Mahkemece; tapu iptali-tescil talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, alacak talebi yönünden açılan davanın kabulüne, 60.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu uyuşmazlık; adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Aynı şekilde, bir ortağın diğeri aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir....
Bozma öncesi aldırılan raporlarda; davacının adi ortaklıktan 428.271,46 TL alacaklı olduğunun bildirildiği ve alacağın para borcu olması nedeni ile adi ortaklığı oluşturan ortakların her birinin borçtan müteselsilen sorumlu olduklarından bahisle her birine karşı dava açılabileceğinin bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce 2011/293 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yapılan sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin 2020/5014 esas ve 2021/4239 karar sayılı 29/04/2021 tarihli ilamı ile mahkememiz kararının bozulmasına hükmolunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen Yargıtay bozma ilamına göre ''Dava, alacak davası olup alacağa konu borcun kaynağının adi ortaklık adına yapılan ödemeler olduğu iddia edilmiştir. Bilindiği gibi adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Adi ortaklığın bu niteliği itibariyle mecburi takip ve dava arkadaşlığı bulunmaktadır....
Bozma öncesi aldırılan raporlarda; davacının adi ortaklıktan 428.271,46 TL alacaklı olduğunun bildirildiği ve alacağın para borcu olması nedeni ile adi ortaklığı oluşturan ortakların her birinin borçtan müteselsilen sorumlu olduklarından bahisle her birine karşı dava açılabileceğinin bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce 2011/293 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yapılan sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin 2020/5014 esas ve 2021/4239 karar sayılı 29/04/2021 tarihli ilamı ile mahkememiz kararının bozulmasına hükmolunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen Yargıtay bozma ilamına göre ''Dava, alacak davası olup alacağa konu borcun kaynağının adi ortaklık adına yapılan ödemeler olduğu iddia edilmiştir. Bilindiği gibi adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Adi ortaklığın bu niteliği itibariyle mecburi takip ve dava arkadaşlığı bulunmaktadır....
Bozma öncesi aldırılan raporlarda; davacının adi ortaklıktan 428.271,46 TL alacaklı olduğunun bildirildiği ve alacağın para borcu olması nedeni ile adi ortaklığı oluşturan ortakların her birinin borçtan müteselsilen sorumlu olduklarından bahisle her birine karşı dava açılabileceğinin bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce 2011/293 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yapılan sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin 2020/5014 esas ve 2021/4239 karar sayılı 29/04/2021 tarihli ilamı ile mahkememiz kararının bozulmasına hükmolunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen Yargıtay bozma ilamına göre ''Dava, alacak davası olup alacağa konu borcun kaynağının adi ortaklık adına yapılan ödemeler olduğu iddia edilmiştir. Bilindiği gibi adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Adi ortaklığın bu niteliği itibariyle mecburi takip ve dava arkadaşlığı bulunmaktadır....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın Adi Ortaklıktan kaynaklanan alacak davasında ihtiyati tedbir ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine 17/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
KARAR Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Mahkemece, kefâlete ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle verilen kararın temyizi üzerine Dairemizce uyuşmazlığın çözümünde adi ortaklığa ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozmaya uyularak yeniden yargılama üzerine değişen hukuki nitelik dikkate alınarak, adi ortaklığa ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Daireleri arasında işbölümünün "Ortak Hükümler" başlıklı B bölümünün 3.fıkrası gereğince, hukuki nitelendirmenin yanlışlığı nedeniyle bozulan davada, bozmaya uyularak, değişen hukuki nitelendirme dikkate alınarak verilen kararı temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunu, sürenin sonunda tarafların elde ettikleri tüm gelir giderleri hesaplayıp, 02.10.2009 tarihli ibra belgesini tanzim ettiklerini, davacı ve dava dışı ortağın adi ortaklıktan kaynaklanan tüm alacağını aldığını, kalan borçlardan hisselerine düşen kısım için müvekkiline senet verdiklerini savunarak; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; 02.10.2009 tarihli "Sözleşme" başlıklı belgenin ortaklığın tasfiyesi amacıyla düzenlendiği, bu sözleşmeyle davacının şirket borçlarının bir kısmını üstlendiği ve ayrıca davalıya borçlu sıfatıyla 4 adet bono verdiği, davacının alacağının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile arıcılık yapmak konusunda adi ortaklık kurduklarını, arıların sıcak iklim arısı olması nedeni ile mevsime alışamadığını, bu nedenle dönemin bal mevsimi olmasına rağmen arıların bal vermediğini, kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 638,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu konusunda ihtilaf yoktur. Davacı, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağını talep etmektedir. Bir ortak tarafından adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyeyi de kapsar. Bu ortağın talebinin fesih ve tasfiye sonucunda oluşacak alacağa ilişkin olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kombiyo senedinden kaynaklanan ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Herne kadar uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklandığı gerekçesiyle Yargıtay 11. Hukuk Dairesince dosya dairemize gönderilmişse de, adi ortaklık ilişkisi davacı ile davalılar arasında değil, sadece davalılar arasında vardır. Buna göre temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 11. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 31.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....