ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2019 NUMARASI : 2018/460 ESAS, 2019/634 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat ( KARAR : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24/12/2019 tarih ve 2018/460 Esas, 2019/634 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı idare vekili tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 4....
Hukuk Dairesinin 2018/720 esas, 2018/5850 karar sayılı kararıyla onanan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/330 esas, 2017/448 karar sayılı ilamında; ''İİK 72.maddesi uyarınca İstirdat davasını açma hakkı takip borçlusuna aittir. Davacı haciz sırasında ve haciz baskısı altında 85.000,00 TL yi takip alacaklısına ödemiş olmakla birlikte, yasal olarak, takip alacaklısına karşı istirdat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Zira takip borçlusu kendisi değildir. Yargıtay 19. HD nin konuya ilişkin içtihatları da, davacı üçüncü Kişinin istirdat davası değil, istihkak davası veya maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği yönündedir (Yargıtay 19. HD nin 2009/442 E. 2009/4085 K. Ve 06.05.2009 T. ve 2013/9005 E. 2013/14813 K. 26.09.2013 T. ). Yine davacı, tabip borçlusu aleyhine sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası açabilir. Çünkü takip borçlusu, pasifindeki azalma nedeniyle, davacı aleyhine sebepsiz zenginleşmiş durumdadır....
Dava konusu çekin ilgili banka şubesine ibraz edilmiş olması nedeniyle davacı vekiline çek hamiline karşı istirdat davası açmak üzere 1 haftalık kesin günlük süre verildiği, buna ilişkin tebligatın 08/02/2023 tarihinde yapılmasına rağmen istirdat davası açılmadığı görülmüştür. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; zayi nedeniyle iptaline karar verilmesi istenen dava konusu çekin ilgili bankaya ibraz edildiği, davacı tarafın çeki ibraz eden son hamile karşı istirdat davası açmaması üzerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği (Yargıtay 11.HD 2015/11662 Esas, 2016/8538 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Ödeme yasağının kaldırılmasına, 4-Davacı tarafından yatırılan teminatın HMK.'nın 392/2....
Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardan olup, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı, istirdat davası açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. Nitekim TTK sistematiği ve 11. Hukuk Dairesi yerleşik uygulaması da bu yöndedir. (11. HD 01/06/2016 T, 2015/11485 E 2016/6033 K sayılı ilamı) Somut olayda, davaya konu ...Bankası ... Şubesine ait, keşidecisi ...olan, ... çek nolu, ... keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli çek dava dışı ...Ltd. Şti tarafından bankaya ibraz edilmiştir. Çekin arkasındaki ciro silsilesinden dava dışı şirketin son hamil olduğu görülmüştür....
a karşı istirdat davası açmak üzere iki haftalık kesin süre ve imkan verildiği, davacı ... tarafından iki haftalık kesin süre içerinde ve 05/07/2023 tarihinde davalı ...'a karşı çekin istirdadı davasının açıldığı, değinilen hususun ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dava dosyası / istirdat davası ile sabit olduğu, bu bağlamda davacı tarafından istirdat davası açılmakla eldeki çek iptali davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava konusu çek ile ilgili banka şube müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapda, söz konusu çekin üçüncü kişi tarafından ibraz edildiğinin bildirilmesi üzerine, davacı tarafa çek hamiline karşı istirdat davası açmak üzere süre verilmiş, verilen süreye rağmen davacı tarafın istirdat davası açmadığı anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından dava konusu yapılan ve zayi nedeniyle iptali istenen çekin üçüncü kişiler tarafından ilgili banka şubesine ibraz edildiği, ibraz edilen çek ile ilgili davacı tarafa istirdat davası açmak üzere süre verildiği, verilen süreye rağmen davacı tarafından istirdat davası açılmadığından sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi ve istirdat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 01/04/2013 gün ve 2012/15764-2013/6015 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yargılamanın yenilenmesi ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne, istirdat isteminin ise kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 01/04/2013 tarih 2012/15764 esas ve 2013/6015 karar sayılı ilamı ile onanmış, davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
İstinaf taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekçe; 6100 sayılı HMK'nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda; İstirdat talepli davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İstirdat davası, İcra İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı, maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır.İstirdat davası,normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır.İstirdat davası açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır....
İİK.’nun 72/6 maddesi hükmünde “Borçlu menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” Ne varki davacı vekili, 20.9.2006 tarihli celsedeki imzalı beyanında “ …bizim talebimiz sadece borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinden ibarettir. İstirdat talebimiz yoktur” demiştir. Ödeme ile yasa gereği istirdata dönüşen davanın usulen menfi tesbit davası olarak görülmesine imkan bulunup bulunmadığı ve davacının açıklanan beyanı üzerinde yeterince durulup irdelenmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava ----- İcra Dairesi'nin-----Esas sayılı takibine konu alacağına ilişkin menfi tespit ve istirdat davasıdır.-----. İcra Dairesi'nin ----- Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde borçlunun-----alacaklının ----- Şirketi olduğu, takibin 26.886,87 TL alacağa ilişkin olduğu, takip dayanağı belgenin 24.08.2022 tarihli 5.750,00 TL ve 4.600,00 TL bedeli ,29.08.2022 tarihli 5.625,00 TL bedelli, 30.08.2022 tarihli 8.400,00 TL bedelli faturalar ile 561,87 TL bedelli ihtarname ücreti 26.886,87 TL şeklinde gösterildiği, icra dosyasında takip dayanağı belgelerin bulunmadığı, davacının takip dosyasına 03/01/2023 tarihinde (menfi tespit davası açma hakkı saklı tutularak) 33.907,74 TL ödediği görülmüştür.Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın -----....