Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; tarafların kardeş oldukları, davacı tarafça davalı ile aralarında davaya konu edilen torna tesviye atölyesinin müşterek olarak işletilmesine ilişkin sözlü anlaşma yaptıkları, davalının sözlü anlaşma uyarınca kararlaştırılan kar payı,... primi ve diğer ödemeleri yapmadığı ve müşterek işletilen atölyenin mülkiyetini de dava dışı eşi üzerine geçirdiğinden bahisle adi ortaklıktan kaynaklanan tüm alacaklarının ödenmesi amacıyla iş bu davanın açıldığı, davanın bu şekliyle fesih ve tasfiye istemini de içerdiği açıktır. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

    Davacı adi ortak şirket tarafından, davalı adi ortak şirket ile (sonradan ... şahıs işletmesi olmuştur) aralarındaki adi ortaklık sözleşmesine dayalı olarak ve doğrudan adi ortaklığın uğradığı (davalı tarafça uğratıldığı iddia edilen) zarardan dolayı, öncelikle bu zararın davalı taraftan tazmini ile taraflar arasındaki adi ortaklığa ödenmesine karar verilmesini istemesi ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davası içerisinde de gider ve borçlar ile tarafların koydukları avansların mahsubundan sonra kalan bedelden davacı payına düşen kısmın davacıya ödenmesi gerekirken, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davası dışında, adi ortaklığın uğradığı zarardan doğan tazminatın doğrudan davacı adi ortağa ödenmesinin istenemeyeceği, bu hususun 6098 s. TBK'nin 643. maddesine de aykırı olduğu, davacı adi ortak şirketin bu talebe ilişkin olarak aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu talebin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebi de sayılamayacağı çünkü, bu talepten açılmış Mahkememizin ......

      Taraflar dava dışı arsa sahipleri ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmeleri adi ortaklığın konusu olup, yaptıkları inşaatlardan alacakları taşınmazlar da adi ortaklığın malvarlığı arasındadır. Davalı tarafından davacının adi ortaklığın malvarlığını kendi şirketine geçirmeye başladığı, bir kısmını da sattığı gerekçesi İle davacı ve dava dışı arsa sahiplerine karşı tapu iptali ve tescil davası açtığı, davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için öncelikle adi ortaklığın malvarlığının tespiti gerekir. Bu malvarlığı tespit edildikten sonra az yukarıda izah edilen şekilde tarafların anlaşamamaları üzerine fesih ve tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir. Fesih ve tasfiye ileride atanacak tasfiye memuru eliyle yapılmasına karar verilemez....

        Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak talebine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. İhtilaf halinde, bu ortaklığın var olduğunu ileri süren kişi iddiasını HMK'nın 200. maddesi gereğince senetle ispat etmelidir. Somut olay incelendiğinde; davacı, davalı ile esaslı noktalarda uyuşarak kurdukları adi ortaklığın faaliyet gösterdiğini ileri sürmüş, davalı ise adi ortaklığın varlığını inkar etmiştir. Bu halde, davacı davasını dayandırdığı adi ortaklığın varlığını ispatla yükümlüdür. Ne var ki, davacı, dayandığı adi ortaklığın varlığını, kesin deliller ile ispat edememiş, davacı tarafça teklif edilen yemin gereği davalı ortak olmadıklarına dair yemin etmiştir....

        satışlar nedeni ile bu malın çok azaldığını, aktariye işini bilen kişinin davacı olup, davalının bu işi bilmediğini, bu nedenle davacının olumlu müşteri iktibası çerçevesi içinde çok çabasının olduğunu, ortaklığın bozulması nedeni ile davacının yoksun kalacağı kazanç ve kar kaybının bulunduğunu beyan ederek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, fesih kararı alınması halinde ortaklığa tasfiye memuru atanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000,00 TL....bedelinin tasfiye sonucu davacının hissesine düşecek yüzde 50 oranındaki kar payı ve kazanç kaybı karşılığı 25.000,00 TL nin , yüzde 50 ortaklık payına düşecek katılım payı demirbaş bedeli ve dükkandaki satılacak malların bedeli olarak 50.000,00 TL nin dava tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacının kar payı alacağı talebinin kabulü ile toplam 27.671,93 TL'sının, 10.000,00 TL'lık kısmının dava tarihinden, bakiye 17.671,93 TL'lık kısmının ıslah tarihi olan 02.04.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının dava konusu taşınmaz ve araçlar için kira bedeli talebinin reddine, karşı davanın reddine, dair verilen kararın davalı-karşı davacı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 23.05.2013 tarihli ve 2012/5965 Esas, 2013/9468 Karar sayılı ilamı ile; "...Asıl davadaki istemlerden olup da mahkemece hüküm altına alınan kar payına ilişkin talep aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Nitekim davalı (karşı davacı) da karşı davada ortaklığın tasfiyesini istemiştir. Davanın bu şekilde hukuki nitelendirmesinin yapılmasının gerekliliği karşısında mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir....

            Bu haliyle icra takibi öncesinde tarafların karşılıklı ihtarname ve ihtarnameye verdikleri cevaplarla aralarında düzenledikleri 10.01.2008 tarihli protokolün geçersiz olduğunu ve esas alınan ortaklık sözleşmesi olduğunu bildirmeleri ve davacının da icra takibinde sözleşme uyarınca hissesine düşen kar payını istemesi gözetilerek uyuşmazlığın ortaklık sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Buna göre davacının kar payı alacağı yönündeki istemi aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Davanın bu şekilde hukuki nitelendirmesinin yapılmasının gerekliliği karşısında mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, itirazıniptali isteminin de bu çerçevede değerlendirilmesine karar verilmelidir....

              bu işi bilmediğini, bu nedenle kendisinin olumlu müşteri iktibası çerçevesi içinde çok çabasının olduğunu, ortaklığın bozulması nedeni ile davacının yoksun kalacağı kazanç ve kar kaybının bulunduğunu beyan ederek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, fesih kararı alınması halinde ortaklığa tasfiye memuru atanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000,00 TL ......

                Dava; adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapılan ve bu ortaklık ilişkisine konu olan lokantada kullanılan demirbaş eşyaları ile ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı masrafların davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında “......” adıyla faaliyette olan lokantanın işletilmesine ilişkin olarak adi ortaklık ilişkisi kurulduğu ve bu ortaklığa ilişkin olarak da 01.03.1988 tarihli noterde düzenlenmiş ortaklık sözleşmesinin akdedildiği tarafların kabulündedir. Eldeki davada davacı; ortağı olan davalı ... tarafından ortaklığa konu lokantanın demirbaşlarının 3.kişiye devredildiğini belirterek demirbaşların değerini, ayrıca ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı tadilat masraflarının tarafına verilmesini talep etmiştir. Davacının bu yönündeki talebinin taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemi olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır....

                  Hemen belirtmek gerekir ki, Borçlar Kanununun 535. maddesi gereğince, taraflar arasında başka bir kararlaştırma yoksa adi ortaklık ölüm ile sona erer. Somut olayda murisin ölümünden sonra adi ortaklığın taraflar arasında devam ettiği kanıtlanamadığından, davacıların murisi ... nin ölüm tarihi olan 27.9.2002 tarihi itibariyle adi ortaklık sona ermiştir. Davacılar, davadan önce yaptırmış oldukları tespitte, alabalık havuzlarının değerinin ve yıllık gelirinin tespit edildiğini belirterek, tesislerin 1994 yılından itibaren murislerine düşen ½ kullanım bedeli ile kar payının ödetilmesini talep ettiklerine göre, davacıların bu talebinin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekir. O halde mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de, ortaklığın sona erdiği, davacıların murisinin ölüm tarihi olan 27.9.2002 tarihi itibariyle ve mahkemece bizzat yaptırılması gereklidir. ......

                    UYAP Entegrasyonu