Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. arasında adi ortaklık kurulduğunun, ortaklığın amacının gerçekleşmesi nedeniyle ortaklığın fesh edildiğinin tespitine, davacı ve davalı arasındaki adi ortaklığın tasfiye memurunun 05/02/2019 havale tarihli kök raporunda belirtildiği şekilde ortaklığın tasfiyesine, 156.460,00 TL' nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6 ve 12 no' lu dairelerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline yönelik talebin reddine, birleşen dava yönünden ise davanın kısmen kabulüne, 157.358,55 TL faiz alacağının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Uyuşmazlık, asıl davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile birleşen davada faiz alacağı talebine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ortaklığın tasfiyesi Uyuşmazlık adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemenin nitelendirmesi ve tarafların kabulü de bu yöndedir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      (TBK'nın 643.) maddesi gereğince ortaklığın tasfiyesinde istenebilmesi ve bilhassa ortaklığın mahkemece yapılan tasfiyesi esnasında dikkate alınması olanağı vardır. Ancak kuşkusuz bu gider ve masrafların talep edilebilmesi için, ispat edilmesi zorunludur. Bu ispat ise yasal delillerle ve duruma göre takdiri delillerle ve özellikle bilirkişi incelemesi ile yaptırılabilir. (Adi Ortaklık Doç. Dr....

        Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Taraflar tasfiye konusunda anlaşmadığı takdirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece TBK’nın 642 vd. madde hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir. Öte taraftan; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin ve kar payının tahsilini istemesi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebini de kapsamaktadır. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 644. maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

        gerektiğini, anılı ortaklığın mali durumu hakkında müvekkilinin bilgilendirilmemesi sebebiyle mahkemeden adi ortaklığın gerçek kar ve zarar durumu ile tasfiye bilançosuna esas olacak diğer unsurlarda gözetilmek suretiyle ortaklara ödenmesi gereken tasfiye payının olup olmadığı hususunda araştırma yapılmasını, buna göre müvekkilinin alacaklı olduğu bakiye varsa bu bedelin bilirkişi marifetiyle dosyaya sunulmasını, açıkladığı nedenlerle; ...Adi Ortaklığı'na dava süresince tedbiren kayyım atanmasını, ...Adi Ortaklığı'nın feshini ve tasfiyesini, yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacak olan müvekkilinin ortaklığa koymuş olduğu paranın müvekkiline iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen adi ortaklığın tasfiyesi davasında ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili (ihtiyati haciz kararına itiraz eden) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I İhtiyati haciz isteyen (davacı) vekili dava dilekçesinde; davalılardan, ...'den olan alacağına ilişkin olarak .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/4150 ve 2014/4151 esas sayılı dosyalarından başlatılmış olan icra takiplerinin kesinleştiğini, davalı şirketler arasında bir adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ve bu ortaklık adı altında ihalelere girerek kar elde ettiğini belirterek, müvekkili şirketin ....'den olan alacağının tahsili amacıyla bu şirketin de içinde bulunduğu adi ortaklığın tasfiyesi ile bu ortaklığın .......

            Adi Ortaklığın yönetiminin müvekkili şirkete verilmesi ve süresi sonunda tasfiyesi edilmesini talep etme gereklerinin hasıl olduğunu, ayrıca davalı şirketin mevcut durumda adi ortaklığa ait tüm işlemleri müvekkil şirketten gizleyerek yapıyor olması, ilerleyen dönemde başka usulsüzlüklerin ortaya çıkmasının kuvvetle muhtemel olması nedenleriyle davalı şirketin yapmış olduğu usulsüzlüklerin üstünü örterek delilleri ortadan kaldırmaması ve adi ortaklığın ve müvekkilin daha fazla zarara uğratılmaması amacıyla adi ortaklığa ait tüm ticari defter ve kayıtların ihtiyati tedbir kapsamında mahkememiz dosyasına celbini talep ettiklerini belirterek öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalı şirketin Adi Ortaklığın yönetimi konusunda temsil ve ilzam dahil bütün yetkililerinin kaldırılarak tüm yetkinin müvekkil şirkete verilmesine, bu mümkün görülmezse tasfiye süreci tamamlanana kadar ortaklığın yönetimi için kayyım atanmasına, davalı şirketin ortaklığın zararına yaptığı ve yapmakta olduğu...

              Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklı tapu iptali tescil ve alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                Mahkemece, Dairemizin 12.12.2005 tarihli bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin feshine, taraflar arasındaki ortaklığın sabş sureti ile tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına, ortaklığa konu aracın satış memuru tarafından değerinin tespiti ile satış işleminin yapılmasına, ortaklık borçlarının ödenmesinden sonra ba-kiyesinin hisseleri oranında taraflara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece bozmadan sonraki yargılamada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de, bu haliyle adi ortalığın usulüne uygun tasfiye edildiğinden söz etmek mümkün değildir. Daha açık bir anlatım ile adi ortaklığın mahkemece bizzat tasfiyesinin yaptırılması gerekir. Bozma ilamı-mızda da belirtildiği üzere, ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

                  HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesindeki dava adi ortaklığın feshi,tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı tarafça ,adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş olup,yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi ibraz edilmemiştir.Mahkeme kararında da bahsedildiği üzere, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik koşulu olmayıp,ispat yönünden önemlidir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağına ilişkin olmakla, davalıların malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir. Buna göre, dava konusu edilmeyen hususlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, somut olayda HMK 389. maddedeki uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığına ilişkin tedbir talebi yönünden yasal koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemenin ihtiyati tedbirin reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu