Davalı vekili cevabında, işbölümü itirazında bulunduktan sonra davacının elektrik aboneliği yapabilmek amacıyla müvekkili kuruma başvuruda bulunduğunu, yapılan incelemede ilgili yerde Eshab-ı Kehf Külliyesi Yönetim Kurulu Başkanlığı adına abonelik bulunduğunu ve bu aboneliğe ilişkin olarak yüklü miktarda borcun mevcut olduğunun tespit edildiğini, borcu bulunan bir tesis veya kullanım yerine asıl borçlu dışında 3. şahıslarca yapılan abonelik başvurularında muvazaa yani borçtan kurtulma kastının olup olmadığının abonelik işlemi yapan birimce araştırılmasının yerinde ve hukuka uygun olduğunu, kira sözleşmesinde kira başlangıcı olarak 09.02.2008 tarihi yer aldığından, fiili kullanıcı sıfatı ile davacı tarafın da sorumlu olduğunu, davacının abonelik ile ilgili gerekli işlemleri yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 15/05/2012 NUMARASI : 2010/342 (E) ve 2012/452 (K) SUÇ : Özel belgede sahtecilik 1- Sanıkların katılan adına sahte abonelik sözleşmesi düzenledikleri iddiası ile açılan kamu davasında; Sanık D.. B..'ın suça konu abonelik sözleşmesinin diğer sanıklar Hulisi ve Y.. D..'ın yetkilisi olduğu ve alt bayii olan ... GSM isimli işyerinde düzenlenerek sahibi olduğu GSM bayiine gönderildiğini savunması, sanıklar Hulisi ve Y.. D..'ın ise sözleşme düzenleme yetkilerinin bulunmadığını, müşterilerin imza ve kimlik fotokopilerini alarak abonelik sözleşmelerini diğer sanık D.. B..'a gönderdiklerini, katılanın kendilerinden daha önce GSM hattı satın aldığını ancak suça konu abonelik sözleşmesinin katılana satılan hatta ilişkin olmadığını savunmaları, katılan ve sanık D.. B.. yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve abonelik sözleşmesinde abone adına atılı bulunan imzaların katılan ve sanık D.. B..'ın eli ürünü olmadığının bildirildiği ancak sanıklar Hulisi ve Y.....
...... numaralı hatta ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlenmesinde, abonelik sözleşmesindeki imzanın katılana ait olmadığı ve elde edilecek menfaatin sanıklara ait olduğu bu nedenle bu abonelik sözleşmesi yönünden suçun sübut bulduğu anlaşılmakla; hüküm tarihinden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’ un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’ nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz.” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek ve değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz.” hükümleri karşısında...
Suça konu abonelik sözleşmesi aslının dosya arasında mevcut bulunduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir....
Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....
İletişim isimli işyerlerinin yetkilileri olan sanıkların müşteki adına sahte GSM abonelik sözleşmeleri düzenlemek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediklerinden bahisle haklarında açılan kamu davasında, sanıkların .... İletişim'in alt bayii olduklarını, suça konu GSM abonelik sözleşmesini.... İletişim'in düzenlendiğini savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından,.... İletişim'in suç tarihinde yetkilisinin kim olduğu tespit edilip, sanıkların savunmaları doğrultusunda ifadesine başvurulması ve gerektiğinde.... İletişim'in yetkilisi ile ilgili personelin suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı ve imza örnekleri ile birlikte GSM abonelik başvuru formu, abonelik sözleşmesi ve numara taşıma talep formunun üzerindeki yazı ve imzaların.......
Dava, ısınma amaçlı jeotermal enerji abonelik sözleşmesi nedeniyle tahakkuk ettirilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık, fiili kullanıcısı olmamasına rağmen abonelik sözleşmesini iptal ettirmeyen abonenin kullanılan jeotermal enerji bedelinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Jeotermal enerji abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden davalı abone, kullanılan miktar bakımından dağıtım yapan kuruma karşı sözleşme gereği sorumludur. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Yargıtay..... ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur....
Somut olayda; davacı taraf, geçici abonelik talebi amacıyla davalı kuruma başvurduğunu, ancak başvurusunun dava dışı müteahhitin iskan işlemlerini tamamlamamış olması nedeniyle reddedildiğini ileri sürmüştür. Davalı kurum ise, yapı denetim uygunluk belgesi ve iş bitim evrakı ile başvurulması halinde abonelik tesis edilebileceğini, (diğer bir ifadeyle anılan belgeler olmadığından abonelik sözleşmesinin yapılmayacağını) savunmuştur. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu binanın yapı denetim şirketinin gözetimi altında tasdikli elektrik projesine ve yönetmeliklerine uygun olarak yapıldığı, binada kaçak kat, kaçak bağımsız bölüm gibi inşaat fazlalığının olmadığı ve geçici elektrik aboneliğinin tesis edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen davacı abonenin sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; aboneliği iptal ettirilmedikçe fiili kullanıcının kullandığı su bedelinden abonenin de kullananla birlikte müteselsilen sorumlu olacağı kabul edilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....