Şti.nin ortaklıktan elde edeceği kardan TBK 622. madde uyarınca hissene düşen kâr payına ve TBK 638. madde uyarınca ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payına ilişkin haciz kararı verildiğini, borçlu ortağın, ortaklığa ilişkin kâr payı ve tasfiye hissesine yönelik haczin devam etmesi nedeni ile davalıların oluşturduğu adi ortaklığın tasfiye edilerek borçlu ortağın haczedilmiş olan kâr payı ve tasfiye hissesinin tespit edilmesi ve tespit edilen kâr payı ve tasfiye hissesinin icra dosyasına gönderilmesi gerektiğini belirterek, ortaklığın feshi ile tasfiyesine, tasfiye neticesinde hesaplanacak borçlu ortak ... Müh. Müş. Ve Tic. Ltd. Şti. ne ait kar payı ve tasfiye hissesinin hacizli olması nedeni ile borçlu ortağa ödenmeyerek icra takip dosyasına gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Ankara 7....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; adi ortaklığın tarafları olan davalıların oybirliği ile 15.05.2018 tarihinde adi ortaklığı tasfiye ettikleri, adi ortaklığın tasfiye işlemi ile ilgili tutanak aslının Mahkemeye sunulduğu, davalıların yaptığı tasfiye işleminin bilirkişiye denetlettirildiği, tasfiye işleminde davacının veya üçüncü kişilerin aleyhine yada zararına bir durumun kasten oluşturulmadığı ve yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, adi ortaklığın tasfiyesi yargılama sırasında tamamen gerçekleştirildiği gerekçesiyle; davacının yetkiye dayalı olarak açtığı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının kabulü ile davalılar ... İnşaat Nakliyat Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye yargılama aşamasında gerçekleştirildiğinden tasfiye memuru atanmasına yer ve gerek olmadığına, davalı ... İnşaat Nakliyat Madencilik San. ve Tic. Ltd....
Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Taraflar tasfiye konusunda anlaşmadığı takdirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece TBK’nın 642 vd. madde hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir. Öte taraftan; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin ve kar payının tahsilini istemesi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebini de kapsamaktadır. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 644. maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....
Mahkemece, davacının sermaye payını aldığı ve tüm ortakların adi ortaklığın feshini istedikleri gerekçesi ile adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine, davacının ortaklıktan ayrılma payı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2010/4623-5649 2-Davacı, ortağı olduğu “... ve ortakları” adi ortaklığının feshi ve tasfiyesi ile ortaklık payını talep etmiş; davalılar ise, adi ortaklığının daha önce tarafların anlaşması ile son bulduğunu, davacının kendisine düşen payı fazlasıyla aldığını savunmuşlardır....
Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, adi ortaklığın feshine ve feshedilen adi ortaklığın heyetinizce tasfiye edilmesine, sermaye payının iadesine ve yargılama gider- leriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Dava dilekçesi 09/04/2021 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olup henüz cevap dilek- çesi sunulmamış, ön inceleme yapılmamıştır.İlk Derece Mahkemesince: "Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, kar payının tespiti ile ödenmesi, sermaye payı ile ortaklığa ödenen bedellerin iadesi talebine ilişkin olup davacının temsil ve yönetim yetkisinin kötüye kullanıldığı iddia- larının ve davacının talep ettiği alacağın yargılamaya muhtaç olduğu, bu aşamada sunulan deliller kapsamında bu hususta mahkememizde kanaat oluşmadığı ve davalı üzerine kayıtlı mallar ile üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarının dava konusu olmadığı, ihtiyati tedbirin ancak dava konusu hakkında verilebileceği "gerekçesiyle " ortaklığın temsil ve yönetiminin kayyıma...
Bu hali ile tasfiye memurunun terditli düzenlediği raporunda, çekin ödenmesi halinde kar ile sermayenin birlikte belirlendiği miktar üzerinden yapılan ikinci görüşe göre yapılan hesaplamaya itibar etmek gerekmiştir. Yargıtay'ın müstakar kararlarında belirttiği ve davacının da talep ettiği gibi karar tarihine en yakın güncel değer üzerinden kar ve sermaye bedeli belirlenmiş, ancak taleple bağlı kalınarak 60.000,00 TL dava değeri üzerinden davacının alacağının bulunduğuna ve bu şekli ile adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu hali ile tasfiye memurunun terditli düzenlediği raporunda, çekin ödenmesi halinde kar ile sermayenin birlikte belirlendiği miktar üzerinden yapılan ikinci görüşe göre yapılan hesaplamaya itibar etmek gerekmiştir. Yargıtay'ın müstakar kararlarında belirttiği ve davacının da talep ettiği gibi karar tarihine en yakın güncel değer üzerinden kar ve sermaye bedeli belirlenmiş, ancak taleple bağlı kalınarak 60.000,00 TL dava değeri üzerinden davacının alacağının bulunduğuna ve bu şekli ile adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
-TL. olduğu, Ortaklığa ait ticari defter kayıtları ile piyasa rayiçlerine göre tespit edilen net kar tutarların birlikte değerlendirilmesi ile ortaklığın sona erdiği 21.10.2006...tarihi itibariyle ortaklığın öz sermayesinin 895.563,93.-TL. olduğu, Dava konusu adi ortaklığın ticari defterlerindeki ortak ...’nun adi ortaklıktan olan 224.975,00.-TL. tutarındaki alacak kaydının; Kabul edilmesi durumunda, davalı ...’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 335.294.46.-TL. olduğu, Kabul edilmemesi durumunda, davalı ...’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 447.781,96.-TL. olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada sonuç olarak, borçlu ...'...
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, iddianın ileri sürülüş biçimi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, eldeki davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle açıldığı, taraflar arasında kurulan ortaklık ilişkisinin devamının artık mümkün olmadığı dikkate alınıp, adi ortaklığın haklı nedenle feshi ile birlikte tasfiyesine karar verilmesi, tasfiye payı alacağı olarak belirlenen ve hüküm altına alınan 14.205,65 TL üzerinden davacılar lehine 4.080 TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davacılar lehine 25.849,04 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması, HUMK'nın 438/7.maddesi hükmü gereğidir....