WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda mahkemece borçlu davalı ... tarafından yapılan tasarrufla ilgili olarak yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece borçlu davalı ... tarafından yapılan satışa ilişkin olarak davanın 6183 sayılı yasanın 28, 29 ve 30 maddelerinde belirtilen iptal koşulları yönünden incelenmesi yapılıp kanun maddelerinde düzenlenen iptal şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, tarafların delillerinin toplanması, tasarruf tarihi itibariyle davacının alacak miktarının belirlenmesi, borçlu davalı ...'in belirlenen borç miktarına göre borcu karşılayacak mal varlığının olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir. Bu hususlar gözetilmeden, eksik incelemeyle davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haksız eylemden kaynaklanan 01/07/2016 tarihinde kabul edilip 23/07/2016 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda işbölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçeleri ile birlikte dosyayı bir ay içinde görevli Daireye gönderecektir. Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 17....

      Maddesinin 4.fıkrası uyarınca davacı şirketinin haciz bildiriinin tanzim tarihi ve dava tarihi olan 17/06/2019tarihi itibariyle amme borçlusu T6 borçlu olmadığını, dolayısıyla 2076 sayılı haciz bildirisi sebebiyle T4ne 74.816,56 tl ve ferilerinin ödemeye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile dava dışı asıl borçlu T6 arasında ticari ilişki tespit edilmesi üzerine davalı vergi dairesi tarafından davacı hakkında 6183 sayılı amme alacaklarının tahsili usulü hakkındaki kanunun 79. Maddesi kapsamında müteselsil sorumluğuna gidildiğini, 08/01/2019 tarih ve 2076 sayılı haciz bildirisi tanzim edildiğini, 14/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak 7 gün içerisinde itiraz bildiriminde bulunulmadığını, bu sebeple 6183 sayılı kanun kapsamında icra takibine geçildiğini beyan ederek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır....

      Anılan rapora davalılar tarafından itiraz edilmemekle beraber taşınmazın satış tarihleri olan 5.5.2009 ve 8.5.2009 tarihlerindeki değeri belli olmadığından mahkemece öncelikle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın satış tarihlerindeki değeri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, Kadıköy 7.İcra Müdürlüğünün 2009/4964 sayılı takip dosyası istenerek takip alacaklısı ... ile davalı ...'nun aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi aynı kişi ise tasarrufun 6183 Sayılı Yasanın 29/1-2 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, 8.5.2009 tarihli tasarruf yönünden ise davalı ... ile davalı borçlunun aynı yer nüfusuna kayıtlı olması ve davalı ...'in borçluyu tanıdığını beyan etmesi karşısında tasarrufun Yasanın 30.maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının takdir edilmesi her iki tasarrufunda iptale tabi olduğunun tespiti halinde davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak davalı ...'...

        Diğer taraftan, 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca usulünce tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması halinde ise, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp davalı kurum tarafından davacıya gönderilmiş bir borç bildirim yazısından ibaret bulunması nedeniyle, davanın Kuruma karşı borçlu olunmadığının tespiti davası olarak kabul edilip, davacının temsilcilik konumuna göre 506 sayılı Yasanın 80’inci maddesi kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığının irdelenmesi ile tespitinde de engel yoktur....

          Dava, davacının üst düzey yöneticsi olduğu şirketin iflasına karar verilmiş olması nedeniyle müteselsilen sorumlu olduğu prim borçlarına 6183 sayılı Yasanın 52.maddesi uyarınca iflas tarihinden sonra gecikme zammı uygulanamayacağından 5458 sayılı Yasaya göre yapılandırılan borçtan 1.277.403,58 TL'lik kısmından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

            Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. 6183 sayılı Yasa'nın 58/1.maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs,böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir....

              Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı İçerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olayda,davacının mesken elektrik abonesi olduğu,bu döneme ilişkin olarak kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle tahakkuk ettirilen bedelden ve ceza nedeniyle tahakkuk ettirilen meblağa ilişkin borçlu olmadığının tespiti aksi takdirde bilirkişi tarafından tespit edilen 595,33-TL dışında borçlu olmadığının tespiti istemi olduğu anlaşılmakta olup, taraflar arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde abonelik sözleşmesi bulunduğu açıktır....

                Bu halde dava konusu uyuşmazlıkta uygulanması gereken hükümler 6183 sayılı Kanunun10. Ve 56. maddeleri olup, davacı T2 belirtilen Kanun hükümleri kapsamında gösterdiği teminat ile ilgili olarak, davalı kurumun yine aynı kanun kapsamında taşınmazlar üzerine haciz koyduğu anlaşılmakla, olayda 6100 sayılı TBK'nın 581 ve devamı maddelerinde yer alan kefalet hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığı gibi, Türk Medeni Kanunun düzenlenen ipotek ile ilgili hükümlerin de uygulanması mümkün değildir. 6183 sayılı AATUHK'nın 10/5. maddesindeki teminat hükümleri kapsamında, davacı Ali Karataş'ın dava dışı şirket lehine teminat işleminin geçerli olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır....

                Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Kurumca, yargılama aşamasında 25.11.2011 tarihli yazı ile davaya konu ödeme emirlerinin işlemden kaldırıldığının bildirilmesi karşısında, davanın konusunun kalmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. 3-Dava, 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan takip kapsamında gönderilen ödeme emirlerine konu borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesidir. 03.07.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanunun 35’nci maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168’nci maddesine eklenen...

                  UYAP Entegrasyonu