Aynı maddenin son fıkrası uyarınca ise, icra memurunun haciz koyarken alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmesi gerekir. Yargıtay'dan tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK.nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır. Şu hale göre; borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı icra dairesine depo edilmiş olmakla, mahkemece, şikayetin kabulü ile aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
Aynı maddenin son fıkrası uyarınca ise, icra memurunun haciz koyarken alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmesi gerekir. Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK.nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır. Somut olayda, alacaklı tarafından genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibine borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali isteminin, ... 6....
Buna göre, dosya alacağının tamamının icra müdürlüğüne yatırılması halinde, mevcut hacizler aşkın hale geleceği gibi, hacizlerin devam etmesinde alacaklının da hukuki yararı kalmayacağından kaldırılmaları gerekir. Somut olayda, icra müdürlüğünün 28/12/2021 tarihli dosya hesabında dosya borcunun 27.025,07 TL ve 15/04/2022 tarihli dosya hesabında 28.261,06 TL olarak belirlendiği, 30/12/2021 tarihli haciz yazısında borç miktarının 27.875,77 TL olarak belirtildiği, davacının 07/01/2022 tarihinde 27.940,00 TL'yi istirdat hakkı saklı kalmak kaydıyla icra veznesine depo ettiği, bunun yanında belirlenen teminatın da yatırıldığının İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesince icra dosyasına bildirildiği, bu durumda konulan hacizlerin aşkın hale geldiği ve hacizlerin devamında alacaklının hukuki yararının kalmadığı anlaşılmakla, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetli değildir....
İİK.’nun “İhtiyati haciz kararının icrası” başlıklı 261. maddesinin 1. fıkrası “Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.” hükmünü içermektedir. Aynı Kanunun “İhtiyati haczi tamamlayan merasim” başlıklı, 264. maddesinin 1. fıkrasında da, “Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur....
nin borcundan dolayı bu paraya haciz konulamayacağı gerekçesiyle haczin kaldırılmasını talep ettikleri, mahkemece ,nakit teminat pararsı olarak yatırılan miktarın serbest kaldığı takdirde haczinin her zaman mümkün olduğu, haczin hukuki sonuçlarını teminatın serbest kaldığı gün itibariyle doğuracağından şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, şikayetçiler hakkında .... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2013/4654 esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçluların malvarlığına haciz konulduğu bunun üzerine icra mahkemesine başvurarak aşkın haciz şikayetinde bulundukları, .... 2. İcra Mahkemesi 2013/416 esas sayılı dosyada % 10 teminat karşılığında tedbir kararı verildiği ve bu karar gereğince şikayetçilerden .... ....Ltd Şti ile ... vekili tarafından 01.11.2013 tarihinde 14.131,00 TL teminat yatırıldığı anlaşılmıştır....
Bu kapsamda, davacının zarara uğradığını iddia ettiği işlemlerin nedeninin takibe itirazına rağmen, takibin durdurulmayıp, devam etmesi ve bunun sonucunda haksız ve aşkın haciz işlemleri olup, söz konusu haciz işlemlerini uygulayanın icra dairesi personeli olması, alacaklı tarafa itiraz dilekçesinin tebliğ edilmemiş olması, alacaklı tarafın takip dosyasındaki taleplerini değerlendirenin icra dairesi personeli olması hep birlikte göz önüne alındığında icra dairesi çalışanlarının tasarrufundaki haciz koyma işlemine karşı husumetin ancak idareye karşı yöneltilebileceği ve dolayısıyla davalının işbu davada taraf sıfatının bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2020/1522 Esas sayılı takibine konu alacağın muvazaalı olduğunu, aşkın haciz yapıldığını, ayrıca haciz de sıra ve ölçülülük ilkelerine uyulmadığını, önce çekişmesiz malların haczi gerektiğini, ancak bunlardan önce müvekkili lehine ihtiyati tedbir kararı verilen kredi sözleşmesi ve tescilleri müvekkilinin babası Abdülkadir Güvenenler adına yapılmışsa da kredi taksitleri ve araçların tüm giderleri müvekkilince karşılanan ortaklığın giderilmesi davasına da konu olan araçların haczedildiğini beyanla, davanın kabulü ile takibin iptaline, araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, davalı alacaklı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir. Somut olayda mahkemece işin esasına girilmiş, mahallinde keşif yapılarak iki bilirkişi raporu alınmış, bir yılı aşkın bir yargılama süreci sonucunda “ihtiyati haciz kararına itiraz eden ... A.Ş.’nin borçtan sorumlu olmadığı…” şeklindeki bilirkişi raporuna istinaden ihtiyati haciz kararı kaldırılmıştır. İcra ve İflâs Kanunu’nun 258,I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir....
Bu dava ile birleştirilen şikayet davasında ise davacı 3.kişi vekili, hatalı kıymet takdiri ve aşkın haciz işlemi yapıldığını ileri sürerek hatalı yapılan kıymet takdiri işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, müvekkilinin borçluya kefil olması için borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin haciz adresinde tebliğ edildiğini, haciz adresinde faaliyet gösterdiği ileri sürülen davacı şirketin borcun doğumundan sonra borçlunun oğlu tarafından kurulduğunu, aralarında muvazaalı işlemler bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece haczin ödeme emri tebliğ edilen ve mahkeme ilamında borçluya ait olduğu belirtilen adreste yapıldığı, davacı şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğu, davacı şirket kurucusunun borçlunun oğlu olduğu, aralarında alacaklıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlemler bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi yetkilisince temyiz edilmiştir....
Sayılı ilamında, dava dilekçesinde faiz talebinin olmamasından dolayı faiz kısmının kaldırıldığını fakat daha sonra faiz talep edilememesine ilişkin yasal bir engel bulunmadığını ayrıca davacının zararının ticari temerrüt faizinden daha fazla olduğunu, aşkın zararının da davacıya ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, davacının davalıya ödeme yaptığı tarihten, davalının icra dosyasına yaptığı ödeme tarihi arasında işleyen ticari faizden ödenmeyen 36.000,00 TL'nin ve aşkın zararının belirlenerek şimdilik 3000,00 TL'nin davalıdan tahsilini ve davalının mal kaçırma ihtimali olduğundan davalıya ait tüm malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına kararı verilmesini talep etmiştir....