Mahkemece;davacının TMK'nun 6.maddesi kapsamında öncelikle adi ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan sermayeden hissesine düşen 10.000 TL'yi ortaklık sermayesi olarak davalıya ödediği iddiasını ispatlaması gerektiği, bu konuda davacının yazılı belge sunmadığı, davalının ise teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği ve davacının bu nedenlerle davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi-kar payı alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 25 yıldır adi ortaklık şeklinde müteahhitlik yaptıklarını, 22.09.2005 tarihinde İnfotex Turizm Seyahat Gıda ve İçecek ...İmalat San.Tic.Ltd....
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/... md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar.Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.) VEKİLİ : Av. ... - ... DAVALI : ... VEKİLİ : Av. ... - ... DAVA : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 31/01/2020 YAZIM TARİHİ : 03/02/2020 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası ile açılan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında 25/10/2019 tarihinde tesis edilen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında Konya ...Noterliği'nin 24/07/2018 gün ... yevmiye nolu işlemi ile "... İnşaat & ... Ortaklığı" adlı adi ortaklığın kurulduğunu, adi şirketin amacı olan Konya İli, Selçuklu İlçesi, ......
Şti. ne ait belgeler sunulmuş ise de şirketin ayrı bir tüzel kişiliği mevcut olup, adi ortaklık sözleşmesinde yer almadığından bu şirkete ait belge, faturaların bu dosya bakımından delil olarak kabul edilmediği, dava dışı söz konusu şirketin Yargıtay tarafından adi ortaklığa taraf olmadığının hüküm altına alındığı, adi ortaklık sözleşmesi ile davacının davalıya 102.000,00 TL sermaye verdiği, adi ortaklığın faaliyeti ile ilgili davalı ortaktan yapılan bir tahsilat beyanı, kâr payı talebi veya bu yönde yazılı belge ibrazı olmadığı, davalı tarafından da aksi yönde bir beyanın olmadığı, davacı ortağın katılım payı alacağı 102.000,00 TL kadar davalı ortaktan alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, 102.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
'e 120.000 TL ödeyerek payını satın aldığı, davacının katılım payı koyma borcunu yerine getirmediği, 10/05/2018 tarihli tasfiye memuru raporunda da bu hususun açıkça ortaya konduğu, katılım payı koyma borcunu yerine getirmeyen davacının adi ortaklığın tasfiyesinden kaynaklı bir alacağı olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, davalı ...'in maliki bulunduğu ... Ada 2 parsel üzerinde inşa edilmekte olan dört adet villadan bir tanesinin yapımı hususunda, taraflar ile bozma ilamı uyarınca davaya dahil edilen ... arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile katkı payının tahsili istemine ilişkindir....
Hemen belirtmek gerekir ki, BK'nın 535. hükmü gereğince, taraflar arasında başkaca bir kararlaştırma yoksa adi ortaklık ölüm ile son bulur. Davacının murisi Selma 17.08.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucu öldüğüne göre, adi ortaklık bu tarihte sona ermiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, murisin ölümünden sonra adi ortaklığın taraflar arasında sürdüğü de kanıtlanamamıştır. Eldeki dava, muris Selma ile davalı arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olduğuna ve Selma'nın da 17.08.1999 tarihinde öldüğünün anlaşılmasına göre, fesih ve tasfiyenin bu tarih itibariyle yapılması zorunludur. Nitekim, somut olayda davalı ve dava dışı kardeşi İ.Hakkı ölümden sonra fırının mülkiyetini tamamen devraldıkları gibi, fırının işletmesi ile ilgili yeni bir adi ortaklık oluşturdukları dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bundan sonraki dönem ile ilgili oluşan kâr ve zararın önceki adi ortaklığın tasfiyesinde dikkate alınması mümkün değildir....
Ortaklık konusu inşaat 1997 yılında bitirilmiş olup, dolayısıyla BK.nun 535/1 maddesinde öngörülen amaca ulaşıldığı için davacının talebi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Dairemiz bozma ilamında da vurgulanan bu husus mahkemece de kabul edilerek davalı tarafından üçüncü şahıslara satılan dairelerin 1997 yılındaki değerleri esas alınarak davacıya isabet eden kar payı belirlenmiştir. Mahkemenin satılan dairelere ilişkin olarak belirlediği kar payı doğru ise de ortaklık malı olan ve halen davalı adına kayıtlı bulunan dükkanında 1997 tarihindeki değerinin tasfiyeye esas alınması olanaksızdır. Ortaklığın amacı gerçekleşmiş ise de, taraflar arasındaki adi ortaklık henüz fesih ve tasfiye edilmemiştir. Bu itibarla halen davalı adına kayıtlı bulunan dükkanın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin tasfiyeye esas alınması gerekir. Ne var ki, davacı temyiz dilekçesinde ve aşamalarda dükkanın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğini de bildirmiştir....
Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; tarafların arasında adi ortaklığın 2015 yılında başladığı hususunda çekişme olmadığı da gözetilererek 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer....
Noterliğinin 3451 yevmiye numaralı 10 Mart 2021 tarihli ihtarnamesi ile davalılara müvekkilin ortaklıktan ayrılma iradesini bildirmek suretiyle 1 ay içerisinde tasfiye işlemlerine başlamalarını aksi halde tarafımızdan yasal yollar başvurulacağı ihtar edilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 639. maddesinde belirtilen haklı sebep müvekkilim ve davalının ortakları olduğu şirket açısından gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bu nedenlerle taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın mahkemece haklı sebebe dayalı olarak feshi ve ortaklık mallarının tasfiyesi için mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğduğunu belirterek Davacı ile davalılar arasında mevcut olan adi ortaklığın haklı nedenlerle feshine, feshedilen adi ortaklığın mahkemenizce tasfiye edilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....