Ancak; Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, katılan ve 3. kişi olan... isimli kişi ile olay tarihinden önce kurdukları adi ortaklıktan ayrıldığını, ortaklıktan alacağının olduğunu ve ödenmediğini savunduğu anlaşılmakla, sanığın savunmasının doğruluğu ve suç vasfının tespiti bakımından, adi şirketin diğer ortağı olan... isimli kişinin tanık sıfatıyla duruşmada dinlenilmesi, olaya ilişkin bilgi ve görgüsünün sorulması, taraflar arasındaki adi şirket sözleşmesi, adi ortaklığın bulunması halinde defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, yapılacak inceleme ve araştırmanın sonucuna göre tüm dosya kapsamındaki deliller bir bütün halde değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı...
Mahkemece, adi ortaklığın feshi ile, adi ortaklığın tasfiyesinin taraflarca davadan önce gerçekleştirildiği, adi ortaklığın taraflara dağıtılacak öz varlığının bulunmadığından bu isteğin reddine, asıl dava ile feshe karar verildiğinden birleşen dava için ayrıca karar 2008/3932-10549 verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki 7.7.2003 tarihli sözleşmeye göre, adi ortaklığın kar ve zararının % 29’nun davacıya ait olduğu, ortakların herhangi birinin münferit imzaları ile temsil edileceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafından 31.12.2004 tarihinde yaptırılan tesbitte adi ortaklığın faaliyet merkezi olduğu iddia edilen yerin tamamıyla boşaltıldığı belirlenmiştir....
Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder." düzenlemesi yer almaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/31 Esas KARAR NO : 2022/866 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 12/01/2022 KARAR TARİHİ : 31/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı ortakla beraber davalı şirketin iki ortağından biri olduğunu diğer ortağın şirketin kurulmasından bu yana müvekkiline bilgi vermediğini, şirketi iyi yönetmediğini, şirketin elde ettiği karların tamamen diğer ortak tarafından kullanıldığını, diğer ortağın kusurlu davranışları sebebiyle anlaşmaların iptal noktasına geldiğini belirtmiş müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına karar verilerek ayrılma payının ödenmesini talep etmiştir....
KARAR Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Mahkemece, kefâlete ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle verilen kararın temyizi üzerine Dairemizce uyuşmazlığın çözümünde adi ortaklığa ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozmaya uyularak yeniden yargılama üzerine değişen hukuki nitelik dikkate alınarak, adi ortaklığa ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Daireleri arasında işbölümünün "Ortak Hükümler" başlıklı B bölümünün 3.fıkrası gereğince, hukuki nitelendirmenin yanlışlığı nedeniyle bozulan davada, bozmaya uyularak, değişen hukuki nitelendirme dikkate alınarak verilen kararı temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 30.12.2013 tarih ve 324 nolu kararı ile 06.04.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda gündemin 14. maddesi gereğince genel kurul kararı ile üyeliğine son verildiğini, bu hususun noter ihtarnamesi ile bildirildiğini, davacının çiftçi olduğunu, ortaklıktan çıkarıldığına ilişkin noter ihtarının ortaklıktan çıkarılması ile ilgili net ve anlaşılabilir bilgileri ve gerekçeyi ihtiva etmediğini, ortaklıktan çıkarma kararının yasaya uygun olmadığını, zira kooperatif yönetim kurulu yönetimi elinde tutabilmek amacıyla çifçilik yapan birden fazla üyenin üyelikten ihracına karar verirken, çifçilikle ilgisi olmayan tarlası olmayan kişileri kooperatife üye yaptığını ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 30.12.2013 tarih ve 324 no'lu kararı ile 06.04.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda gündemin 14. maddesi gereğince genel kurul kararı ile üyeliğine son verildiğini, bu hususun noter ihtarnamesi ile bildirildiğini, davacının çiftçi olduğunu, ortaklıktan çıkarıldığına ilişkin noter ihtarının ortaklıktan çıkarılması ile ilgili net ve anlaşılabilir bilgileri ve gerekçeyi ihtiva etmediğini, ortaklıktan çıkarma kararının yasaya uygun olmadığını, zira kooperatif yönetim kurulu yönetimi elinde tutabilmek amacıyla çifçilik yapan birden fazla üyenin üyelikten ihracına karar verirken, çifçilikle ilgisi olmayan tarlası olmayan kişileri kooperatife üye yaptığını ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 30.12.2013 tarih ve 324 no'lu kararı ile 06.04.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda gündemin 14. maddesi gereğince genel kurul kararı ile üyeliğine son verildiğini, bu hususun noter ihtarnamesi ile bildirildiğini, davacının çiftçi olduğunu, ortaklıktan çıkarıldığına ilişkin noter ihtarının ortaklıktan çıkarılması ile ilgili net ve anlaşılabilir bilgileri ve gerekçeyi ihtiva etmediğini, ortaklıktan çıkarma kararının yasaya uygun olmadığını, zira kooperatif yönetim kurulu yönetimi elinde tutabilmek amacıyla çifçilik yapan birden fazla üyenin üyelikten ihracına karar verirken, çifçilikle ilgisi olmayan tarlası olmayan kişileri kooperatife üye yaptığını ileri sürerek, davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin babasının 1997 yılında öldüğünü, müvekkilinin davalı kooperatife ihbarname göndererek fiilen çalışmak istediğini belirtmesine rağmen kendisine cevap verilmediğini, müvekkilinin babasının ortaklıktan çıkarıldığına dair herhangi bir kararın tebliğ edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin ortaklığının tespitini, çıkarma kararı olması halinde bu kararın yoklukla malul bulunduğunun tespiti ile iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının babasının 1997 yılında ölmesi nedeniyle mirasçılarının ortaklıktan kaynaklanan hakları bir temsilci tayin ederek 3 ay içinde kullanmaları gerektiğini, bu hak düşürücü süreye uyulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Dahili davacılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın, Yargıtay 11....
TTK 640(3) de ise ortağın çıkarılması için dava açma hakkı şirkete tanınmıştır.Şirket tarafından haklı sebeble çıkarma davasının açılabilmesi için ,dava açmaya yetkili ortaklığın uygun bir karar alması şarttır.Karar alma zorunluluğu ,haklı sebeble çıkarılmayı düzenleyen TTK 640/III düzenlemesinde açıkça belirtilmemektedir.Ancak TTK 616/I ve 621/1- h hükümlerinden bir karar alınması gerektiği anlaşılmaktadır.TTK 616/I-h de bir ortağın ortaklıktan çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulmasının genel kurulun devredilemez yetkileri arasında saydığından bu yetkinin devri de olanaklı değildir.Genel kurulun çıkarma davası açma kararı TTK 621/I -h ye göre önemli kararlar arasında sayıldığından TTK 621/I deki yeter sayılarla alınabilir....