Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava, adi ortaklıktan kaynaklanan tazminat, karşı dava ise adi ortaklığın feshi ve tazminat istemlerine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    İcra Müdürlüğü’nün 2009/786 Takip sayılı dosyasından 19/3/2009 tarihinde haczedilen mahcuzların müvekkiline ait olduğunu, müvekkili ile borçlu arasındaki adi ortaklığın hacizden önce fesh edildiğini ve dava konusu mahcuzların müvekkiline bırakıldığını, adi ortaklığın fesh edildiği kabul edilmese bile adi ortaklığa ait malların BK 534. madde gereğince haczedilemeyeceğini belirterek istihkak iddiasının kabülü ile haczin kaldırılmasını, %40 tazminatın tahsilini dava ve talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, dava konusu mahcuzlar borçlunun adresinde ve huzurunda haczedildiğinden İİK 97/a maddesindeki karinenin lehlerine olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, davacının haciz sırasında adi ortaklıktan bahsetmediğini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın tahsilini istemiştir. Borçlu, savunma yapmamıştır....

      Eski Borçlar Kanunu döneminde açılan bu davada----------göre adi ortaklığın ve tarafların tüm belgeleri sunulmuş, adi şirketin alacakları ve borçları ilk mali bilirkişi raporuyla tespit edilmiş, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği gibi asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespitlerine göre adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği, buna göre tasfiyesi yapılması gerektiğinden taraflara adi ortaklığın tespit edilen alacakları ve borçları ile ilgili malvarlığı tasfiyesinin ne şekilde yapılacağı hususunda beyanda bulunmaları için süre verilmiştir....

        Bankası’nın, Adi ortaklık ile imzalanan sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle adi ortaklığın kuruluş amacının ortadan kalkmış olduğu, davacı tarafın pilot ortağa, adi ortaklığın tasfiyesi için ihtarname gönderdiği, lakin bir sonuç alamadığı, Türk Borçlar Kanununun 639 ve 644. maddeleri göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın tasfiye işleminin Mahkeme tarafından çözüme kavuşturulmasını talep etme hakkına sahip olduğu, Adi ortaklığın tasfiyesinin Mahkeme eliyle çözüme bağlanmasında bir sakınca bulunmadığı görüşü bildirilmiştir. Dava, "adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi" davasıdır....

          . md hükümleri uyarınca taraflarca altı ay önceden gönderilmesi gereken fesih ihbarına dayalı olarak adi ortaklığın hesap dönemi sonunda sona ereceği, davalı adi ortaklığın feshedildiğini iddia etmiş ise de; davalı tarafından fesih ihbarı gönderilemediği, dolayısıyla dava tarihi itibariyle adi ortaklığın varlığının halen devam ettiği, ancak adi ortaklığın devamının imkansız hale geldiği, ortaklığın devamında tarafların bir menfaatinin kalmadığı, taraflar arasındaki iç ilişkide güven unsurunun ortadan kalktığı anlaşılmakla davacının adi ortaklığın feshi talebinde haklı olduğu, dava konusu ortaklıkta dış tasfiyeyi gerektirecek bir ortaklık borcunun bulunmadığı, araç satın alınırken alınan kredilerin de ortaklığın borcu değil, davalının ve dava dışı kişilerin kişisel borçları olduğu, iç tasfiye aşamasına gelindiğinde, taraflarca da adi ortaklığa ait malvarlığı bulunduğunun iddia edilmediği ve buna ilişkin bir delil de sunulmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacı ile davalıya...

            Hukuk Dairesinin 17.11.2012 tarihli ve 2011/4911 E., 2012/364 K. sayılı ilamıyla; karşı davada ileri sürülen hususlar ve taleplerin esasında adi ortaklığın feshi istemini içerdiği, bu durumda karşı dava yönünden adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur. B. İkinci Bozma Kararı 1. Bozmaya uyan mahkemece; asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulü ile adi ortaklık sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti ile ortaklığın tasfiyesine, davalı/karşı davacının tasfiye payı alacağı olarak belirlenen 7.400 TL’nin 09.08.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karara karşı, taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Dairece verilen 06.07.2017 tarihli ve 2016/240 E., 2017/11254 K. sayılı ilamla; bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğinden bahisle, karar bozulmuştur. C....

              Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığında sözleşme ve B.K'nın adi ortaklığa ilişkin hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki ortaklık 5 yıl için kurulmuştur. Kural olarak adi ortaklığın bu süreden önce sona erdirilmesi olanaklı değildir. Ne var ki BK'nın 535/son maddesinde “ haklı sebeplerden dolayı mukavelede muayyen müddetin hitamından evvel ve eğer şirket muayyen olmayan bir müddet için akdedilmiş ise evvelce ihbara hacet olmaksızın şirketin feshi talep edilebilir” hükmü mevcut olup, adi ortaklığın haklı nedenlerle sözleşmede belirlenen süreden önce feshi mümkündür. Davalı-karşı davacının karşı davasında ileri sürdüğü hususlar ve talepleri esasında adi ortaklığı feshini içermekte olup, bu durumda, karşı dava yönünden adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi zorunludur. Davalı-karşı davacı karşı davalı yönetici ortağın sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürmektedir....

                den olan alacağının, ortaklığın tasfiye alacağından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; TBK'nın 644.maddesi gereğince adi ortaklığın tasfiyesinin mahkemenin görevi dışında kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine istemine ilişkindir. TBK'nın 620. maddesindeki tanıma göre;"Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir". Ön uyuşmazlık; talebin bulunması halinde ve hakli sebeplerin varlığı ile Adi Ortaklığın Feshinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. TBK'nın 639.maddesinde sayılan hallerin varlığı halinde ortaklık ilişkisi sona bulur. Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesi ortaklığı sona erdirir....

                  Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1–Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine. 2–Taraflar arasında düzenlenen 17.9.1985 tarihli sözleşme ile adi ortaklık kurulduğu, her bir ortağın ½ oranında pay sahibi oldukları, davacının Almanya’da olması nedeniyle yönetici ortağın davalı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiş, mahkemece de fesih ve tasfiye ye karar verilmiş ancak tasfiyenin ne şekilde yapılacağı kararda belirtilmemiştir. Adi ortaklığın ne şekilde sona ereceği BK nun 535. maddesinde, tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı da aynı yasanın 538 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

                    Taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. .../... -2- Bunun yanında davacı tarafın isteminin, 24.02.2010 ile 31.01.2012 dönemleri için dağıtılması gereken kâr payı alacağına ilişkin olduğu, bu istemin ortaklığın feshi talebi içermediği, dava dilekçesinde yer alan "ortaklığın feshi için gerekli yasal muameleleri BK'nın ilgili hükümleri gereği yapacaklacağı" şeklindeki ifadeden açıkça anlaşılmaktadır. Bu kapsamda çözümlenmesi gereken husus, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinde, talep konusu dönemler için dağıtılması gereken kar payı bulunup bulunmadığı ve bu kâr payının ortaklar arasında dağılımının yapılıp yapılmadığı noktasındadır....

                      UYAP Entegrasyonu