Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacının kar payı alacağı talebinin kabulü ile toplam 27.671,93 TL'sının, 10.000,00 TL'lık kısmının dava tarihinden, bakiye 17.671,93 TL'lık kısmının ıslah tarihi olan 02.04.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının dava konusu taşınmaz ve araçlar için kira bedeli talebinin reddine, karşı davanın reddine, dair verilen kararın davalı-karşı davacı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 23.05.2013 tarihli ve 2012/5965 Esas, 2013/9468 Karar sayılı ilamı ile; "...Asıl davadaki istemlerden olup da mahkemece hüküm altına alınan kar payına ilişkin talep aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Nitekim davalı (karşı davacı) da karşı davada ortaklığın tasfiyesini istemiştir. Davanın bu şekilde hukuki nitelendirmesinin yapılmasının gerekliliği karşısında mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi ile katılım payı alacağı ile kâr payının tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 10.04.1991 tarih ve 1991/13-76 E., 1991/199 K. sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ilamı, 2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun ) 190 ve 200'üncü maddeleri, 3. Değerlendirme 1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve Mahkemece uyulan bozma ilamlarında belirtildiği şekilde davalı tarafça bildirilen deliller değerlendirilerek davaya konu iki adet taşınmazın ortaklık geliri ile alındığının ve davalı adına tapuya kaydedildiğinin belirlenmesine, Mahkemece bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmasına göre davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2....
Ortaklığın feshi" ile "ortaklığın tasfiyesi" ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
bu işi bilmediğini, bu nedenle kendisinin olumlu müşteri iktibası çerçevesi içinde çok çabasının olduğunu, ortaklığın bozulması nedeni ile davacının yoksun kalacağı kazanç ve kar kaybının bulunduğunu beyan ederek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, fesih kararı alınması halinde ortaklığa tasfiye memuru atanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000,00 TL ......
Bu haliyle icra takibi öncesinde tarafların karşılıklı ihtarname ve ihtarnameye verdikleri cevaplarla aralarında düzenledikleri 10.01.2008 tarihli protokolün geçersiz olduğunu ve esas alınan ortaklık sözleşmesi olduğunu bildirmeleri ve davacının da icra takibinde sözleşme uyarınca hissesine düşen kar payını istemesi gözetilerek uyuşmazlığın ortaklık sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Buna göre davacının kar payı alacağı yönündeki istemi aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Davanın bu şekilde hukuki nitelendirmesinin yapılmasının gerekliliği karşısında mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, itirazıniptali isteminin de bu çerçevede değerlendirilmesine karar verilmelidir....
Uyuşmazlık, ortaklığın tasfiyesi isteminden kaynaklanmaktadır. Bilindiği üzere, adi ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu da, sona erme ile birlikte ortaklığın tasfiye aşamasına girmesidir. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geriye kalan meblağ da ortaklar arasında kar ve zararın paylaştırılması esasına göre dağıtılacaktır. O halde mahkemece; yargılama sürerken 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....
Dava; adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapılan ve bu ortaklık ilişkisine konu olan lokantada kullanılan demirbaş eşyaları ile ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı masrafların davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında “......” adıyla faaliyette olan lokantanın işletilmesine ilişkin olarak adi ortaklık ilişkisi kurulduğu ve bu ortaklığa ilişkin olarak da 01.03.1988 tarihli noterde düzenlenmiş ortaklık sözleşmesinin akdedildiği tarafların kabulündedir. Eldeki davada davacı; ortağı olan davalı ... tarafından ortaklığa konu lokantanın demirbaşlarının 3.kişiye devredildiğini belirterek demirbaşların değerini, ayrıca ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı tadilat masraflarının tarafına verilmesini talep etmiştir. Davacının bu yönündeki talebinin taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemi olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır....
Adi ortaklığın sona ermesi için öncelikle mal varlığının aktif ve pasiflerinin tespit edilmesi gerekmektedir....
Hemen belirtmek gerekir ki, Borçlar Kanununun 535. maddesi gereğince, taraflar arasında başka bir kararlaştırma yoksa adi ortaklık ölüm ile sona erer. Somut olayda murisin ölümünden sonra adi ortaklığın taraflar arasında devam ettiği kanıtlanamadığından, davacıların murisi ... nin ölüm tarihi olan 27.9.2002 tarihi itibariyle adi ortaklık sona ermiştir. Davacılar, davadan önce yaptırmış oldukları tespitte, alabalık havuzlarının değerinin ve yıllık gelirinin tespit edildiğini belirterek, tesislerin 1994 yılından itibaren murislerine düşen ½ kullanım bedeli ile kar payının ödetilmesini talep ettiklerine göre, davacıların bu talebinin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekir. O halde mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de, ortaklığın sona erdiği, davacıların murisinin ölüm tarihi olan 27.9.2002 tarihi itibariyle ve mahkemece bizzat yaptırılması gereklidir. ......
in bu miktarı isteme hakkının bulunduğu, kâr payına teminat olarak verilmek ile ortada kâr bulunmadığından davalının aldığı senedi iade etmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, tapu iptal ve tescil yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, davacı şirket ile davalının 28.08.2008 tarihli sözleşme ile kurmuş oldukları adi ortaklığın feshi ile tasfiyesine, adi ortaklık nedeniyle tarafların kâr payı alacağının olmadığının tespitine, adi ortaklık ilişkisinde davalıya sermaye payı olarak fazla ödendiği tespit edilen 57.071,23 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile şirket adına ödeme yapan davacı ...'...