tarihte ortaklıktan ayrıldığının belirtildiği, ... 3....
tarihte ortaklıktan ayrıldığının belirtildiği, ... 3....
in 2011 yılında diğer davalı limited şirketi kurduğunu ve söz konusu şirketin adi ortaklıktan elde edilen gelirle kurulduğunu, davalıların adi ortaklıktan kaynaklanan payının ödeneceğine dair müvekkilini oyaladıklarını, adi ortaklıktan ve devamında davalı şirket üzerinden hak ediş ve ortaklık payını alamadığını, yapılan işlerden dolayı taşınmazlar ve araçlar edinildiğini ileri sürerek; 2007 yılı ile 2015 yılı Aralık ayı içerisinde müşterek yürütülen inşaat, diğer ticari iş kazanç ve ortaklıkla ile ilgili olarak, gerek adi ortaklık halinde gerekse...şirketi üzerinden (.........) yürütülen inşaat ve ticari faaliyetler nedeni ile her türlü ortaklık payı, kar payı, müvekkilinin emek ve sermayesi ile yapmış olduğu çalışmalar ve ortaklığından doğan her nevi alacak için şimdilik 1.000,00 TL'nin ortaklığın sona erdiği 15.12.2015 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir II....
Ticaret Toptan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri” adı altında adi ortaklık kurulduğu ve 11.5.2005 tarihine kadar devam eden ortaklığın, bu tarih itibariyle sona erdirildiği, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacılar, adi ortaklığın sona ermesinden sonra gerek muris gerekse onun ölümünden sonra kendileri tarafından ödenen ortaklık borçlarının, davalıdan hissesi oranında tahsili için eldeki davayı açmışlardır. Davalı ise, ortaklıktan kaynaklanan tüm vergi borçlarını ödediğini, davacılara karşı borçlu olmadığını, kaldı ki ortaklığın kalan malvarlığının davacıların murisi olan diğer ortak tarafından üçüncü kişilere devredildiğini, ancak hissesine düşen miktarın ödenmediğini, bu nedenle kendisinin ortaklıktan alacaklı olduğunu belirtmiş, birleştirilen dava ile de söz konusu bu alacağının tahsilini talep etmiştir....
Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik şekli bakımından herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında ispat bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Somut olaya gelince; davacı, davalı ile birlikte inşaat yapımı ve satımı konusunda adi ortaklık kurulduğunu, ancak ortaklık nedeniyle yaptığı harcamaların davalı tarafından kendisine verilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, davacının ileri sürdüğü adi ortaklık ilişkisini inkar etmiştir. Bu durumda, ortaklığın var olduğunu ispat davacıya düşer. Davacı alacaklının, adi ortaklık ilişkisini yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Taraflar arasında, dava konusu taşınmazlar üzerinde yapılan inşaat nedeniyle adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağına ilişkin olarak daha önce Didim Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/333 E, 470 K sayılı dosyası ile görülen dava, adi ortaklığın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiş, bu karar 13.Hukuk Dairesi tarafından 15.06.2010 tarihinde onanarak kesinleşmiştir....
Adi ortaklıktan haklı sebeple ihraç konusunda TBK da özel bir düzenleme yer almamaktadır. Bu yönden bir kanun boşluğu mevcut olmadığından,6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 257’nci maddesinde yer alan kollektif şirketlerde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanamayacağı değerelendirilmiştir. TBK 520. maddede düzenlendiği üzere,adi ortaklığın bütün ortakların katılımı ile kurulduğu,müşterek amaç etrafında toplanıldığı ve bu amaç için iradelerin birleştiği ve hukuki sonucun bu şekilde doğduğu, kararların bütün şeriklerin ittifakı ile alınacağına ilişkin düzenleme de dikkate alındığında ;TBK 633. maddede sayılan hususlar dışında , ortaklıktan çıkarma hususunun adi ortaklık açısından mümkün olmadığı ,koşulları varsa adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenebileceği sonucunu doğurmaktadır. Bu sebeplerle ,verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından ,davacı tarafın yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın BOZULMASINA ilişkin olarak Daireden verilen 28.05.2013 gün ve 2013/159-9939 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Adi ortaklıktan kaynaklanan alacak isteminin fesih ve tasfiyeyi de kapsadığı gözetilerek yeniden alınacak rapora göre tasfiyeye de karar verilmesi gerektiğinden ve karar düzeltme nedeni olarak ileri sürülen diğer yönler düzeltilmesi istenilen Daire kararında gerekçesi gösterilmek suretiyle karşılanmıştır. Daire kararı dosya içeriğine usul ve Kanuna uygun bulunmaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi gereğince REDDİNE, aynı kanunun 442.maddesi hükmünce 226,00 TL para cezasının ve peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 1,95 TL red harcının karar düzeltme isteğinde bulunan davacıdan alınmasına, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklıktan kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 5.122.80 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi K A R A R Asıl dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, birleşen dava ise; iddianın ileri sürülüş şekli ve istinaf mahkemesinin kabulüne göre adi ortaklık hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, asıl dava 5.000,00 TL yönünden, birleşen dava ise 151.200,00 TL yönünden kısmen kabul edilmiş, hüküm asıl davanın davalısı ve birleşen davanın davalısı tarafından temyiz edilmiştir. Asıl davada, temyize konu edilen miktar temyiz inceleme sınırının altındadır. Bu durumda, adi ortaklıktan kaynaklanan birleşen davada esasa yönelik temyiz incelemesi yapılması gerektiğinden dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, 14.Hukuk Dairesinin davanın adi ortaklıktan kaynaklanan tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle dairemize gönderilmiş olup; mahkemece adi ortaklık ile değerlendirme yapılmadığından; Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....