e ait üç adet parselde bulunan taşınmazın satın alınarak bu taşınmazlar üzerinde satmak üzere konut projesi geliştirilmesi hususunda adi ortaklık kurulduğu, tarafların ortaklığın feshi ile tasfiyesini talep ettikleri dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece adi ortaklık sözleşmesinin feshine ve ortaklığın tasfiyesine karar verilmiştir. Adi ortaklığın ne şekilde sona ereceği B.K.nun 535. maddesinde, tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı da 538 ve devamı maddelerinde gösterilmiştir. B.K.nun 535/7. madde ve bendi gereğince mahkemece adi ortaklığın feshine karar verildiğinde ortaklığın mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği karar yerinde gösterilmelidir. BK.nun 538. maddesine göre de tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak-verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı,adi ortaklığın sona erdiğinin tespitini istemiş olup, davalı adi ortaklığın sona ermediğini iddia ettiğine göre dava bu haliyle muarazanın giderilmesine yönelik tespit davasıdır. Davacı, davalı ile imzalanan sözleşme gereğince davalının ortaklık hissesini devraldığını iddia ederek adi ortaklığın sona erdiğini iddia etmiş, mahkemece davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve kaldı ki sözleşme gereği ödemeleri zamanında yapmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hukuki yarar bir yerde dava şartı olup, işin esasının girilmesine engeldir. Böyle olunca davanın hem esastan hem de usulden reddine karar verilemez. Mahkemece, bu ilkeler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Hemen belirtmek gerekirki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Adi ortaklığı oluşturan ortaklardan olan ve taraflarında babası bulunan ... ...'in 25.1.2000 tarihinde vefat etmesi nedeniyle adi ortaklık fiilen son bulmuş ise de, ortaklığın henüz tasfiye edilmediği sabit olup, tasfiye edilmeyen ortaklık içinde henüz zamanaşımı başlamamıştır. Bu nedenle olayda zamanaşımı süresinin dolduğundan söz edilemez. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 12.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Dava, lokanta işletmeciliği adi ortaklığından kaynaklanan kar payı alacağının davalıdan tahsili ile adi ortaklığın feshi istemine ilişkindir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 02.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, bozmaya uyularak ortaklık sözleşmesinin feshine, taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve bozmanın şumulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının iddiası adi ortaklığın feshine ilişkin ihbar ve tüm dosya kapsamından mahkemece adi ortaklığın feshine karar verilmekle adi ortaklığın son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
tarafından davalı tarafa ortaklık dolayıslyla ulaştırıldığını, ortaklığın devamı açısından davacı adına bir menfaat bulunmadığını, davalı tarafla ortaklığın feshine yönelik görüşmeler yapıldığını ancak fesih şartlaerına ilişkin taraflar arasında mutabakat sağlamadığını beyanla adi ortaklığın feshi ile davanın kabulüne, ortaklık mallarının tasfiyesine, ortaklığa ait kar paylarının her yıl için ayrı ayrı reeskont faiz işletilerek hesaplanacak miktarın davalıdan tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın 15/12/2015 tarihinde iflasına karar verilmiş ve TBK 639/3 madde gereğince iflasın adi ortaklığın sona erme sebeplerinden biri olduğu düzenlenmiş ise de eldeki dava devam ederken davalı ortak hakkındaki iflas kararının ortadan kalktığı, bu haliyle adi ortaklığın feshi koşullarının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki karar oluşturulmuştur....
ın 15/12/2015 tarihinde iflasına karar verilmiş ve TBK 639/3 madde gereğince iflasın adi ortaklığın sona erme sebeplerinden biri olduğu düzenlenmiş ise de eldeki dava devam ederken davalı ortak hakkındaki iflas kararının ortadan kalktığı, bu haliyle adi ortaklığın feshi koşullarının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki karar oluşturulmuştur....
Davalı ...; adi ortaklığın ortaklardan birinin alacaklısının ortaklığın feshini isteyebileceğine ilişkin düzenlemenin bulunmadığını, adi ortaklığın devam ettiğini, tasfiye sürecinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ...; davacının hukuki yararının bulunmadığını, adi ortaklığın işin bitmesiyle kendiliğinden son bulacağını, yapım işinin halen devam ettiğini, adi ortaklık tasfiye sürecinde olmadığından kanunda tahdidi olarak sayılan sona erme sebeplerini gerçekleştirmediğini, icra hukuk mahkemelerinde görülen davaların bekletici mesele yapılmasını gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. III....
Somut olayda, davacı vekilinin, tarafların bir araya gelerek, hayvancılık yapmak amacıyla, sermaye koymak suretiyle "..." isimli adi ortaklık kurdukları, gelinen süreçte, adi ortaklığın devam etmesinin imkansız hale geldiğini ileri sürerek adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemiyle dava açtığı, anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından; feshi ve tasfiye istemine konu işletmenin ve tarafların faaliyetinin esnaf kapsamını aştığı ve ticari işletme olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle dava konusu işletme “ticari işletme” niteliğinde olup, ortakları da tacir sıfatına haizdir. Bu durumda, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunan uyuşmazlık, TTK'nın 4/1. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğundan ihtilafın, asliye ticaret mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....