Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda kredi kullanımına konu belgedeki imzanın davacılara ait olmadığı saptanmış olmakla bu işlemin davadışı adi ortaklığın sorumluluğunu gerektirmediği gibi, davalı bankaca kredi kullandırılmasına konu olan davadışı ... Ltd. Şti.'nin yine davadışı adi ortaklığa mal satımına ilişkin faturanın da adi ortaklık defterlerinde kayıtlı olmayıp ilgili kredinin davadışı adi ortaklık bünyesinde kullanılmadığının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların aleyhlerine girişilen icra takibi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, koşulları oluşmadığından davacı tarafın tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davanın adi ortaklığın yalnız bir ortağı tarafından açıldığı, oysa adi ortaklıkta ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle davanın birlikte açılması gerektiği, davacıya adi ortaklığın diğer ortağı olan...İnş. Şti.'den vekalet alarak dosyaya sunması için verilen kesin süreye rağmen davacının bu şirketin sahibinin zaten davalı ... olması ve bu sebeple vekalet vermeyeceklerini beyan etmesi karşısında davacının davaya tek başına devam etmesinin mümkün olmadığı, ayrıca adi ortaklığı temsil eden ...'a dava açma yetkisi verilmesine rağmen davanın bu kişi yerine adi ortaklardan biri olan davacı şirket tarafından açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun 1/2 hissesinin bulunduğu taşınmazlar üzerine de haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Haciz uygulanan taşınmaz hisselerin ise adi ortaklık adına değil, borçlu şirketin adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konulan taşınmazların adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde haczin taşınmazlar yönünden borçluya ait 1/2 hissesi üzerine konulduğu anlaşılmış olup, haciz konulan taşınmazlar adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından mahkemece şikayetin taşınmazlar yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde tümden kabulü isabetsizdir....

        Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun 1/2 hissesinin bulunduğu taşınmazlar üzerine de haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Haciz uygulanan taşınmaz hisselerin ise adi ortaklık adına değil, borçlu şirketin adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konulan taşınmazların adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde haczin taşınmazlar yönünden borçluya ait 1/2 hissesi üzerine konulduğu anlaşılmış olup, haciz konulan taşınmazlar adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından mahkemece şikayetin taşınmazlar yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde tümden kabulü isabetsizdir....

          Türk Borçlar Kanunu'nun 620. maddesine göre; adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından aktif veya pasif taraf ehliyeti yoktur. Ortaklık adına açılacak davaların adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herhangi biri tarafından açılması zorunludur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınması gerekir. Somut olayda, adi ortaklığın ortaklarından olan şikayetçi borçlunun, adi ortaklıkta bulunan hak ve alacaklarının haczi için adi ortaklık adına gönderilen 1. haciz ihbarnamesinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu ve dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin de olduğu açıktır. O halde mahkemece, adi ortaklığın ortağı olan şikayetçi borçlu şirketin, aktif husumet ehliyetinin bulunduğu gözetilerek şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Ltd Şti, ... ve ... aleyhine haksız rekabetten dolayı açtığı dava dilekçesinde, davacı ve davalıların 03/08/2000 tarihinde 18 ortaklı aynı konuda ana sözleşmesindeki hükümler ve faaliyet konuları aynı olan ... Şti ni kurduklarını davalıların bu şirketin yetkili müdür olarak devam etmekte iken ... Ltd Şti uhdesinde bulunan tüm işleri kendi adlarına alabilmek amacıyla ... ve ...'ün iki ortaklı olarak ... Şti ni kurduklarını kurdukları bu şirketin ana sözleşmesinin ... Ltd Şti nin aynısı olduğunu, her iki davalının TTK 56 ve devamı hükümleri gereğince haksız rekabet ve TTK 547 md gereğince bir başka şirkette bulunduklarının tespiti ve haksız rekabetin önlenmesine ve kurucu ortakların aynı iştigal konusu aynı adreste ......

              Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, limited şirketin 19.07.2007 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup, davacı taraf şirketin 17.05.2004 tarihi öncesi iki ortaklı olduğunu, anılan tarihteki ortaklar kurulu kararıyla sermayenin artırılmasına, ortakların rüçhan haklarını kaldırılmasına, sermaye artırımının 3. kişiler olan..., ... ve ...'ya tahsisine karar verildiğini, İstanbul 10. ATM'nin 2004/874 esas sayılı dosyasında 17.05.2004 tarihli ortaklar kurulu kararını iptalinin talep edildiğini, sermayenin artırılması kararının iptali ile şirketin tekrar iki ortaklı hale geleceğini, bununda 19.07.2007 tarihli ortaklar kurulunun sonucunu etkileyeceğini ileri sürerek, dosyanın sonucunun beklenmesini talep etmiştir. İstanbul 10. ATM'nin 2004/874 esas sayılı dosyasında verilecek kararın, işbu davanın sonucunu etkileyeceği şüphesizdir. Bu itibarla, mahkemece İstanbul 10....

                Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifindeki ortaklı payı ve ortaklı payına tahsis edilmiş olan 143 ada, 5 Parsel sayılı Fabrika Binasını ve hissesinin alıcı olarak görünen ... 'a satış sureti ile devrine ilişkin tasarruf işleminin İİK. 277.md. ve devamı maddeleri hükümlerine göre satış tasarrrufunun müvekkilinin alacağı yönünden iptaline, dava konusu taşınmaz üzerine... İcra Müdürlüğünün 2014/12250 ve 2014/12252 sayılı dosyalarında cebri icra yolu ile hakkını alma yetki tanınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... vekili; dosyada mevcut haciz zabıtları incelendiğinde haciz yapılan adreslerin borçlu şirkete ait olduğu kesin ve net olarak tespit edilemeden tutanakların tutulduğunu, tutulan tutanakların herhangi bir geçerliği bulunmadığını belirterek haksız ve dayanaktan yoksun açılmış davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ...Paslanmaz Metal San ve Tic. Ltd. Şti; davaya cevap vermemiştir....

                  Mahkemece, dairemizin 01/03/2011 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, davacı şirketin iki ortaklı olduğu, bunların her ikisinin de tek başlarına şirketi temsil yetkisinin bulunduğu, dava konusu taşınmazın şirket ortağı ve müdürü olan davalı ... tarafından diğer davalı ...'...

                    Şirketi tarafından işçilerin kıdem tazminatlarının ödemesine yönelik olarak diğer davalı Fatih Belediyesi'ne verilen talimatın geçersiz olduğu ve davacıyı bağlamayacağı,adi ortaklık sözleşmesinin hiçbir yerinde pilot ortağın Adi Ortaklığı temsil yetkisi olduğuna dair bir düzenleme bulunmadığı,tam aksine sözleşmenin 7. maddesinde açıkça Adi Ortaklığı temsil yetkisinin ...’te olduğnun u belirtildiği, ...'in de davacı ... şirketinin yetkilisi olduğunu, 30.12.2014 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 7. maddesinde ..., ...-......

                      UYAP Entegrasyonu