Davamız, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı tarafça iş bu dava açılırken davalının Gaziemir Vergi Dairesine olan kamu borcu nedeniyle Gaziemir Vergi Dairesi'nin davalının davacıdan alacaklı olduğunu kabulü ile 6183 sayılı yasanın 179 maddesi uyarınca gönderdiği haciz bildirimine süresinde itiraz edilmemesi karşısında gönderilen ödeme emri üzerine davacının davalıya borçlu olmadığı ileri sürülerek, iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Davacı, alacaklı vergi dairesinin haciz bildirimine karşı 7 gün içerisinde itiraz etmediğinden 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesi karşısında iş bu menfi tespit davasını açmıştır. 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesi kapsamında açılacak menfi tespit davasının asliye hukuk mahkemesinde amme alacaklısı idarenin hasım gösterilerek açılması gerekmektedir. Ancak davacının daha evvel ticari ilişkide bulunduğunu bildirdiği ve kamu borçlusu davalıya karşı bu davayı açmasında Yargıtay 11....
Mal Müdürlüğünün olmaması gerektiğini, borçlunun limited şirket ortağı olduğunu, limited şirketlerde ortağın şirket borcundan sorumlu olabilmesi için 6183 sayılı yasanın 35. maddesi uyarınca amme alacağının tahsili amacıyla öncelikle borçlu şirket hakkında işlem yapılarak alacağın tamamını ya da kısmen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda dava dışı şirket ortağının sorumluluğunun söz konusu olacağını belirterek Ortaca İcra Müdürlüğünün 2010/878 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 20.05.2014 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, 6183 sayılı yasanın 35.maddesi uyarınca şirket ortaklarının sorumluluğu yoluna gidildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, üst düzey yöneticisi olduğu için prim borçlarından sorumlu olduğu şirketin prim borcuna, iflas tarihinden sonra işletilen gecikme zammı nedeniyle, 6183 sayılı Yasanın 52. maddesi hükmü uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı üzerine sürdürülen yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan, “Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak...... gönderilir....
Anılan rapora davalılar tarafından itiraz edilmemekle beraber taşınmazın satış tarihleri olan 5.5.2009 ve 8.5.2009 tarihlerindeki değeri belli olmadığından mahkemece öncelikle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın satış tarihlerindeki değeri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, Kadıköy 7.İcra Müdürlüğünün 2009/4964 sayılı takip dosyası istenerek takip alacaklısı ... ile davalı ...'nun aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi aynı kişi ise tasarrufun 6183 Sayılı Yasanın 29/1-2 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, 8.5.2009 tarihli tasarruf yönünden ise davalı ... ile davalı borçlunun aynı yer nüfusuna kayıtlı olması ve davalı ...'in borçluyu tanıdığını beyan etmesi karşısında tasarrufun Yasanın 30.maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının takdir edilmesi her iki tasarrufunda iptale tabi olduğunun tespiti halinde davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak davalı ...'...
Öte yandan; davacı dava dilekçesinde, ödeme emrine konu kurum alacağının 2009/7.-8. aylar hariç takibe konu diğer aylar yönünden borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini talep etmiş ve mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuş olmasına rağmen davalı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı kurumun 5502 sayılı Yasanın 36.maddesine göre harçtan bağışık olmakla karar ilam harcı alınmasına ilişkin hüküm kurulmakla birlikte davacı tarafından yatırılan peşin harcın davacının talebi halinde iadesine karar verilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması ve harcın yargılama giderine dahil edilmek sureti ile taraflar arasında bölüştürülmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedendir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı H.M.K.'nın 370/2. maddesi hükmü uyarınca hüküm bozulmayarak düzeltilerek onanmalıdır....
Davacı, şirket hissesi oranında borçlu bulunduğu prim borcu nedeniyle 5458 sayılı Yasadan yararlanabileceğinin tespiti ile 6183 sayılı Yasanın 52/b maddesi uyarınca şirketin iflas tarihi olan 19.11.2002 tarihinden itibaren gecikme zammı yürütülemeyeceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, .......%22.5 hissedarı olduğunu, şirketin prim vs. borçları nedeniyle 6183 sayılı Yasanın 35.maddesi uyarınca şirket ortağı sıfatıyla sorumluluğu kapsamında 5458 sayılı Yasadan yararlanması gerektiğinin ve giderek iflasın açıldığı tarih sonrası gecikme zammı tahakkuk ettirilmemesi gerektiğinin tespitini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, dahili davalı ...Genel Makine Boya Apre Tekstil Ltd.Şti.nin borcundan dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespitiyle, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı ile davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı şirketin davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Yasanın 79 maddesine göre gönderilen haciz bildirimi nedeni ile dava dışı Doğuş genel Makine Boya ve Apre Tekstil Ltd Şti 'nin borcundan dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....
İtiraz prosedürü tamamlanmadığı halde ödeme emrinin iptali davasına konu edilen idari para cezaları yönünden, 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca başlamış olan prosedürün sonuçlanması beklenip 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı incelemeyle sonuca varılması gerekir 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde itiraz sebepleri sayılmıştır. Buna göre kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs; a-Böyle bir borcu olmadığı, b-Kısmen ödediği, c-Zamanaşımına uğradığı sebepleriyle itiraz edebilecektir. Kesinleşen idari para cezaları, 6183 sayılı Kanuna göre takibe konu edilirse, borçlu tarafından sadece ödeme ve zamanaşımı iddiasında bulunabilir. İdari para cezasının doğumu idari aşamada veya idare mahkemesi kararı ile kesinleştiğinden böyle bir borcu olmadığı yönünde alacağın özüne ilişkin itirazda bulunulamaz. Somut olayda dava, idari para cezası nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ve icra takibinin iptali istemidir....
Dava, 6183 sayılı Yasa kapsamında Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, davacıya ait işyerinin prim borçları nedeniyle yürütülen 1997/4078 ve 1999/595 sayılı takip dosyalarına konu amme alacağının zamanaşımına uğradığından bahisle, Kuruma borçlu olmadığının tespiti ve takiplerin iptali istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Yasa'nın 103. maddesi olup, anılan düzenleme ile tahsil zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup ; '' 1. Ödeme, 2. Haciz tatbikı, 3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat, 4. Ödeme emri tebliği, 5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, 6....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 6183 sayılı Yasa kapsamında Kuruma borçlu olmadığının tespiti ve maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, davacının ortağı olduğulimited şirketine ait işyerinin prim borçları nedeniyle yürütülen 1997/7183 Sayılı takip dosyasına konu amme alacağının zamanaşımına uğradığından bahisle, Kuruma borçlu olmadığının tespiti ve maaş haczinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Yasa'nın 103. maddesi olup, anılan düzenleme ile tahsil zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup ; '' 1. Ödeme, 2. Haciz tatbikı, 3....