gerekirken aksi düşünce ile adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmesi hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, T.B.K. 643....
Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava , ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır....
Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nın 639 uncu maddesinin 7 nci bendinde ise, "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir. Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır. Gerçekten ortaklar arasındaki ilişkinin devam etmesini haklı göstermeyecek bazı durumlar ortaya çıkarsa, bu durumda ortakların ortaklığın feshini mahkemeden istemesi mümkündür. Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( ..., Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında var olduğu iddia edilen adi ortaklığa ait taşınmazların tapu iptal ve tescilinin talep edildiği, adi ortaklığın feshi talep edilen Mahkeme nezdinde tespit edilip, fesih şartları oluştuğu taktirde adi ortaklık feshedildikten sonra adi ortaklığın mallarıyla ilgili tasfiye işleminin yapılabileceği, adi ortaklığının feshinin tasfiye işlemi için ön şart olduğu, Mahkeme nezdinde adi ortaklığın feshi talep edilmediği gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili; İstanbul 7....
Mahkemece, adi ortaklığın feshi ile, adi ortaklığın tasfiyesinin taraflarca davadan önce gerçekleştirildiği, adi ortaklığın taraflara dağıtılacak öz varlığının bulunmadığından bu isteğin reddine, asıl dava ile feshe karar verildiğinden birleşen dava için ayrıca karar 2008/3932-10549 verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki 7.7.2003 tarihli sözleşmeye göre, adi ortaklığın kar ve zararının % 29’nun davacıya ait olduğu, ortakların herhangi birinin münferit imzaları ile temsil edileceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafından 31.12.2004 tarihinde yaptırılan tesbitte adi ortaklığın faaliyet merkezi olduğu iddia edilen yerin tamamıyla boşaltıldığı belirlenmiştir....
Mahkemece; 1-Davacılar ile davalıların murisi arasında adi ortaklığın tespiti talebinin kabulüne ve adi ortaklığın varlığının tespitine, 2-Dava konusu taşınmazların, davalılar adına olan hisselerin 2/3 'ünün iptali ile 1/3'er hisse olarak davacılar adına tesciline, 3-Armoda Tekstil dükkanı üzerinde adi ortaklığının varlığının tespitine, 4-Adi ortaklığın 6098 sayılı yasanın 639.Maddesi gereğince davalıların murisinin ölümü itibariyle sona erdiğinin tespitine, ( fesh olunduğunun tespitine ) 5-Yukarıdaki karar adi ortaklığın tasfiyesi anlamında olmayıp, adi ortaklığın varlığı ve feshinin tespiti ayrı, tasfiyesi ise ayrı usule tabi olup; tasfiye için, adi ortaklığa dair tüm mal varlıklarının ortaya konması gerekir. Bu sebeple, tasfiyeye ilişkin talebin, mahkememizin ayrı esasına kaydedilerek, yukarıda adi ortaklığın varlığının tespitine ve tapu iptaline dair kararın kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın adi ortaklığın feshi istemine ilişkin olduğu, tarafların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın ticari işletmeyi de ilgilendirmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesince; somut olayda davalıların ticari şirketler olup, bir araya gelerek adi ortaklık kurdukları, adi ortaklığın ticari işletme niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 2....
Dava ,gerçek kişiler arasındaki adi ortaklığın ve kurulan ticaret şirketinin feshi ve tasfiyesi ile alacak talebine ilişkin olup, tüm malvarlığına tedbir konulması istenen davalı şirketin davalı dışında başkaca ortaklarının da bulunduğu, davada taraf olmayan 3. kişilerin haklarını etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden , davacının talep şekli de gözetilerek bu aşamada mahkemece verilen karada usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Davacının iddiası ve tarafların beyanlarına göre de adi ortaklığın fiilen son bulduğu anlaşılmaktadır. Ortaklık son bulduğuna göre, tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gerekir....