Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ortaklığın tasfiyesi amacıyla düzenledikleri, takip konusu bononunun adi ortaklığın işlettiği ......

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, "Ortak Girişim"in yüklendiği işleri yerine getirmiş olması nedeniyle ortakların bir araya gelerek ortaklığı sonlandırmak amacıyla 31.12.2008 tarihinde "Değerlendirme Protokolü" imzaladıklarını, ancak düzenlenen protokol sonrasında ortaklığın bir takım alacak ve borçlarının çıkması nedeniyle ortaklığın sonlandırılamadığını, halen de ortaklığa ait KDV alacağının varlığı ve bir takım borçlar ile davaların bulunması nedeniyle ortaklığın fesih ve tasfiyesi bu aşamada hukuken mümkün olmadığı halde davacı şirket tarafından zamansız olarak, hukuki yarar bulunmayan iş bu haksız davanın açıldığını, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle; ayrıca davada fesih ve tasfiye ile tasfiye sonucu alacak talebinde bulunulduğundan, müvekkilleri ... ve ...'...

      , doktrinde de mesleklerini ortak olarak icra eden mali müşavirlerin durumunun adi ortaklık olarak kabul edildiğini, müvekkilinin Denet YMM'de ifa ettiği görevlerden de herhangi bir çalışan değil, gizli ortağı olduğunun anlaşıldığını, Denet YMM'deki adi ortaklıkta ortağın ortaklıktan çıkarılmasının mümkün olmaması nedeniyle 30/12/2011 tarihinde müvekkilinin Denet YMM'deki işinden çıkarıl- masının ortaklığın feshedilmesi anlamı taşıdığını, bu nedenle adi ortaklığın tasfiyesi suretiyle kendisine düşen adi ortaklık payını talep ettiğini, ancak adi ortaklık sözleşmesi uyarınca kurulan anonim şirketin adi ortaklıkta birlikte sona ermeyeceği dikkate alınarak, adi ortaklık malvarlığındaki şirketler tasfiye edilmeden adi ortaklığın varsayımsal olarak tasfiyesi sonucunda payın hesaplanmasını ve şirketlerin hizmet şirketi olması nedeniyle indirgenmiş nakit akımları yönetiminin uygulanması suretiyle hesaplama yapılmasını, yukarıda açıklanan açıklanan nedenlerle; müvekkili ile davalılar arasında, ortaklaşa...

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/205 Esas sayılı dosyasıyla görülmüş ve karara çıkmış bir alacak davası nda aynı Mahkemece, adi ortaklığın halen devam ettiğinden bahisle" hukuken devam eden adi ortaklık ilişkisinde alacak talebinde bulunulamayacağı, TBK' nun 639/7 maddesi uyarınca açılacak fesih davası sonucunda şirketin sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi halinde, ortaklığın tasfiyesinin yapılacağı ve ortakların ortaklıktan hak ve alacaklarının bu suretle tespit edilebileceği" gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, adi ortaklıkta ortakların birbirlerinden alacak talebinde bulunmalarının bir nevi adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi anlamına geldiğini, dolayısıyla alacak talebinde bulunan müvekkilin ayrıca bir tasfiye davası açmasına gerek olmadan bahse konu davada hem ortalığın feshi hem de alacak bakımından bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf ettiklerini, fakat aynı zamanda da eldeki dava dosyası ile müvekkilin hak mahrumiyetine uğramasını istemediğimizden tasfiye...

      yasal her türlü hak ve alacak talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla adi ortaklığın kuruluş amacı olan iş/projenin ifasının imkansız hale geleceği, bu haliyle adi ortaklığın mümkün olamayacağını dikkate alınarak gerekli her türlü girişimde bulunacağının ihtar edildiğini, ... şirketi tarafından, müvekkilin onayı alınmadan, 23/11/2018 tarihinde ...'...

        Tasfiye Memurları tarafından düzenlenen 24/08/2022 tarihli taraf şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığın tasfiyesi sonucu düzenlenen tasfiye raporunda özetle; Davacı ... Ticaret Ltd. Şti.'nin davalı... Ltd. Şti. İle yapmış olduğu adi ortaklıktaki payından kaynaklı olarak 1.288.057,72-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir....

          Mahkemece adi ortaklığın varlığı kabul edilmiş olmasına rağmen ortaklığın devam etmediği gözetilerek anılan hususlar araştırılmaksızın ve tarafların alacak ve borçları tam olarak belirlenmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; adi ortaklığın defterlerinin davacıda olduğu ancak bu işyerinin kaydının SGK ve Vergi Dairesinde bulunmadığı 2004'te resen terk mükellefi olduğunun Vergi Dairesince bildirildiği gerekçesiyle, adi ortalığın feshine, ortada mal, alacak ve borç tespit edilemediğinden tasfiyeye gerek bulunmadığına, maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 38 inci maddesinde, hakimin reddi usulü düzenlenmiştir....

            neden ile adi ortaklığı fesin hakkı doğduğundan adi ortaklığın feshini ve tasfiyesini ve yine müvekkilinin ortaklıktan kaynaklanan payını ve alacağını tahsil edebilmek adına iş bu huzurdaki davayı açma gereği olduğunu, bu nedenlerle taraflarca sürdürülmesi beklenemeyen adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine dair karar verilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile bilirkişilerce tespit edilecek zaman artırılmak üzere şimdilik 1.000 TL lik pay ve alacağın davacı müvekkiline verilmesi ile yargılama giderleri ile birlikte ücreti vekaletin davalı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 538 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tespit ortaklığın tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı banka, davalı A... İnşaat A.Ş.'nin kendisinden aldığı krediyi ödemediğini, bu nedenle bu davalının, davalı G...-A... adi ortaklığındaki tasfiye hissesine haciz konulduğunu öne sürerek, ortaklık sona erdiği halde tasfiye işlemleri ortaklarca yapılmayan adi ortaklığın tasfiye işlemlerini yapmak üzere üçüncü bir şahsın tasfiye memuru tayin edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur....

              Bu nedenle tarafların birbirlerine karşı adi ortaklıktan doğan sorumlulukları ve talep hakları mevcut olup, davacı bu davada, davalının adi ortaklık sözleşmesine aykırı davrandığını ileri sürerek sözleşmenin feshini talep ettiğine göre bu talebinin ortaklığın feshiyle birlikte tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat mahkemece yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile tasfiyesi ayrı hukuki işlemlerdir. BK’nun 538.maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin öncelikle bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....

                UYAP Entegrasyonu