Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Madde gereği adi ortaklığın sona erdiğini, tasfiye süreci başladığını, bu nedenle öncelikle tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbirin devamına, adi ortaklığa tasfiye memuru atanarak, adi ortaklığın mal varlığının korunmasına ilişkin diğer tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili istinaf başvurusuna cevabında özetle; ......

    Ancak özellikle adi ortaklığın tasfiye edilmediği ve faaliyette olduğu hallerde doğrudan adi ortaklığın borcu için ortağın yalnızca birine karşı yapılacak takipte husumetin eksik kaldığı kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin istikrarlı görüşü de bu yöndedir; "Mahkemece, davacı ile davalının içinde bulunduğu adi ortaklık arasında mal alışverişi bulunduğunun tarafların kabulünde olduğu, takibe dayanak faturaların adi ortaklık adına kesildiği, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı, bu sebeple açılacak davanın ve yapılacak takibin adi ortaklara birlikte yöneltilmesi gerektiği, ancak dava konusu borcun para borcu olduğu, adi ortakların para borçlarından müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu, bu durumda takibin ve davanın ortaklardan birine karşı da yöneltilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. .. .....

      Davacının pay devir bedelini alındığı iddiası başka bir davanın konusu olup söz konusu Genle kurul kararının hükümsüzlüğünde hukuki menfaati olmadığı gibi iki ortaklı Limited şirketlerde Genel kurul kararı olmadan dahi tescil edilebilir noter belgesi genel kurul yerine geçer. Nitekim YARGITAY 11....

        DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adi ortaklığın davalı bankada hesabı bulunduğunu, müvekkillerinden .... Şti.'nin davalı bankadan kullandığı kredi borcu nedeniyle adi ortaklık hesabına yatan paraya davalı tarafından bloke konulduğunu, adi ortaklık hesabının ve .... Şti.nın hesabının ayrı hesaplar olduğunu, davalının .... Şti. nedeniyle adi ortaklıktan parasını alabilmesi için .... Şti.'nin tasfiye payı üzerinde ya da adi ortaklardan her ikisinin davalı bankaya böyle bir yetki vermeleri halinde işlem yapması gerektiğini, adi ortakların talimatı alınmaksızın doğrudan işlem yapılmak suretiyle adi ortaklığın parası üzerine bloke konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ... A.Ş.'nin de davalı bankada hesabı bulunduğunu, şirket hesabında bulunan paraya yine adi ortaklardan birisi olduğu gerekçe gösterilmek kaydı ile kısmen bloke konulduğunu, adi ortaklığın tasfiye payı üzerinde işlem yapabilecek olan davalının ayrı bir tüzel kişiliğe sahip ......

          İnş Adi Ortaklığı olduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığını, bu nedenle müvekili .... İnşaat A.Ş.bakımından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı ile ... İnş Adi Ortaklığı arasında 01/06/2015 tarihinde .... Projesi Elektrik Tesisat İşleri Yüklenici sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkili firma .... İnşaat A.Ş. ve adi ortaklığın diğer ortağı olan davalı .... İnş....

            İflas sayılı dosyasından İİK.245.maddesi uyarınca dava açmak üzere yetki belgesi aldığını, davalılar arasında “...’ya ait ...” ( ...) için “...” adı altında bir adi ortaklık kurulduğunu, Adi ortaklığın üstlendiği inşaat işi, adi ortaklık adına taşeron Yeni ...Tic.Ltd.Şti tarafından alt yüklenici olarak ifa edileceğini, ... Tic.Ltd.Şti'nin inşaatı yaptığını, faturalarını kesip adi ortaklığa verdiğini, Adi ortaklık yapılan inşaat işlerini kabul edip faturaları da kabul ettiğini, bu faturaları kendi defterlerine de işlediğini düşündüklerini, iade etmediklerini, İflas masası kayıtlarına göre, sözleşme bedelinin (yapılan ek imalat bedelleri hariç) 137 milyon TL olduğunu, Adi ortaklık konusu inşaat işinin sonuna gelindiği sırada, adi ortaklığın taşeronu olan ...Ltd Şti.'nin iflas erteleme talebinde bulunması üzerine, davalılardan... A.Ş. tarafından adi ortaklığı oluşturan diğer şirketlere karşı 'Adi Ortaklığın Feshi ve Tasfiyesi' için dava açıldığını, bu dava dosyasının ... 5....

              Adi Ortaklığı" denilmiş ve adi ortaklığın kimlerden oluştuğu açıklanmamıştır. Takipte adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkartılmış olup, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı çıkartılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığı gibi adi ortaklığı oluşturan şirketler adına sunulan vekâletname de bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde ise adi ortaklığı oluşturan şirketler ayrı ayrı gösterilmiştir. Adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin, tüm ortaklara yöneltilmesi gerektiği gibi dava itirazın iptâli olduğundan talep borçlusu ile davalının farklılık arzetmemesi gerekmektedir. Bu durumda, adi ortaklığa yöneltilmiş usulüne uygun bir icra takibi bulunmamaktadır....

                Şti. adi ortaklık olarak adi ortaklığa yöneltilmiş, dava dilekçesi adi ortaklık adına tebliğ edilerek yargılama yapılmıştır. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu durumda, adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/5. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktadır. Bu sebeple davacı vekiline, adi ortaklığı oluşturan şirketlere tebligat yapılması için süre verilmeli bu şekilde taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmelidir....

                  Adi ortaklık; Türk Borçlar Kanunu 620/1. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir şahıs birliğidir. Yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere, adi ortaklık sözleşmesi; kişi, sermaye ve sözleşme unsurlarını içermektedir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır....

                    İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin muhatabı olarak adi ortaklık gösterilmiş ise de; adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği olmadığı, dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından haciz ihbarnamesi gönderilemez. Taraf ehliyetine ilişkin bu durum kamu düzeni ile ilgili olup, re’sen dikkate alınmalıdır. Ayrıca bu hususu adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herbiri şikayet konusu yapabilir. Bu nedenlerle adi ortaklığa İİK'nun 89. maddesine göre çıkartılan haciz ihbarnamesi yok hükmündedir. Ancak yine adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından adi ortaklık adına dava da açılamaz. Husumet hususu makemece re'sen dikkate alınarak karar verilir. Bu durumda mahkemece, istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu