İcra ve İflas Müdürlüğü tarafından temyiz edildiği, ancak davalı müflisin iflas tasfiye usulünün dosya kapsamından anlaşılamadığı, adi tasfiyede İİK'nın 226-229. madde hükümleri uyarınca iflas masasını temsil yetkisinin iflas idare memurlarına, İİK'nın 218. madde hükmü uyarınca basit tasfiye usulü benimsenmiş ise, bu yetkinin iflas dairesine ait olduğu, bu sebeple davalı müflisin iflas tasfiye şeklinin ve buna göre iflas masasını temsile yetkili olan ilgilinin ve temsil yetkisinin tespiti, gerekçeli kararın doğru ilgiliye tebliğ edildiği belirlendiği takdirde dosyanın başka işlem yapmaksızın iade edilmesi, aksi halde gerekçeli kararın iflas masasını temsile yetkili olan iflas idaresine tebliği ile temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesinin karşı yana tebliği ve cevap süresi beklendikten sonra dosyanın gönderilmesi için geri çevrilmiştir. Geri çevirme kararı üzerine .......
Bu doğrultuda, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, adi ortaklığı üçüncü kişilere karşı temsil yetkisinin bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması şarttır. Adi ortaklıkta malvarlıkları bakımından elbirliği ile mülkiyet, borçlar bakımından ise müteselsil sorumluluk söz konusudur. Ancak, ortaklar yazılı bir sözleşme ile bu konuda özel düzenlemeler yapabilirler (Yargıtay 3.HD 2014/442 E 2014/6530 K). Somut olayda; davalı adi ortaklardan..... Ltd. Şti vekili, davacı ile yapılan sözleşmede, adi ortaklığın ismi üzerinde tek imza bulunduğunu, bu imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle müvekkilini bağlamadığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür....
oluşabileceğini,ayrıca ihale makamına karşı kusurlu duruma gelineceğini belirterek ciddi bir zararın doğumunun engellenmesi için ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiği ileri sürülerek adi ortaklığa tarafsız ve bağımsız bir kayyım heyeti atanması gerektiğinden talebin reddine ilişkin kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada davalıların temsil yetkilerinin kısıtlanarak temsil ve imza yetkisinin davacıya verilmesi yada adi ortaklığa bağımsız kayyım atanması talep edilmiştir....
Ortaklığın işlerini yöneten ortak şirketi dolaysız da temsil edebilir. Bu durumda, temsilcinin işlemi kendi hukuki alanına uğramaksızın, doğrudan doğruya temsil edilen kimsenin hukuki sahasında hüküm ve sonuç doğurur. Sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)'nun 533 üncü maddesi gereğince; şirket işlerini idare yetkisini haiz her ortak, ortakları üçüncü şahıslara karşı temsil yetkisine de sahiptir. Bu nedenle ortaklığı, bütün ortaklar elbirliği ile yönetiyorsa bütün ortakların; bir veya birkaç ortak yönetiyorsa bu yönetici ortak veya ortakların adi ortaklığı veya diğer ortakları temsil yetkisi bulunmaktadır. Yani iç ilişkide idare, dış ilişkide temsil yetkisine tekabül eder. Adi ortaklıkta, ortaklar adına yapılan veya ortakların sonradan icazet (olur) verdikleri işlemlerden doğan borçlar nedeniyle BK'nın 534 üncü maddesi gereğince bütün ortaklar sorumludur....
Türk Borçlar Kanunu'nun 620. maddesine göre; adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından aktif veya pasif taraf ehliyeti yoktur. Ortaklık adına açılacak davaların adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herhangi biri tarafından açılması zorunludur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınması gerekir. Somut olayda, adi ortaklığın ortaklarından olan şikayetçi borçlunun, adi ortaklıkta bulunan hak ve alacaklarının haczi için adi ortaklık adına gönderilen 1. haciz ihbarnamesinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu ve dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin de olduğu açıktır. O halde mahkemece, adi ortaklığın ortağı olan şikayetçi borçlu şirketin, aktif husumet ehliyetinin bulunduğu gözetilerek şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisinin var sayılacağı, ancak, temsil yetkisine sahip yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olmasının şart olduğu hükmüne yer verilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrasının (a) işaretli bendinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, katma değer vergisi mükellefinin bu işleri yapanlar olduğu, "Tarhiyatın Muhatabı" başlıklı 44. maddesinde de katma değer vergisinin, bu vergiyle mükellef gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacağı, şu kadar ki adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap tutulacağı hükme bağlanmıştır....
Bölge Adliye Mahkemesince,davacı şirketlerin kurduğu iş ortaklığının halen devam ettiği, devam eden ve tasfiye edilmeyen adi şirketin mal varlığı üzerinde el birliği mülkiyeti söz konusu olup ortakların hisselerinin birbirinden ayrılmadığından ortaklardan birinin şahsi borcu nedeniyle doğrudan ortaklık mallarına haciz konulması veya takas mahsup yetkisine dayanılarak el konulması da hukuken mümkün olmadığı,davalı bankanın adi ortaklık hesabına takas mahsup yapma bloke koyma yetkisinin kendilerine verildiğine ilişkin ortak girişim temsilcilerinden alınmış herhangi bir taahhüt veya bilgi belgenin dosyaya sunulmadığı, davalı bankanın ortak girişimden takas mahsup yetkisi almadan adi şirket ortaklarından ... A.Ş.'...
Noterliğinin 24.03.2021 tarihli ve 6920 yevmiye numaralı davacının adi ortaklığı temsil yetkisinin sona erdiğine ilişkin tadil sözleşmesi ibraz edildiği, davacının adi ortaklığın müşterek temsilcilerin biri olduğu dönem bakımından adi ortaklığa karşı hukuki sorumluluğunun bulunduğu, sonradan bu temsil yetkisinin ortadan kalkmasının davacının geçmişe dönük sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, bu bakımından davacının temsilci olduğu dönem bakımından temsil yetkisinden kaynaklı haklarını korumak için eldeki davayı açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti bulunduğu, temsil hususunun sözleşmede açıkça düzenlendiği, temsil konusunun hisse paylarına bağlı olarak düzenlenmemiş olduğu, bu sebeple paylardaki değişikliğin ortaklığın temsil ve ilzam şekline etkili olmadığı, vekaletnamenin ortaklık sözleşmesindeki temsil ve ilzama ilişkin hükme aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle; davalı şirketin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Mak.Loj.San.Tic.A.Ş.’nin halen faal olup olmadıkları hususu ilgili ticaret sicil müdürlüklerinden sorularak tasfiye ile sicilden terkin edilmiş olmaları halinde ihya edilmesi için yasal prosedür işletilmek suretiyle, şirketin ihyasına dair karar alındıktan sonra, belirlenecek tasfiye memuruna gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğinin sağlanması,iflas eden şirketin olduğunun tespiti halinde iflas dosya numarası tespit edildikten sonra iflas dosyasının bulunduğu icra dairesinden tasfiyenin adi tasfiye mi yoksa basit tasfiye mi şeklinde yapıldığının sorulması, adi tasfiyede İİK'nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisinin iflas idare memurlarına, basit tasfiye (İİK. md.218) usulü benimsenmişse de bu temsil yetkisinin İflas Müdürlüğüne (İflas Dairesine) ait olması nedeniyle, iflas müdürlüğünce yetkilendirilmiş kimseye gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri...
İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasına konu edilen alacak yönünden Adi ortaklığın müvekkilin takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalı alacaklı yanın takipte kötü niyetli olması nedeniyle alacağın yüzde 20 sinden az olmamak kaydı ile tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; Davaya konu bono incelendiğinde keşidecinin ..., kefilin ... ... Adi Ortaklığı olduğu, davanın ise adi ortaklığın ortaklarından ... tarafından açıldığı, adi ortaklıkta ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisinin de bulunmadığı, bu durumda davacının tek başına menfi tespit davası açıp yürütmesinin yerinde olmadığı ve bu hususun resen gözetilecek hususlardan olduğu, adi ortaklığın diğer ortağı ...'...