Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ltd.Şti. adına tescilli 1029093 ve 1029094 iş yeri sicil sayılı dosyalarda işlem gören işyerlerinin Müdürlüğümüze olan ve 6183 sayılı Yasa hükümleri gereğince tahsili gereken borçlarına ilişkin olarak icra takiplerinin başlatıldığını, takip konusu borçlara ilişkin olarak, borçlu Eryıldız Şekerleme San. Tic. Ltd.Şti.'...

, davacı bankanın borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

Şti'nin vergi dairesine olan borçları sebebiyle müvekkili hakkında 6183 sayılı yasanın 79.maddesine göre haciz ihbarnameleri gönderdiği, süresinde ihtarnamelere itiraz edilmediği, müvekkilinin dava dışı vergi borçlusuna borcunun olmadığını, bu sebeple 6183 sayılı yasanın 79.mdsine göre gönderilen haciz ihbarnameleri sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden itirazda bulunarak 6183 sayılı yasanın 79/4 mdsine göre davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğini, davanın ticari nitelikte bulunmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle yetkisizlik (sehven yetkisizlik denmiştir) görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, esas yönünden dava dışı vergi mükellefi ... ... Ltd....

    Aylar arası prim ve gecikme zammının şirketin temsil ve ilzama yetkili temsilcisi olduğundan bahisle davacıdan tahsili için 6183 Sayılı Kanunun 58. Maddesi kapsamında tebliğ edilen 2008/18035 takip no’lu ödeme emirlerinin iptali ve kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 80. maddesi olup, davacının takibe konu prim ve gecikme zammı tutarından dolayı sorumlu olduğuna dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa uyarınca borçlunun iptale tabi tasarrufları 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenmiş olup, sözkonusu hükümler gereğince açılan iptal davası borçlunun alacaklılarına zarar veren bazı tasarruflarını alacaklı davacı bakımından alacağı oranında hükümsüz hale getirmeye yarayan ve borçluların haciz ve iflas gibi tasarruf yetkilerinin kısıtlanmasından önce alacaklılarından mal kaçırmak kastı ile kötü niyetle yapmış oldukları hukuki işlemleri davacı alacaklı bakımından hükümsüz sayarak borçlunun mal varlığından çıkardığı mal üzerinde alacaklının cebri icra yolu ile alacağını elde etmesini sağlayan bir davadır....

        Davalı Kurum, Davacı adına .... sicil sayılı dosyada işlem görmekte olan işyerinin ödenmeyen prim borçları nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca 2005/118 v.s. dosyalarda icra takibi başlatıldığı, borçlu şirket adına yapılan işlemler sonucu alacakların tahsili olanağı olmadığından 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereği şirket ortakları hakkında icra takibi yürütüldüğü, davacı ...’in aracına haciz konularak aracın satılacağı konusunun kendisine bildirildiği, müdürlükten şifahi bilgi alan davacıya verilen süreye karşın bu borçları ödemediğinden haczin sürdürüldüğü, borcun, şirketteki hisse oranı olan % 33 ünü ödememesi nedeniyle haczin kaldırılmayacağını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, “davalı ... İl Müdürlüğü.... Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü tarafından,........

          a borçlu olmadığının tespitine, davacının ödeme emrinin iptali talebi hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79/3. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre; 5510 Yasanın 88. maddesi uyarınca kurum alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Yasanın uygulanması gerektiği, aynı yasanın 101.maddesinde de bu kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmektedir. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir....

            ne haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibari ile herhangi bir borcu bulunmadığını, esasen anılan tarihten önce veya sonra da müvekkilin dava dışı borçluya herhangi bir borcu olmadığını, 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi hükmü gereğince borçlu olmayan müvekkil adına işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu belirterek davanın kabulü ile 23.02.2018 tarih ve 11958 sayılı haciz ihbarnamesi yönünden müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ve işbu ihbarnameden kaynaklanan vergi borcu ve faizinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın kabulü ile T3 tarafından gönderilen 23/02/2018 tarih 11958 sayılı haciz ihbarnamesi yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti ile işbu ihbarnameden kaynaklanan vergi borcu ve faizin iptaline" karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....

            Dava, Kurumca gönderilen ödeme emirleri nedeniyle kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti ile ödeme emirlerinin iptalini istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, Davacı hakkında 2014/037239 sayılı, 2014/637240 sayılı, 2014/037242 sayılı, 2014/637241 sayılı, 2005/015022 sayılı , 2005/015023 sayılı, 2005/015024 ve 2005/015025 sayılı takip dosyalarındaki ödeme emirlerinin zamanaşımı nedeniyle iptaline, karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Taraflar arasında görülen takibin iptali ve borçlu olmadığının tespiti davasında mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dava dilekçesinde,takibin iptali ve borçlu olmadığının tespiti ile Kurum tarafından 6183 Sayılı Yasa kapsamında yapılah icrai takibin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi 31.10.2012 tarihinde rddedilmiştir. Mahkemenin ara kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 382/d maddesinde göre; ihtiyati tedbir, çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddede ise (2) hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu