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılmış ise de; davalının davayı kabul beyanı karşısında davacının tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan taşınmazın tapu kaydına harici satım sözleşmesinden bir gün sonra 02.08.2012 tarihinde ......

          Katından bir adet daire verilmesi karşılığında davacı ile müteahhitin anlaştığını, daha sonra 06/05/2017 tarihli adi yazılı sözleşme marifetiyle de 4. kattaki daire yerine 13. kattan bir daire verileceğinin kararlaştırıldığını, müteahhit ile adi yazılı sözleşme marifetiyle müteahhitin alacağın temlik alan davacı arasındaki ihtilafın eser sözleşmesinden doğduğunu, davanın genel görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek dava konusu Mersin ili, Mezitli ilçesi, Mezitli Mahallesi, 619 ada 1 parsel 26 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasını davalı T4 adına olan Mersin ili, Mezitli ilçesi, Meztili Mahallesi, 619 ada 1 parsel 26 bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı T1 adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/41 Esas KARAR NO : 2022/258 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/08/2019 KARAR TARİHİ : 07/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili sunmuş olduğu 27/08/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalılardan ... ile aralarında imzalanan sözleşme uyarınca ... firmasından 6 milyon lira alacakları olduğunu, garantörlük limiti dahilinde bir kısım taşınmazların devrine ilişkin 11/10/2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalı ...'nın bu yönde taahhütname imzaladığını, 11/10/2018 tarihinde şirket kredisinin kapatıldığını, taşınmazların devir ve tescili için davalılara ayrı ayrı ihtarname gönderildiğini, ancak 3. Şahıs adına tescil işlemi yapıldığının öğrenildiğini, davalı ...'...

            Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasındaki dosyaya sunulan vadeli gayrımenkul satış sözleşmesinin adi nitelikte yapıldığı, Noterlik Kanunu 60/3 ve 89 md uyarınca tapuda kayıtlı gayrimenkullerin noterlikçe resmi şekilde yapılması gerekli olup bunun dışında adi şekilde yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğu ve sözleşmenin fer'i niteliğinde bulunan cezai şart hükmündeki kira alacağının da geçersiz olup talep edilme imkanı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan adi yazılı şekildeki Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinde davalı tarafından davacıya satışı vaat edilen taşınmaz davalının tapu sicilinde kendi adına kayıtlı bir taşınmaz olmadığı, davalının davadışı arsa sahibi kişiyle usulüne uygun şekilde noterde düzenleme şeklinde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapacağı inşaat nedeniyle kendine düşecek bağımsız bölümlerden biri olduğu anlaşılmaktadır....

              MUHALEFET ŞERHİ Dava, eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptâli ve tescil ile taşınmaz üzerinde bulunan takyidatların kaldırılması talebine ilişkindir. Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılmış ve davalı ipotek lehtarları yönünden davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki ilişkiyi kısaca özetlediğimizde; davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 31.05.2016 tarihinde adi yazılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu taşınmaz tapuda satış gösterilerek 13.06.2016 tarihinde davalı yükleniciye devredildiği, davalı yüklenicinin çekmiş olduğu kredi nedeni ile de diğer davalı bankalar lehine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır....

                Bu kapsamda,Vakıflar Bankası'nın 13.01.2011 tarihli karşılık yazısında, davacı yanın dayandığı adi yazılı belgede taşınmazın satış bedeli olarak davalıya verildiği belirtilen 8.000 TL tutarındaki 8621908 nolu çekin tahsil edilmediği bildirildiğine ve davacı yanca 8.000 TL'nin satış bedeli olarak davalıya ödendiği ispat edilemediğine göre, davacı vekillinin aşağıda belirtilen husus dışında yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükmün bu bölümlerinin açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Davacı vekilinin diger temyiz itirazlarına gelince; davacı yanın dayandığı ve yukarıda belirtilen 25.11.2000 tarihli adi yazılı belgede, açıkça bir miktar satış bedelinin davacı tarafından nakit olarak davalıya ödendiği açıklaması vardır. Davalı vekili, anılan adi yazılı belgedeki davalıya ait olduğu iddia edilen imzayı inkar etmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu