Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacı tarafından yapılmış bir abonelik başvurunun bulunmadığını, ayrıca davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu binanın yapı kullanma (iskan) ruhsatının alınmadığını, İmar Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca davacıyla abonelik sözleşmesi yapılmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 1973 tarihli abonelik sözleşmesi bulunduğu, aboneliğin sona erdirilmediği, davacı idare tarafından davalı abone ve fiili kullanıcı olduğu belirtilen kişiye karşı abonelik kapsamında ödenmemiş su borcu dayanak yapılarak icra takibi başlatıldığı, davalı abone tarafından fiilen su sarfiyatı yapmadığı, başka bir kişinin kullanımında olduğu belirtilerek takibe itiraz edildiği görülmektedir. Su abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan su bakımından davalı idareye karşı sözleşme gereği sorumluluğu bulunmaktadır. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik su idaresine karşı normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur....

      Somut uyuşmazlıkta, davalının bilirkişi raporuna itirazları irdelenmemiş; davacının abonelik sözleşmelerinden önceki tarihli resmi kurumlardan tatbike medar imzaları celbedilmemiş, dava konusu abonelik sözleşmesinden sonraki tarihli takip dosyaları ile olayla ilgili ceza soruşturması dosyasındaki imzalarla yetinilmiş, mahkemece eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir. (HGK 2011/12-740 E.-2011/685 K.) Yukarıda belirtilen yasal hükümler ve açıklamalar ışığında; mahkemece, dava konusu abonelik sözleşmelerinden önceki tarihli davacının resmi kurumlardaki tatbike medar imzaları da getirtilerek, davaya dayanak abonelik sözleşmeleri ve davacının mukayeseye esas mahkemede alınan mevcut imza örnekleri ile birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumu ......

        Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, müşteki adına düzenlenen sahte abonelik sözleşmesinin sanığın yönetim kurulu başkanı olduğu Teleses Mağazacılık A.Ş.'...

          Taraflar arasında usulüne uygun olarak yapılmış abonelik sözleşmesinin bulunması halinde uyuşmazlık niteliği itibariyle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalacağından, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Ancak, somut olayda mahkemece, dava konusu abonelik sözleşmesinin davacı tarafından imzalanmadığı tespiti yapılmış olup, taraflar arasında abonelik sözleşmesi kurulmadığı, davalı şirket ile abonelik sözleşmesi aktedenin davacının kimlik bilgilerini kullanan 3.kişi olduğu mahkemenin de kabulünde ve ihtilafsızdır....

            Davalı; davacı tarafın abonelik başvurusunun gerçekleşmesi için yapı denetim uygunluk belgesinin (iskan ruhsatı) olması, yapı ruhsatının alınmış ve buna göre yapılması, altyapı hizmetlerinden birinin aboneliğine ilişkin belgenin sunulması, binanın statik rapor ve fennen elektrik aboneliğine uygunluğuna dair belgelerinin bulunması ve abonelik başvurusunun yapılmış olması gerektiğini, yapı denetim belgesi olmadan davacının ferdi abonelik başvurusunun kabul edilmesi halinde davalı şirketin sorumlu tutulacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın Kabulüne, davacının oturduğu ... ili ... İlçesi, ... Mahallesi, .... Sokak, ... ada, 7 parsel, 7 numaralı apartmanın 6 numaralı bağımsız bölüme ilişkin abonelik giderleri davacıya ait olmak üzere geçici elektrik aboneliğinin tesisine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir....

              KARAR Davacı,davalılardan ... ...’e ait olup diğer davalıya kiralanan taşınmazın otopark olarak işletildiğini,... kullanım nedeniyle her iki davalının da resen abone yapıldığını,abonelik masrafları,... kullanım bedeli,abonelik sonrası normal kullanım bedelinin ödenmemesi nedeniyle ,icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir....

                Davalı, dava konusu binanın ve davacıya ait bağımsız bölümün iskan ruhsatının bulunmadığını, İmar Kanununun 31. maddesi gereğince iskan ruhsatı bulunmayan yerler hakkında abonelik tesis edilemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında 15.6.2005 tarihinde bina için yapı kullanma izin belgesi verildiği ve davacının davalıya borcunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile 27/6 numaralı bağımsız bölüm için davacı adına kesin abonelik yapılmasına (tesisine) karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 30.3.2005 tarihli dava dilekçesi ile sahibi olduğu bağımsız bölüm ve bina için henüz yapı kullanma izin belgesi bulunmadığını, ancak diğer meskenlere abonelik tesis edildiğini ileri sürerek abone yapılması yönünde karar verilmesini istemiştir. Mahkemece dava tarihinden sonra yapı kullanma izin belgesinin verildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de her dava açıldığı tarihteki şartlara göre hükme bağlanır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel Belgede Sahtecilik HÜKÜM : Beraat 1- Sanıklar ... ve ... ... hakkında katılan adına GSM abonelik sözleşmesi düzenlettikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, suça konu abonelik sözleşmelerindeki imzaların katılanın eli ürünü olmadığının tespit edilmesi, sanıkların, katılanın bilgisi ve rızası dışında çıkartılan GSM hatlarını kullandıklarını kabul etmeleri nedeniyle, yüklenen fiilin subuta erdiği gözetilerek, suç tarihinden önce 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanunun 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle...

                    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın, 5809 sayılı Kanun'un 56/4. maddesi kapsamında "...işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi..." sıfatıyla, yine aynı maddede geçen "...Abonelik tesisi veya işlemi yapma, gerçeğe aykırı evrak düzenleme, değişiklik yapma ve bu evrakları kullanma..." seçimlik fiillerini işlediğinin ve sahte abonelik tesisi gerçekleştirdiğinin iddia edildiği kamu davasında, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir. Yapılan açıklamalar karşısında, sanığın sözleşmenin düzenlendiği bayii olan...Tic. San. Ltd....

                      UYAP Entegrasyonu