"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı tarafından işletilmekte olan restauranta % 60 hisse ile ortak olduğunu, 14.2.2007 tarihli sözleşme yapıldığını, davalının haklı neden olmaksızın sözleşmeyi feshettiğini, ortaklığa yapılan ödemeler nedeniyle dolandırıldığını anladığını ileri sürerek, 14.2.2007 tarihli sözleşmenin devam ettiği şeklinde muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın esası hakkında savunmada bulunmamıştır....
Dava, kiracı tarafından açılan kiracılık sıfatının tespiti, muarazanın giderilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın idari yargının görevine girdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ... ile imzalanan sözleşme gereğince davaya konu taşınmazda kiracılık sıfatının devam ettiğini ve bu nedenle muarazanın giderilmesini ve müdahalenin önlenmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık özel hukuk hükümlerine göre taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin sona erip ermediği hususundaki ihtilaftan kaynaklanmakta olup, bu niteliğine göre uyuşmazlığın Adli yargıda görülmesi gerekir. Tarafların delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile uyuşmazlığın idari yargının görevine girdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan mirasçılar abonelik sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. (7.HD. 04.03.2013 tarihli 2012/6639 E-2013/1969 K.sayılı ilamı, 13.HD 07.05.2007 tarihli 2007/2824 E-2007/6268 K.sayılı ilamı) Hal böyle olunca, murisin veya mirasçıların aboneliği iptal ettirmeden aboneliğe ilişkin tesisatın kullanılmasını sağladıklarının belirlenmesi halinde, abonelik gereği abone mirasçılarının sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, davalıların söz konusu abonelik nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları kabulü ile sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, dava tarihinde müdahale bulunmadığından elatmanın önlenmesi davasının reddine tazminat istemenin ise kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece davacı vekilinin 07.02.2012 tarihli celsede dava tarihinde taşınmazın hasat edilmiş olduğuna dair beyanı esas alınarak elatmanın önlenmesi davası reddolunmuş ise de, gerek mahkemece incelenen İncesu Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/2 esas sayılı dosyası ve gerekse davalının bu davadaki beyanlarına göre muarazanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekten davalının işgal ettiği dava konusu taşınmazda ektiği ürünleri hasat etmiş olması haksız elatmanın sona erdiği anlamına gelmez. Davalı, keşifte taşınmazı 1 yıl süre ile kiraladığını belirttiğinden dava tarihinde varlığını ileri sürdüğü kira sözleşmesinin süresi tamamlanmamıştır. Bu durum da, dava tarihinde muarazanın devam ettiğini göstermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı olduğunu, aralarındaki sözleşmeye dayanarak davalı kurum mensuplarına ilaç verdiğini, davalının 19.2.2007 tarihli teftiş kurulu raporuna dayanarak ve kurum sigortalı ve yakınlarına ilaç verilmediğini gerekçe göstererek aralarındaki sözleşmeyi 3 yıl süreyle feshettiğini, feshin haksız olduğunu ileri sürerek fesih işleminin iptalini, muarazanın giderilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Davanın kabulüne dair mahkemenin verdiği ilk kararın davalının temyizi üzerine dairemizce bozulması sonucu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yine davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur....
Davacı, davalı idareden maliki olduğu taşınmaza ilişkin olarak adına su aboneliğinin tesisini talep ettiği, davalı idare ise dava dışı üçüncü kişi (...) adına olan aboneliğin borcu bulunduğundan bahisle talebi reddettiği, davacı tarafça aboneliğin adına tesis edilmesine ilişkin muarazanın giderilmesi talebiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır. 2. İlk Derece Mahkemesince; aboneliğin davacı adına tesis edilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yargılama yapılıp sonucu dairesinde karar verilmesi gerekirken, davaya dahil edilmesi gerekmeyen dava dışı kiracının davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulup, lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve kanuna uygun olmadığını belirleyen Bölge Adliye Mahkemesi kararı yerinde olup, dahili davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....
Marka ... nolu sayaç için davacı ve davalı kurum arasında sözleşme yapılarak güvence bedelinin tahsil edildiği anlaşılmakla aboneliğin tesisi suretiyle muarazanın giderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir....
Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi doğru olup, davalı vekilinin kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespitine dair verilen kararın istinafına yönelik istinaf istemleri yerinde görülmemiştir. Ancak hukuki tavsif hakime aittir. Davacı taraf dava dilekçesinde davasını kira sözleşmesinin yürürlükte ve geçerli olduğunun tespitine, muarazanın önlenmesine ve giderilmesine, fesihin geçersizliğine ve müdahalenin menine karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesindeki anlatıma göre davanın kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın giderilmesi davası olduğu açıktır. Bu tür bir davada davalının fiziki olarak müdahale ettiği iddia olunmadığına göre yalnızca dava tarihi itibariyle davacının kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespitine ve hukuki müdahale yönünden muarazanın bu şekilde giderilmesine karar vermek gerekirken, müdahalenin menine karar verilmesi hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.05.2007 gününde verilen dilekçe ile bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hakla elatmanın önlenmesi-kal ve muarazanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan elatmanın önlenmesi, kal ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davacı şirketin ... ada 9 parsel sayılı taşınmazı da intifa hakkı sahibi olduğunu ve bu yerde davalı ... Paz. Tur.San ve Tic. Ltd....