Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/... md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar.Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
Oruç Hami Şener, Adi Ortaklık, syf. 325 vd. ..., 2008) Tüm bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının dava dilekçesi ile davalının üzerine düşen sermaye katkısında bulunmadığı, ortaklığa alınması gereken mallar ile yapılması gereken masraflara da katkı sağlamadığı iddiası ile alacak talebinde bulunduğu, bu talebin TBK'nın 627.maddesine dayandığı ve fesih ve tasfiye istenmeden de böyle bir talepte bulunabileceği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; açılan davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin bir dava olmadığı ortaklar arası alacak davası olduğu göz önünde bulundurularak, konusunda uzman bilirkişiden rapor almak suretiyle varsa davacının alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, birleşen davada tespit istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK. 2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK. 3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğunun, bozma gerekleri yerine getirilmek suretiyle alınan denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılarak karar verildiğinin, ayrıca bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davalı / birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2....
, ortaklıkla ilgili hesaplar istenip hepsi birlikte değerlendirilerek B.K 538 ve devamı maddeleri hükümlerine uygun olarak, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerekirken ,mahkemece aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK 3. Değerlendirme Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine imkan bulunmadığı, tasfiye alacağı yönünden davalı tarafın açılan işbu dava ile temerrüde düşürüldüğü, dolayısıyla hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden faiz yürütülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VII....
DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/12/2020 KARAR TARİHİ : 22/12/2020 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirket ile davalı şirket arasında Adi Ortaklık Kurulması görüşmeleri sonucu üç adet adi ortaklığın kurulduğunu, tarafların esasında üç ayrı ihaleye yönelik üç ayrı adi ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, taraflar arasında kurulan üç ayrı adi ortaklık sözleşmelerinde yazılı amaçlar gerçekleştiğinden ve süreleri sona erdiğinden kendiliklerinden TBK 639/1 VE 639/5 e göre sona erdiğini,taraflar arasındaki her üç ortaklık son bulmuş olmasına rağmen yönetici olarak davalılar tarafından herhangi bir hesap verme, kar/zarar payı hesaplama, dağıtım ve/veya hesaplama yapılmadığını, ortaklığın tasfiyesi için tasfiye memuru belirlenmesi için görevlendirmenin yapılması amacıyla...
Adi ortaklık sözleşmesi herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp,uyuşmazlık halinde ispat sorunu göndeme gelecektir ki ,adi ortaklık sözleşmesinin varlığının yasal delillerle ispatlanması gereklidir.Somut olayda, taraf beyanları, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, taraflar arasında yazılı sözleşme olmasa da bir adi ortaklığın kurulduğu ve faaliyete geçtiği ,adi ortaklık sözleşmesinin ispatlandığı ,mahkemece adi ortaklığın kurulacağı inancı ile para gönderildiği şeklindeki olaya, taraf beyanlarına ve delillere uygun düşmeyen gerekçe ile karar verilmesi hukuka aykırı olmuştur. Taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu ve faaliyete geçtiği ,ancak davacının adi ortaklığa koyduğu sermayenin iadesi için icra takibi yaptığı ,bu talebin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istendiği sonucunu doğurduğu kabul edilmelidir....
Şti. nin kâr payı ve tasfiye hisselerinin haczi nedeni ile davalılar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, tasfiye neticesinde hesaplanacak borçlu ortağa ait kâr payı ve tasfiye hissesinin icra dosyasına gönderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki temel ilişki ve uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yeni oluşumun her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığının değerlendirilmediği ve buna göre davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların mutlak ticari dava sayılamayacağı, açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görev nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir....
hiçbir menfi-müspet karar vermeksizin,3 adet dubleks dairenin davacılar adına kayıt ve tesciline hukuka aykırı olarak karar verdiği, kanun ve Yargıtay kararlarına göre,adi ortaklığın tasfiyesinde aynen taksim usulünün uygulanma imkanı bulunmadığı, mahkemenin ,adi ortaklığın tasfiyesi usulünü kanuna ve içtihatlara uygun yapmadığı, TBK’nın 642 vd. maddelerinde düzenlenen tasfiyenin ; ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılması olup,bunun yönteminin de yasada belirlendiği, Somut olayımızda henüz inşaat yapım maliyeti dahi belirlenmemiş,ortakların yapmış oldukları masraflar tespit edilmemiştir.Hal böyle iken,davacıların ortaya koyduğu 1.150.000- TL ile müvekkilinin yapmış olduğu masraflar ve inşaatın maliyeti tespit edilmeden, 05.04.2021 tarihli celsede "hakim kararını açıklar mahiyette" zaten yükleniciye...
ın konsorsiyum dahilinde davalının sorumluluğunda bulunan işleri de zarar etme pahasına tamamladığını ve iş sahiplerine teslim ettiğini, davalı ... konsorsiyum harcamalarının bulunmadığını sadece alacak temliklerinin bulunduğu cari hesap üzerinden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davalı tarafça yapılan kötü niyetli işlemin ve takibin durdurulmasını, yanı zamanda konsorsiyum harcamalarının da hesaba dahil edilerek konsorsiyumun tasfiyesinin sağlanması amacıyla taraflarınca Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E. Sayılı dosyasında Menfi Tespit ve Adi Ortaklığın Tasfiyesi talebi ile dava açıldığını, bu nedenle Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yana tebligat yapılmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemine ilişkindir....