Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen alacağın tahsili ve adi ortaklık sözleşmesi gereği ortak olunduğu idida edilen limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada davacının ortak sıfatını taşımadığından şirkete yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, adi ortaklığın feshine ilişkin davanın ise görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hakimin delil araştırma bakımından kendiliğinden hareket etmesi, taraf iradelerine atfedilen rol, dava konusu edilen haktan vazgeçilip vazgeçilememesi gibi yönlerden yasal konumları birbirinden tamamen farklıdır....

Dava konusu uyuşmazlıkta adi şirketi oluşturan ortakların tacir olmadıkları, adi ortaklığa ait olup ticaret siciline tescil edilmiş bir ticarî işletme bulunmadığı, bu sebeple Asliye Hukuk Mahkemesinin fesih ve tasfiye ile menfi tespit davasında görevli olduğu, görevin dava şartı olup davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığından mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

    Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir. Halbuki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki yazıya ve imzaya itiraz hususu HMK’nın 209.maddesinde özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nın 209.maddesinin uygulanması gerekmektedir....

      Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir. Halbuki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki yazıya ve imzaya itiraz hususu HMK’nın 209.maddesinde özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nın 209.maddesinin uygulanması gerekmektedir....

        Davalı ...Şti. vekili cevap dilekçesi ile özetle; bu davanın her ne kadar adi ortaklığın tasfiyesi için açılmışsa da davacının tacir olduğu olduğu gibi adi ortaklığın ortakları da tacir olduğu için mahkememizin görevli olmayıp görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde herhangi bir rakamsal değerden bahsetmeksizin dava açtığını, davacının kendisine ödenmesi gereken miktarı açıkça belirtmesi gerektiğini, adi ortaklığın tasfiyesi şartlı gerçekleşmediğinden davanın reddinin gerekiğini, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, öncelikle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Şti. (... Şti.) vekili usulüne uygun tebligata rağmen dosyaya her hangi bir beyan dilekçesi vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır....

          Hal böyle olunca da davacı ile davalı ... arasında internet kafenin işletilmesi hususunda adi ortaklık oluşturulduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, davacı ve davalı ...'ın birlikte adi ortaklık oluşturdukları kabul edilmek suretiyle taraflardan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için delilleri ve karşı delilleri alınmalı, yönetici ortak olan davalı ...'dan hesap vermesi istenmeli, diğer hususlarda da BK'nun 538 ve devamı maddeleri gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya ayıkırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            HUMK.nun 76. maddesi uyarınca davada maddi olguların açıklanması taraflara, ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin tespit edilmesi ise ... ait bir görevdir. Davadaki ileri sürülüşe göre, davacı tarafından varlığı iddia edilen bu sözleşme ise, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Davacının iddiası ve davalının açıklamalarına göre, konfeksiyon işletmesinde ortaklık kurulmak üzere anlaşma yapılıp akabinde ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

              Adi ortaklığın birleşen davacının ağır kusuru sonucunda eylemli olarak sona erdirildiği kabul edilmekle birleşen davacının diğer taleplerinin ve koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; birleşen davadaki adi ortaklığın fiili olarak sona erdirildiği, ortaklığa ait bir mal varlığı ve gelir bulunmadığından fesih ve tasfiyeye gerek olmadığı, birleşen davacının ceza koşulu, manevi tazminat istemlerinin ve kar payı isteminin reddi gerektiği, haksız rekabetin söz konusu olmadığı bu nedenle reddi gerektiği, işyerinde kalan ham madde ve malzemenin varlığı kanıtlanamadığından buna ilişkin istemin de reddine karar verilmiştir....

                Ayrıca, Âdi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasında 28.08.2008 tarihinde bir adi ortaklık sözleşmesinin tanzim edildiğinde kuşku yoktur. Öyleyse, davadaki diğer istekler bakımından taraflar arasındaki ihtilafın adi ortaklık sözleşmesi ve tasfiyesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek TBK'nin 620. ve devamı maddelerine göre çözüme kavuşturulması gerektiği açıktır. Ne varki davadaki diğer istekler bakımından yukarıda açıklandığı şekilde adi ortaklığın tasfiyesi hükümlerine göre yeterli bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru değildir....

                  Noterliğinin ... yevmiye numarası ile onaylanan 08/03/2013 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesinin düzenlendiği ve bu şekilde adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu dosya kapsamı ile sabittir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre ortaklık adına yapılan masrafların diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için, ortaklığın tasfiyesi edilmesine gerek yoktur. Bu talep, ancak taraflar arasındaki adi ortaklığın fiilen sona ermesi durumunda adi ortaklığın tasfiyesini de gerektirecektir. Davalı vekili 07/02/2018 tarihli celsede taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin sona ermediğini, halen devam ettiğini belirtmiştir. Davaya konu adi ortaklığın ihaleye konu işin (belirli bir iş) yapılması amacıyla kurulduğu, ancak ortaklığın halen devam ettiğinin anlaşılması karşısında, davacı vekilinin adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmediği şeklindeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu