Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Dava, 6183 sayılı Kanun kapsamında tebliğ edilen ödeme emirleri nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyarak ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi....... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Endüstriyel Hammaddeler Sanayi Ticaret A.Ş. hakkında düzenlenmiş olduğu anlaşılan ve 1998/6 - 2000/1. aylara ilişkin prim borcunu içerir ödeme emirleri 04.07.2017 tarihinde davacıya ikamet adresinde tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebligatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde ödeme emirlerin iptaline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      Uyuşmazlık, idari para cezasının idari aşamada kesinleşmesinden ve özellikle 6183 sayılı Yasa uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinden sonra " Borçlu olmadığının tesbiti ve ödeme emrinin iptali veya istirdat" şeklinde dava açılması durumunda görevli mahkemenin saptanması noktasında toplanmaktadır....

        Kamu borçlusunun bu davada, hukuken ve maddeten böyle bir borcu olmadığını kanıtlayarak ödeme emrini iptal ettirmesi mümkündür. 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi hükmünde öngörüldüğü üzere yasal sürede itiraz edilmemesi nedeniyle haciz ihbarnamesinin kesinleşerek hacze konu borcun 3.şahsın zimmetinde sayılması takip hukuku kapsamında bir kesinleşme olup bu durumun; özellikle 6183 sayılı Kanunda, İcra İflas Kanununun 72. maddesine muadil bir hüküm bulunmadığı bir başka ifade ile menfi tespit davası açılmasına yasaca cevaz verilmediği olgusu gözetildiğinde; ödeme emrine itiraz kapsamında İş Mahkemesinde açılacak bir davada 3.şahsın maddi hukuk anlamında borçlu olmadığını kanıtlamasına yasal engel teşkil etmeyeceği söz götürmez. Hal böyle olunca 3.şahsın 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi hükmüne göre Kurum aleyhine açacağı ödeme emrinin iptali davasında Kurum borçlusuna karşı borcu olmadığını ya da malın yed’inde bulunmadığını iddia ve ispat etmesi mümkündür....

          Mahkemece, yapılan bilirkişi incelemesine göre davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile, asıl amme borçlusu ... ve Kimya San. Tic. Ltd. Şti.'ne ait borçlardan dolayı davacıya tanzim ve tebliğ olunan ödeme emirlerinin iptali gerektiği anlaşıldığından davanın kabûlüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup, davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaliyle, borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı şirket, Davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Yasanın 79 maddesine göre gönderilen haciz bildirimi nedeni ile çay üreticisi Turan Çelik'in borcundan dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile gönderilen üç adet ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....

              Vergi Dairesi Başkanlığı, Akdeniz Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne borçlu olmadığının tespitine, haciz bildirisi ile talep edilen tutarın vekil eden müvekkil şirket nezdinde olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dava dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerin yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın davacı tarafa göndermiş olduğu Haciz Bildirisinin 6183 sayılı yasanın 79 maddesi gereğince yapılan bir işlem olup, usul ve yasaya uygun olduğu, davacı tarafın yasanın emredici hükmüne rağmen, 7 günlük yasal süre içinde cevap vermediği gibi her hangi bir ödeme belgesi de ibraz etmediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı tarafça dosyaya ibraz edilen borçlu ... İth. Day. Tük. Mal. Faz. San....

                Bu düzenleme karşısında, davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür konumda olup olmadığının şirketin tüm ticaret sicil kayıtları getirtilerek irdelenmesi, şirketi temsile yetkili olduğunun belirlenmesi halinde ise 506 sayılı Yasanın 80. madde gereğince sorumluluğunun bulunup bulunumadığı, var ise müteselsilen sorumlu olacağı hatırda tutularak, davalı Kurumun müteselsil borçlulardan herhangi birine gitmekte serbest olduğu unutulmamalıdır. Davacının, şirketi temsil ve ilzama yetkisinin bulunmadığının anlaşılması halinde ise; davanın yasal dayanağı, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 22.07.1998 gün ve 4369 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle değişik 35. maddesidir....

                  Şirketi hakkında.......sayılı dosyası ile açılan icra takibinin kesinleşmesine rağmen borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle 5510 sayılı Yasanın 86., 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereğince takibe konu borcun davacılar tarafından ödenmesi gerektiğine yönelik borç muhtırası başlıklı yazıdan dolayı borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir. Anılan icra dosyasının kapsamı ve ödeme emri incelendiğinde; ilamlı icra takibinin dayanağının, ....... 2001/1040 Esas 2002/221 Karar sayılı dosyasında 08.09.1995 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerde meydana gelen artışların yasal faiziyle .......

                    Bu durumda anılan keşfin davacıya ait adreste yapılmaması da gözönüne alınarak davacı vekilinin 29.4.2013 ve 31.5.2013 tarihli dilekçeleri doğrultusunda HMK'nun 288,290 ve 291/3 maddesindeki yasal düzenleme gereğince haciz adresinde faaliyette bulunan dava dışı şirketlere belirlenecek keşif gün ve saatinin bildirilmesi, mahcuzların bulunduğu adreste keşif yapılması dava konusu mahcuzların 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Kabule göre de; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmünü içermektedir.Somut olayda davalı idare yararına anılan yasal değişiklik gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu