ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2019/711 ESAS, 2020/549 KARAR DAVA KONUSU : Satış Vaadi Sözleşmesinden (Yüklenicinin Temlikinden) Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul ili, Başakşehir İlçesi, Başakşehir Mahallesinde kain, 1416 ada 1 parsel olarak tescilli ana taşınmaz üzerinde inşa edilecek "Vadiyaka Başakşehir Cadde Dükkanları" projesinde yer alan 10 adet bağımsız bölümün satışıyla ilgili toplam 5.956.779,00 TL + % 18 KDV bedeli üzerinden satışı hususunda anlaşmış olduklarını, davalı şirketin müşterilerine uyguladığı satış prosedürüne istinaden resmi ve adi yazılı olarak iki farklı tipte satış sözleşmeleri tanzim ettiğini, davalı tarafın zorunlu prosedürü gereğince öncelikle satışı taahhüt edilen her bir taşınmaz için ayrı olarak 26.02.2016 tarihinde adi yazılı şekilde...
edileceğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümü yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden dava mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde...
ın sözleşme gereğince edimini ifa ettiği, daha sonra şahsi hakkını 02.08.2006 tarihli adi yazılı sözleşme ile davacıya temlik ettiği, davacının temlik sözleşmesine dayanarak davalı ...'ten dava konusu ... numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini, ikinci kademede temlik sözleşmesi gereği davalı ...'a ödemiş olduğu 76.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin alacaklısı davalı ... ile borçlusu ... arasındaki taşınmazın devrine ilişkin sözleşme adi yazılı şekilde yapılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere taşınmaz satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmesi gerektiğinden ... ile ... arasındaki sözleşme şekli şarta uygun olmadığından geçerli değildir. Geçersiz sözleşme gereğince şahsi hakkı temlik alan davacı bu sözleşmeye dayanarak davalı ...'i cebri tescile zorlayamaz....
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Dosya kapsamının incelenmesinde; dosyada mübrez 20/04/2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi suretine göre, davalılar Gökkar ve Globalsan şirketlerinin oluşturduğu Gökkar Globalsan İnşaat Adi Ortaklığı (satıcı) ile davalı Lider Mermer şirketi (alıcı) arasında 39 numaralı bağımsız bölümün (davacı, tapuda 18 nolu olduğunu belirtmiştir) satışı için Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığı; sözleşmenin 4. maddesine göre satış bedelinin 364.500 TL (KDV hariç) olduğunun belirtildiği; sözleşmenin Ek 1: ödeme planı..." şeklindeki maddesine göre satış bedelinin "İş Karşılığı (barter Olarak)" şeklinde ödeneceğinin belirtildiği anlaşılmıştır....
Davalı T5 vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi gereğince ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğini, müvekkili banka - Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı Garanti Koza ile müvekkili banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından, dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesi hukuken mümkün olmadığını, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 10/09/2020 NUMARASI: 2019/711 Esas, 2020/549 Karar DAVANIN KONUSU: Satış Vaadi Sözleşmesinden (Yüklenicinin Temlikinden) Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil KARAR TARİHİ: 30/03/2023 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul ili, Başakşehir İlçesi, ......
Mahkemece taraflar arasında düzenlenen adi yazılı satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı, tapu devrini içeren sözleşmelerin resmi şekilde yapılmamaları durumunda geçerli olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararının davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi tarafından da taraflar arasındaki sözleşmenin adi yazılı olduğu ve geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kat karşılığı inşaat yapım ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri bedel olarak arsa payı devri ve satış vaadini de içerdiğinden, karma nitelikli sözleşmelerdendir. Bu sözleşme ile arsa sahibi, hem arsa payının bir kısmının tapusunu yükleniciye devretmek borcu altına girmekte hem de taşınmazın kullanım şeklini değiştirmektedir....
Davalılar T4 ve T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuka aykırı açılmış olan davanın reddine, haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, adi yazılı 11/04/2016 tarihli taşınmaz satış vadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin şekil şartına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğu ve bu nedenle de buna dayanarak bir talepte bulunulamayacağını beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 11.04.2016 tarihli ‘Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ bulunduğu sözleşmenin 6. maddesinde cayan tarafın karşı tarafa 500.000,00 TL ceza ödemeyi kabul ettiği, bununla birlikte bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına satışı ya da satış vaadini içeren sözleşmelerin geçerli sayılmasının 6098 sayılı TBK. 237 (eski BK.213), 2644 sayılı Tapu Kanununun 26....
İcra Müdürlüğünün 2015/22800 E. sayılı takip dosyasında yapılan ilamsız takipte borcun sebebi olarak 13/10/2015 tarihli taşınmaz payı resmi satış sözleşmesinden kaynaklanan satış bedelinin gösterildiğini, 13/10/2015 tarihinde ,,,,paylarının taraflarına satıldığını, ... Tapu Sicil Müdürlüğünden 13/10/2015 tarihli taraflar arasındaki taşınmaz satış paylarına ilişkin resmi satış belgeleri celp edildiğinde, taşınmaz pay bedellerinin ödenmiş olduğunun görüleceğini, davalı ile adi ortaklık var iken aynı adresin her iki şirketin adresi olarak gösterildiğini, ortaklığın sona ermesinden sonra aynı adrese girebilmelerinin dahi mümkün olmadığını, bu adresin mülkiyetinin davalıya ait olduğunu, davalının bilinen adreslerine değil kendisine ait bu adrese tebligatı göndererek itirazın önüne geçtiğini belirterek, takibe konu borç sebebi tapu satış bedeli olduğundan ve tapu resmi senedi ile ödemenin gerçekleştiği sabit olduğundan borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, adi yazılı Gayrimenkul Satış Sözleşmesi uyarınca ödenen kaporanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebini içeren itirazın iptali davasıdır. Dosyada mevcut Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi adi yazılı şekilde düzenlenmiş olup, resmi şekilde düzenlenmediği için geçersizdir. (MK m. 706, TBK m. 213, Tapu Kanun’u m. 26 ve Noterlik Kanun’u m. 60) Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine aittir....