"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarında birleştirilerek görülen menfi tespit ve adi ortaklığın tasfiyesi davalarına dair Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 25/12/2020 tarihli ve 2019/541 E. 2020/770 K. sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 15/06/2021 tarihli ve 2021/2544 E. 2021/6598 K. sayılı karara karşı, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
Davalı ...Şti. vekili cevap dilekçesi ile özetle; bu davanın her ne kadar adi ortaklığın tasfiyesi için açılmışsa da davacının tacir olduğu olduğu gibi adi ortaklığın ortakları da tacir olduğu için mahkememizin görevli olmayıp görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde herhangi bir rakamsal değerden bahsetmeksizin dava açtığını, davacının kendisine ödenmesi gereken miktarı açıkça belirtmesi gerektiğini, adi ortaklığın tasfiyesi şartlı gerçekleşmediğinden davanın reddinin gerekiğini, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, öncelikle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Şti. (... Şti.) vekili usulüne uygun tebligata rağmen dosyaya her hangi bir beyan dilekçesi vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır....
Hal böyle olunca da davacı ile davalı ... arasında internet kafenin işletilmesi hususunda adi ortaklık oluşturulduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, davacı ve davalı ...'ın birlikte adi ortaklık oluşturdukları kabul edilmek suretiyle taraflardan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için delilleri ve karşı delilleri alınmalı, yönetici ortak olan davalı ...'dan hesap vermesi istenmeli, diğer hususlarda da BK'nun 538 ve devamı maddeleri gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya ayıkırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Adi ortaklığın birleşen davacının ağır kusuru sonucunda eylemli olarak sona erdirildiği kabul edilmekle birleşen davacının diğer taleplerinin ve koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; birleşen davadaki adi ortaklığın fiili olarak sona erdirildiği, ortaklığa ait bir mal varlığı ve gelir bulunmadığından fesih ve tasfiyeye gerek olmadığı, birleşen davacının ceza koşulu, manevi tazminat istemlerinin ve kar payı isteminin reddi gerektiği, haksız rekabetin söz konusu olmadığı bu nedenle reddi gerektiği, işyerinde kalan ham madde ve malzemenin varlığı kanıtlanamadığından buna ilişkin istemin de reddine karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/632 Esas KARAR NO : 2024/20 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/02/2018 KARAR TARİHİ : 11/01/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili sunmuş olduğu 28/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalılar arasında ... iştiraki olan...'ya ait ... arsa satışı karşılığı 7 paylaşım işinin yapılması için ... İşortaklığı adı altında adi ortaklık kurulduğunu, müvekkili şirket yetkilisi ile ... Şti yetkilisinin adi ortaklığın müşterek temsilcisi olarak seçildiğini, adi ortaklık konusu inşaat işinin %99 oranında tamamlandığı esnada davalılardan ... A.Ş tarafından müvekkiline ve adi ortaklığı oluşturan diğer şirketlere karşı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için dava açıldığını, adi ortaklığın yüklendiği inşaat işinin adi ortaklık adına alt yüklenici olarak ......
HUMK.nun 76. maddesi uyarınca davada maddi olguların açıklanması taraflara, ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin tespit edilmesi ise ... ait bir görevdir. Davadaki ileri sürülüşe göre, davacı tarafından varlığı iddia edilen bu sözleşme ise, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Davacının iddiası ve davalının açıklamalarına göre, konfeksiyon işletmesinde ortaklık kurulmak üzere anlaşma yapılıp akabinde ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Ayrıca, Âdi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasında 28.08.2008 tarihinde bir adi ortaklık sözleşmesinin tanzim edildiğinde kuşku yoktur. Öyleyse, davadaki diğer istekler bakımından taraflar arasındaki ihtilafın adi ortaklık sözleşmesi ve tasfiyesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek TBK'nin 620. ve devamı maddelerine göre çözüme kavuşturulması gerektiği açıktır. Ne varki davadaki diğer istekler bakımından yukarıda açıklandığı şekilde adi ortaklığın tasfiyesi hükümlerine göre yeterli bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru değildir....
İmzası davalı tarafından inkar edilmeyen bu sözleşme gereğince taraflar arasında Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin meydana geldiğinin kabulü gerekir. Davalı şirkete ait defterlerde bu konuda alınmış bir karar bulunmaması, dava konusu araçların davalı adına kayıtlı bulunması da, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını göstermez. Zira 31.1.2008 tarihli sözleşme gereğince ortaklık, tarafların dış ilişkide ortak olarak görünmediği bir iç ortaklık tarzında oluşmuştur. Bu itibarla adi ortaklık ilişkisi sebebiyle davacının, ortaklığa yönelik davalıdan talepte bulunabileceği kabul edilmelidir. O halde davacının dava dilekçesindeki talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığına göre, mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Dava konusu uyuşmazlıkta adi şirketi oluşturan ortakların tacir olmadıkları, adi ortaklığa ait olup ticaret siciline tescil edilmiş bir ticarî işletme bulunmadığı, bu sebeple Asliye Hukuk Mahkemesinin fesih ve tasfiye ile menfi tespit davasında görevli olduğu, görevin dava şartı olup davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığından mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Maddesi kapsamında feshini, iş ortaklığının feshiyle birlikte adi ortaklığın tasfiye sürecine geçirilmesini, bu kapsamda tasfiyeyi yürütmek üzere mahkeme tarafından bir tasfiye memuru seçilmesini, yargılama giderleri ile vekil ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı tarafın davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı görüldü. DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, tarafların oluşturduğu adi ortaklığın feshi davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tarafların oluşturduğu adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığı, adi ortaklığın feshi gerekiyor ise, tasfiye işlemlerinin yapılması noktasında toplandığı görülmüştür....