Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince davalı kuruma yapılan abonelik başvurusunun davalı kurumca müvekkili şirket müdürü adına düzenlenmiş kaçak su kullanımına dair tutanak bulunduğu iddiasıyla reddedildiğini, oysa aboneliğin şirket adına tesis edilmek istendiğini, tutanağın şirketle ilgisi bulunmadığını, bu başvurunun reddi nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, davalının anılan işleminin iptaline ve müvekkili şirket adına abonelik yapılmasına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını, abonelik tesis edilmeden davacı şirketin inşaatı tamamladığını, uyuşmazlık konusu tutanağın da iptal edildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur....

    Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz..." şeklindeki düzenlemesiyle, "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" tarafından "kişinin bilgisi ve rızası dışında", "abonelik tesisi veya abonelik işlemi yapılmasını, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesini" suçun unsuru olarak ortaya koymuştur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, adı geçen düzenlemeden ötürü, şüpheli veya sanık olabilmek için "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" olmak, suçun unsurlarının gerçekleşmesi içinse "rıza dışında abonelik tesisi veya abonelik işlemi" yapmak veya bu amaçla gerçeğe aykırı belge düzenlemek gerekmektedir....

      Digital İletişim isimli işyeri yetkilisi olan sanığın, ... adına sahte GSM abonelik sözleşmesi düzenlemek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın ‘‘... bayisinin kendisine bağlı olarak çalıştığını, abonelik sözleşmesinin... bayi tarafından düzenlendiğini, suça konu abonelik sözleşmesinin üst bayi olarak aktivasyonunu yaptıklarını, kendilerine alt bayiler tarafından gönderilen abonelik sözleşmelerinde kimlik bilgilerinin doğrulamasını yapmanın ve imzayı tamamlatmanın alt bayinin görevi olduğunu, sözleşmeleri kendileri düzenlemedikleri için herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını" savunması; hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ...'nun "...İlçesinde ... İletişim adlı işyerini işlettiğini,... İlinde faaliyet gösteren ......

        Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz..." şeklindeki düzenlemesiyle, "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" tarafından "kişinin bilgisi ve rızası dışında", "abonelik tesisi veya abonelik işlemi yapılmasını, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesini" suçun unsuru olarak ortaya koymuştur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, adı geçen düzenlemeden ötürü, şüpheli veya sanık olabilmek için "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" olmak, suçun unsurlarının gerçekleşmesi içinse "rıza dışında abonelik tesisi veya abonelik işlemi" yapmak veya bu amaçla gerçeğe aykırı belge düzenlemek gerekmektedir....

          Kanun koyucunun "bizzat" kriterini getirmesinin amacı, suça konu abonelik işlemini yapan kişinin mutlaka ilgili belgede isim ve imzasının veya yazısının bulunması değildir. İşletmecinin yetkilendirmesi şartıyla, gerçeğe aykırı düzenlenen abonelik sözleşmesine veya işlemine katkıda bulunan, onay veren, numarayı başka operatöre taşıyan, hattı kullanıma açan, hizmeti aktive eden, kısacası kanunun lafzında yer alan kişinin rızası dışındaki tüm abonelik işlemlerini yapanların bu suçun faili olacağı maddeden ve tanımlardan anlaşılmaktadır. Yapılan açıklamalar ışığında, suça konu abonelik sözleşmeleri üzerinde ......

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/04/2021 NUMARASI : 2021/101 ESAS - 2021/157 KARAR DAVA KONUSU : MUARAZANIN ÖNLENMESİ KARAR : Alanya 4....

            Abonelik sözleşmesi, tüketicinin, belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmelerdir” (6502 sayılı Kanun m. 52/1). 7155 sayılı Kanun’un lafzına bakıldığında, bu Kanun’un kapsamına sadece tüketicilerle imzalanan abonelik sözleşmeler girmekte olup, tüketiciler ile yapılan abonelik sözleşmeleri dışında yapılan abonelik sözleşmeleri Kanun’un uygulama kapsamı dışında kalmaktadır....

            Abonelik sözleşmesi, tüketicinin, belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmelerdir” (6502 sayılı Kanun m. 52/1). 7155 sayılı Kanun’un lafzına bakıldığında, bu Kanun’un kapsamına sadece tüketicilerle imzalanan abonelik sözleşmeler girmekte olup, tüketiciler ile yapılan abonelik sözleşmeleri dışında yapılan abonelik sözleşmeleri Kanun’un uygulama kapsamı dışında kalmaktadır....

              Abonelik sözleşmesi, tüketicinin, belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmelerdir” (6502 sayılı Kanun m. 52/1). 7155 sayılı Kanun’un lafzına bakıldığında, bu Kanun’un kapsamına sadece tüketicilerle imzalanan abonelik sözleşmeler girmekte olup, tüketiciler ile yapılan abonelik sözleşmeleri dışında yapılan abonelik sözleşmeleri Kanun’un uygulama kapsamı dışında kalmaktadır....

              Abonelik sözleşme aslı ile davacının imza örnekleri ile davacının alınan imzaları mukayese için ATK ya gönderilmiş,ATK raporunda abonelik sözleşmesindeki imzanın davacı ile irtibatının belirlenemediği tespit edilmiştir.Ayrıca kira sözleşmesi fotokopi olduğundan imza incelemesinde dikkate alınmamıştır.Ayrıca abonelik numarası ile ilgili emniyet tahkikatı da yapılmıştır. Sözkonusu takibe konu edilen faturalara yönelik abonelik sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı tesbit edildiğinden,artık bu abonelikle ilgili faturalardan davacı sorumlu tutulamayacaktır.Davacının abone olmayıp,fiili kullanıcı olduğu da davalı tarafça isbatlanamamıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

              UYAP Entegrasyonu