Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde açıklanan tüm bu nedenlerle, adi ortaklığın tasfiyesi için mahkemece, öncelikle kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve bu defterlerin dayanağı olan belge ve faturaların ibrazı sağlanmalı, eldeki değerler belirlenerek bunlar ortaklığın aktifinde dikkate alınmalı, yönetici ortak olduğu anlaşılan davalıdan yapılan tüm ... ve harcamalara ilişkin bedeller ile, gerekli görülecek diğer hususlar konusunda hesap listesi istenilmeli, hesap listesinin verilmemesi halinde yönetici ortağın hesap vermekten kaçınmış sayılacağı kabul edilmeli, hesap listesinin verilmesi halinde ise, hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, bu şekilde belirlenen mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği yine taraflardan sorulmalı, taraflar tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmeli, taraflar tasfiye konusunda anlaşamadıkları takdirde ise, ortaklığa ait tüm gelir gider hesabı çıkarıldıktan, ortaklığın tüm aktif ve pasifi...

    Davacı tarafından, adi ortaklığa ait taşınmazların bir kısmının davalı adına olduğu, bir kısmını sattığı, davalı ... ile davacının, arsa sahipleri ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin adi ortaklığın konusu olduğunu, yaptıkları inşaatlardan alacakları taşınmazların da adi ortaklığın malvarlığı arasında olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tescilini talep etmiştir. Davacı ve davalı ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/306 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğu anlaşılmaktadır. Tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/555 Esas KARAR NO : 2022/991 DAVA : Adi Ortaklığının Fesih ve Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 14/06/2022 KARAR TARİHİ : 03/11/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklığının Fesih ve Tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil ...; gıda endüstrisi, tekstil/laminasyon, ......., hijyenik/medikal ürünler, beyaz eşya/otomotiv, üretim ve montaj hatları, matbaa/zarf-ahşap ve mobilya endüstrisi alanlarındaki müşterilerine sıcak ve soğuk tutkal sistemleri, yedek parçaları, yapıştırıcı uygulama sistemleri, sıcak eriyik yapıştırıcılar, yedek parça yardımcı kimyasallar ile ilgili satış ve teknik destek faaliyetleri ile çözüm ortaklığı sunan dava dışı ............

        Mahkemece, taraflar arasında kurulan adi ortaklığın sona erdirildiği açıklandıktan sonra, faturaya konu malların teşhir amaçlı olmayıp davalıya satılan mallar olduğunu davacının isbatlayamadığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Tarafların beyanları ve mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, taraflar arasında , BK’nun 520 ve devamı maddelerde yer alan şekilde bir adi ortaklık kurulduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Hal böyle olunca aradaki ihtilafında BK 520 vd. maddeleri uyarınca çözülmesi gerekir. Yine tarafların iddia ve savunmalarından ve dosya kapsamından eldeki dava ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de istenildiğinin kabulü zorunludur. Hal böyle olunca adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de BK. 538. maddesi uyarınca yapılması gerekir....

          Eldeki davada davacı; ortağı olan davalı ... tarafından ortaklığa konu lokantanın demirbaşlarının 3.kişiye devredildiğini belirterek demirbaşların değerini, ayrıca ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı tadilat masraflarının tarafına verilmesini talep etmiştir. Davacının bu yönündeki talebinin taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemi olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu durumda ise; taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi henüz feshedilmemiş olmakla, ortaklığın fesih ve tasfiyesinin mahkemece yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

            Bu yasal düzenlemeler gözetildiğinde, adi ortaklıktan ortaklar arasında elbirliği halinde mülkiyet olduğundan ortağın hissesinin haczi mümkün olmayıp, ancak tasfiye payının haczi kabildir. Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakatı gerekmediği gibi adi ortaklık sözleşmesindeki ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklarına ilişkin kararlaştırma ancak ortaklar arasında hüküm ifade eder. Yasal koşullar oluştuğunda 3.kişi dahi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebirler. Bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabilir. Bir ortağın tasfiye payına haciz konulması ise, adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebidir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

              Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen alacağın tahsili ve adi ortaklık sözleşmesi gereği ortak olunduğu idida edilen limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada davacının ortak sıfatını taşımadığından şirkete yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, adi ortaklığın feshine ilişkin davanın ise görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hakimin delil araştırma bakımından kendiliğinden hareket etmesi, taraf iradelerine atfedilen rol, dava konusu edilen haktan vazgeçilip vazgeçilememesi gibi yönlerden yasal konumları birbirinden tamamen farklıdır....

              Taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu iddiası ileri sürülmekle, adi ortaklığın malvarlığının korunması için adi ortaklık konusu taşınmazlar üzerine HMK 389/1. madde gereği ihtiyati tedbir konulabileceği ancak davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin olduğu, davacının iddialarının nihai kararda değerlendirilebileceği ve tasfiye sırasında hüküm altına alınabileceği değerlendirildiğinde mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, istinaf eden davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                Tasfiyenin ne şekilde yapılacağının düzenlendiği TBK'nın 644. maddesinde (BK'nın 538 ve izleyen maddeleri) "Ortaklığın sona ermesi halinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dahil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları halinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hakim tarafından atanması isteminde bulunabilirler." denilmiştir. O halde adi ortaklığın tasfiyesi ya ortakların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Bunun dışında bir olanak yoktur....

                  Bundan ayrı olarak, yargıtay kararlarında belirtilen sıra ve yöntem doğrultusunda, tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297 inci maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu