Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; Menfi tespit ve ihtirazi kayıtla ödenen ilave ağaçlandırma bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Bilirkişi heyetinin 08/01/2019 tarihli raporunda belirtildiği üzere taraflar arasında imzalanan protokol ve ekleri ile uygulama yönetmeliklerinde ilave ağaçlandırma bedeli alınacağına ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Davalı kurum da taraflar arasında imzalanan protokol ve uygulama yönetmeliklerine dayanarak ilave ağaçlandırma bedeli istediği savunmasında bulunmamıştır. Davacı kurumdan alınan ilave ağaçlandırma bedeli, ilgili yasa ve uygulama yönetmeliğiyle hüküm altına alınmayan bir bedel olduğundan davacının ilave ağaçlandırma bedelinden sorumlu tutulması mümkün değildir. İlk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararı ve gerekçesi yerindedir. Ancak, 28/04/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanunun 33....

özel nitelikte bir yer olduğu, davacı şirkete de ilave ağaçlandırma bedelini ödemeyi taahhüt etmesi nedeniyle izin verildiği, aksi takdirde izin verilmeyeceğinin açık olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, ilave ağaçlandırma bedeli istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu malına zarar verme HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Suça sürüklenen çocuğun çobanlığını yaptığı küçükbaş hayvanlarını ağaçlandırma sahasına sokarak hayvanlara otuz dokuz adet çam fidanının tepe tomurcuklarını yedirip devlet ormanına zarar verdiği şeklindeki iddianamedeki anlatıma göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (3.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Zararın belirlenmesinde yangın sonucu tamamen yanan ağaç ve ağaççıkların değeri, kısmen yanan ağaç ve ağaççıkların değerinde meydana gelen azalma, alt tabaka orman örtüsünün yanması nedeniyle oluşan zarar ve toprağın humuslu tabakasının yanması nedeniyle meydana gelen verim kaybı dikkate alınır". Aynı kanunun 114/1 maddesinde ise; "Her türlü orman suçları ile tahrip olunan vaya yakılan sahalar için, bu Kanununda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahallî birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur" düzenlemesine yer verilmiştir. Öte yandan haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir....

      Davalı; Orman Genel Müdürlüğünün 16/07/2013 tarihli 880 sayılı emri uyarınca ilave ağaçlandırma bedeli alınacağını savunarak; davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; 6831 Sayılı Kanun ve Orman Kanunu'nun 17/3 ve 18. maddelerinin Uygulama Yönetmeliğinde ilave ağaçlandırma bedelinin alınacağına dair bir maddenin yer almadığı, kanun ve yönetmelikte yer almayan ilave ağaçlandırma bedelinin davacıdan tahsil edilmesinin hukuki dayanağının olmadığı gerekçesiyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından ödenen 437.291,74 TL ilave ağaçlandırma bedeli ile 78.712,51 TL KDV olmak üzere toplam 516.004,25 TL ilave ağaçlandırma bedelinin 18/11/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca istinaf edilmiştir....

        Ancak, dosyada mevcut ve hükme esas alınan 4.10.2012 tarihli ziraat bilirkişisinin raporunun incelenmesinden; "....Dava konusu fidanların hayatiyetlerini kaybetmesi nedeni ile, zarar gören 8000 adet akasya fidanının dava tarihindeki değerinin 9200 TL ve gene dava tarihi itibariyle ağaçlandırma giderinin 71.450 TL olmak üzere toplam zararın 80.650 TL olduğunun belirtildiği" anlaşılmıştır.Dava konusu eylem, niteliği itibariyle haksız eylem niteliğinde bulunmaktadır. Borçlar Kanununun 49.maddesi gereğince "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." Somut olaydaki eylemin niteliği itibariyle, zarar gören ağaçların olay tarihindeki değerleri dikkate alınarak, hesaplama yapılması gerekir. Ne var ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava tarihindeki değerler dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Akdeniz İlçesi Esenli ve Puğkaracadağ mahalleleri, Sığırlıdağ mevkiinde bulunan Orman İşletmesine ait 133 hektar büyüklüğündeki sahanın 49 yıllığına müvekkili şirkete özel ağaçlandırma ve imar ihya sahası amacıyla 2010 yılında kiraya verildiğini, kiralanan bu alanın güney tarafında davalı şirketin işlettiği 72708 işletme ruhsat numaralı taş ocağı bulunduğunu, müvekkili şirketine ait özel ağaçlandırma sahasını kiraladığı tarihten bu yana davalı şirket tarafından işletilen taş ocağının faaliyetlerinden dolayı çıkan tozların ağaçlandırma sahasında bulunan zeytin, keçiboynuzu ve diğer bitkilerle, sulamada kullanılan sondaj kuyusuna zarar verdiğini, taş ocağının 3573 sayılı zeytincilik kanununa da aykırı olduğunu, taş ocağının faaliyetinin devam etmesi halinde sahada bulunan ağaçların ve aromatik bitkilerin zarar görüp kuruyacağını, Mersin 2....

          Şefliği hudutlarındaki 188 nolu bölmedeki 1,44 Ha'lık orman arazisi üzerinde özel ağaçlandırma izni verilen davacının, sözkonusu arazinin 6912 sayılı Özel Ağaçlandırma Tamiminin 3. maddesi uyarınca verimli hale dönüştürüldüğünden ve projeli saha statüsü kazandığından bahisle ... Müdürlüğün emirleri gereği özel ağaçlandırma çalışmasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle Özel Ağaçlandırma saha izninin iptal edilerek başvuru bedellerinin tarafına iade edileceği, bu sebeple teslim edilen uygulama projesi hakkında herhangi bir işlem yapılamadığı yönünde tesis edilen ... İşletme Müdürlüğünün ... tarih ve E.... sayılı işleminin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ........

            Ancak, Yangın sahasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile, yangından dolayı herhangi bir ağacın zarar görmediği, yangının örtü yangını şeklinde seyrettiği tespit edilmiş olup, 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi hususların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınmaması gerekmesine göre; CMK'nun 231/5 ve devamı maddesinde yer alan subjektif şartlar değerlendirilerek karar verilmesi yerine ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarından oluşan zararın sanık tarafından giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- 1)Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle “dava konusu orman alanında davalının açma yaptığına ve ağaç kestiğine dair kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunmadığı, davalının eylemi nedeniyle yargılandığı ceza dosyasında açma yapmaksızın işgal ve faydalanmada bulunduğu gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verildiği, şu durumda davalının ağaçlandırma giderinden sorumlu tutulamayacağı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu