Asliye Ticaret Mahkemesi’nce; davacının talebinin iş oraklığının ortaklarından birinden olan alacağının ödenmemesi nedeni ile ortaklığın fesih ve tasfiyesi sonucu borçlu ortağa düşecek tasfiye payından alacaklarının tahsilini içerdiği, iş ortaklığı 6098 sayılı BK’nin 620/1 maddesinde düzenlenmiş olup, iki yada daha fazla kişinin emek ve mallarını ortak bir amaca erişmek için birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme türü olduğu, bu nedenle iş ortaklığının fesih ve tasfiyesi için açılmış davalar yönünden genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Adana 7....
Öte yandan gerek davalının diğer dava dışı ortak ile davacı aleyhine icra takibi yapması ve gerekse davacının eldeki bu davayı açması aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Bu itibarla dava dışı ortaklar olan ... ve ...’nin de bu davayı dahil edilmeleri gerekir. Mahkemece dava dışı ortaklar ... ve ...’nin de davaya dahil edilmeleri sağlanarak, davadaki ve icra takibindeki talebin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine yönelik olduğu da gözetilerek iddia ve savunmaya yönelik tüm deliller toplanarak ve ortak amacın gerçekleştirilmesinin artık olanaklı olmadığı da gözetilmek suretiyle BK 538 ve devamı maddeleri uyarınca işin esasına girilerek karar verilmelidir. Mahkemenin taraf teşkilini sağlamadan yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur....
Madencilik şirketinin müvekkiline ihtarname çekerek sözleşmeyi fesih ettiği ve patlatma iznini iptal ettiği, ayrıca davacıların aradaki sözleşme devam ederken ve etik olmayan bir şekilde Maden ruhsatına sahip ... Madencilik Şirketi ile çalışmaya başladığı, 25.02.2021 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi gereği davacıların teminat verdikleri, ... Köyü, ... ruhsat numaralı, II-B Grup, ... Erişim Numaralı Mermer Ocağının tamamına sahip olmadıkları ve hisselerinin borç karşılığı başka kişi/veya kurumlara teminat verildiği, işletme hakkının 3.kişilerde olduğu görüldüğünden ....Noterliği 11.03.2021 tarihli ... Yevmiyeli ihtarname çekildiği, yani taahhüt ettikleri teminatın ayıplı çıktığı ve taahhütlerini yerine getirmedikleri, davacıların 19.11.2022 tarihinde şantiye faaliyetinin sonlandığı ve bu nedenle müvekkili ile kendileri arasında yapılan şifahi görüşmelerde adi ortaklıktan kaynaklanan alacak/borçlar ve tasfiyesi hususunda mutabakata varılmadığından, ... 2. Noterliği 26.01.2023 tarih ......
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın konusunun tarafların aralarında inşaat işlerine ilişkin kurmuş oldukları adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olduğu, adi ortaklığın tasfiyesi için atanan tasfiye memurunun 29.08.2019 tarihli raporunda; davalı ortağın 26.189,66 TL alacaklı, davacı ortağın da 26.189,66 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, bu sebeple 29.08.2019 tarihli raporda adi ortaklığın tasfiye bilanço hesabı çıkarılarak tarafların alacaklılık ve borçluluk durumları tespit edildiğinden, tanık beyanları ve söz konusu 29.08.2019 tarihli tasfiye raporunun hükme esas alındığı, davacı şirketin davalı ortaktan bir alacağının bulunmadığı, tasfiye memurun 29.08.2019 tarihli raporu ile de sabit olduğundan davacının davalı ortağa karşı talep ettiği alacak davasının sübut bulmadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; taraflar arasında kurulan inşaat işlerine ilişkin adi ortaklığın feshi ile tasfiyesine...
Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Davacının iddiası ve davalının açıklamalarına göre, konfeksiyon işletmesinde ortaklık kurulmak üzere anlaşma yapılıp akabinde ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....
Davalı cevap dilekçesinde feshe razı olduğunu ancak davacının giderlere katılmadığını, bu yüzden kendi 2009/11577-2010/463 ödemelerinin işletmelerin borcuna yetmediğini, kendisininde payının üstünde harcama yaptığını savunarak davacının alacak talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, 31.3.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre ortaklığın güncel borcu 170.629 TL,...'e ödenecek 7.080 TL, ... alacağı 16.151,93 TL borcun davacı tarafından ödenmesine, ortaklığın bu şekilde tasfiyesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Tarafların ...'da bulunan kafeterya için 1.12.2004 tarihli adi ortaklık sözleşmesi yaptıkları ve daha sonra ...'...
Davacı şirket tarafından adi ortaklığın vergi borcuna istinaden ödenen toplam 452.661,38 TL'nın ortaklık hissesi oranında 226.330,69 TL'nın tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı yanca, adi ortaklığın tasfiyesinin gerçekleşmediği ve bu nedenle ortakların birbirinden alacak talebinde bulunamayacağı savunulmuştur. Taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olmakla, ortağın diğer ortaktan adi ortaklık ilişkisi kapsamında alacak talebinde bulunması fesih ve tasfiyeyi de kapsamaktadır. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. İş ortaklığının konusu ve amacını oluşturan "... İlçesi ... Okul ve İdari Bina Yapım İşi"ne ilişkin iş sahibi ......
Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere; tarafların ticari işletmelerini işletmek nedeni ile kurmuş oldukları adi ortaklık sebebi ile alacak ve kurulan adi oratklığın feshi davası olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1inci maddesine göre; tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir ortaklık kurmaları halinde görevli mahkeme ticaret mahkemesi olarak belirlendiği, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 07/07/2021 tarih ve 608 nolu kararı uyarınca yeni kurulan Muğla Ticaret Mahkemesi yargı çevresi Muğla İli'nin mülki sınırları olarak belirlenmiş ve işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, davacı vekilinin beyanları ve dosyaya yansıyan belge ve bilgilerden davanın, Adi Ortaklık sözleşmesine ilişkin olarak işletilen işletmeden kaynaklı alacak - adi Ortaklığın feshi ve tasfiyesi davası sebebiyle iş ticari mahiyette sayılacağından TTK 4. maddesi uyarınca...
Buna göre taraflar arasında düzenlenen 16.12.2003 tarihli adi ortaklık sözleşmesine göre davacının 10.000 2009/1964-7402 YTL bedel ödeyerek işletmeye ¼ oranda, demirbaşlara 1/3 oranda ortak olduğu, davalının kiralayıp binasını yaptığı demirbaşları olan çay bahçesi ve lokantaya ortak olduğunun kabulü gerekir. Davacı davalının hesap vermemesi ve kar payı ödenmemesi nedeniyle 1.12.2004 tarihli ihtarla adi ortaklığı feshettiğini bildirdiğine göre adi ortaklık sözleşmesi hükümleri çerçevesinde ortaklığın fesih ve tasfiyesinin yapılması gerekir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....
Aynı şekilde az yukarda da değinildiği gibi, mahkemece verilecek süre sonunda yönetici ortak tarafından ortaklık defterlerinin ve hesap listesinin ibraz edilememesi hususunun da, tasfiyeye engel bir durum olmadığı, ancak yönetici ortağın hesap vermekten kaçındığına ilişkin hukuki sonuç doğuracağı kabul edilmelidir. O halde adi ortaklığın kurulduğu sabit olduğuna ve davacı da, ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediğine göre, mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. BK.nun 538.maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....