Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK m. 642 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasfiye; bütün hesapların görülüp, ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Bu durumda, tasfiye işlemleri gerçekleştirilirken 6098 sayılı TBK’nun 620. vd madde- lerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, tasfiye işlemi TBK’nun 642. madde ve devamı hükümlerine göre gerçekleştirilmelidir. TBK’nun adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin düzenlemeleri arasında tasfiye memuru ile ilgili hükümler dışında önemli bir farklılık bulunmamaktadır....

    K. sayılı emsal içtihadına göre, "Adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar." Birleşen her iki davanın davacısı adi ortaklık sözleşmesine dayalı olarak alacak talebinde bulunduğundan, yukarıda yazılı emsal içtihatta da belirtildiği üzere, bu alacak taleplerinin aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de içerdiği anlaşılmıştır. 6098 s. TBK.nin 643. maddesine göre, "Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır. Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır." Usul ve yasaya uygun görülerek uyulmasına karar verilen Yargıtay . HD'nin 22/01/2021 gün ve ... E. ......

      Uyuşmazlık konusu, adi ortaklık ünvanının iktisadi değerinin tasfiye payı hesaplanırken dikkate alınıp alınmayacağı ve tasfiye ile birlikte hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin belirlenme oranları hakkındadır. Mahkemece, 818 sayılı BK'nunun 520 vd maddeleri ile ... .... H.D.'nin konu ile ilgili içtihatları da dikkate alınarak ayrıntılı ve denetime elverişli birlirkişi raporları doğrultusunda adi ortaklığın tasfiye payının belirlendiği ancak tasfiye payı belirlenirken adi ortaklığın ünvanı olan "......." ünvanının iktisadi değerinin belirlenmediği ve tasfiye payına eklenmediği anlaşılmaktadır. Adi ortaklığın tasfiyesi esnasında maddi değeri olan unsurların yanında, bazı gayri maddi unsurların da dikkate alınması zorunludur. Firma adının ( işletme adı ) ticari değeri var ise, bunun da ortaklığın tasfiyesinde dikkate alınması gerekmektedir. (... .......

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortaklığın tasfiyesine dair 02.03.2019 tarihli sözleşmenin davacılar ile davalı ... arasında imzalandığı, sözleşme içeriğinde tasfiyeye konu edilen mal varlığı ile ilgili açıklamaların yer aldığı, davacıların sözleşmede ''...bu değerler dışında ortaklıktan ve diğer ortaklara düşen mal varlığından hiçbir hak ve alacakları kalmadığını'' beyan ve kabul ederek sözleşmeyi imzaladıkları, bu ibarenin sözleşme tarihinde mevcut olduğu ve öğrenildiği nazara alınarak dava tarihi itibarıyla hak düşürücü sürenin dolduğu, davalılar Serkan ve Ahmet'in adi ortaklığın tarafı olmadığından sözleşmenin feshi/adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasında bu davalılara husumet düşmediği gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

          Dava dilekçesinde adi ortaklığın ismi yazılarak yönetim kayyumu talep edilen olarak yazılması nedeni ile davalının gösterildiğinin kabulü durumunda dahi, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeni ile davada taraf ehliyetinin bulunmadığı bu nedenle taraf olarak gösterilemeyeceği dikkate alınarak, taraf gösterme şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak açılan davanın, adi ortaklığın diğer ortakları davalı olarak gösterilerek açılması gerekirken buna riayet edilmeden dava açıldığı, adi ortaklığın taraf ehliyetinin bulunmadığı bu şekilde HMK 114/1-d maddesindeki dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

            aktardığını tespit ettiklerini, davalının güven ve iş birliğini zedeleyen davranışları sonucunda haklı sebeplere dayalı olarak ortaklığın feshi ve malların tasfiyesi amacıyla iş bu davayı açtıklarını beyanla, taraflar arasında mevcut olan adi ortaklığın feshine, davalının gizlice elde etmiş olduğu adi ortaklığa ait 81.839,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve borçlu şirketin kar payının belirlenerek, haczi taleplidir. Adi ortaklığın tasfiyesinde; Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Zira, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir....

                Önemle ve ayrıca vurgulanmalıdırki, adi ortaklığın son bulması, feshi, ayrı bir olay tasfiyesi ise ayrı bir olaydır. Adi Ortaklık konusunu oluşturan iş yapılıp sonuçlandırıldığına göre ortaklığın son bulduğu da sabittir. Ortaklığın feshi ile tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemler olup, tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa TBK.'nun 644. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gerekir....

                  Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( Şener, Oruç Hami, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür....

                    Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( Şener, Oruç Hami, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür....

                      UYAP Entegrasyonu